reklam
reklam
DOLAR38,6556% -0.01
EURO43,9416% 0.34
STERLIN51,6115% 0.21
FRANG46,9463% 0.01
ALTIN4.190,48% 0,19
BITCOIN97.277,780.924
reklam

3 Fidan’ın Yol Arkadaşı: Ölüm Bize Vız Geliyordu

Yayınlanma Tarihi : Google News
3 Fidan’ın Yol Arkadaşı: Ölüm Bize Vız Geliyordu
reklam

İzTV’de gerçekleştirilen Nil Kahramanoğlu ile Gündem Özel programının konuğu, 3 Fidan’ın yol arkadaşı Mete Ertekin oldu. 6 Mayıs 1972 tarihinin yıldönümünde, Denizlerin idam sehpasına gitmeden önceki süreçte birlikte mücadele verdikleri anıları paylaşan Ertekin, yarım asır geçmesine rağmen 3 Fidan’ın mücadelesinin devam ettiğini ifade etti.

Türkiye’de adalet, kardeşlik, özgürlük ve bağımsızlık mücadelesi veren 3 Fidan’ın isyanının yalnızca bir kıvılcım çakmak amacı taşıdığını belirten Ertekin, “Yiğit bir mücadeleydi. 68 kuşağı bu ülkede emperyalizmle savaşarak önemli bir rol oynamıştır. Amerikan askerlerini kaçırdığımız bir olay sonrası yakalandık. Sorgulamalarla dolu bir hafta geçirdik. Çok ağır işkencelere maruz kaldık ama bir şey söylemedik. Yakalandığım yer, Amerikalıları sakladığımız evin 80-90 metre yakındaydı. Ardından Ulucanlar Cezaevi’ne gönderildik. Mücadelemiz boyunca asla ayrılmadık,” dedi.

Dördüncü Bendim

Denizlerle vedalaşma anına dair anısını da aktaran Ertekin, “18 kişilik bir idam listesi vardı. Hüseyin ve Deniz’den sonra idam edilecek dördüncü kişi olarak adımı duyduğumda umursamadım. Yoldaşlarımla birlikte idam edilmek benim için bir onurdu. 5 Mayıs gecesi Mamak Cezaevi’ndeki sesler ve telaş, o gecenin yoldaşlarımızla son gecemiz olduğunu açıkça gösterdi. Deniz’le aynı hücredeydik, gülümsüyorduk ama sonumuzu biliyorduk. Ölüm vız gelip tırıs gidiyordu. Son sözlerimiz şaka gibiydi. ‘Senden önce gidiyorum, gidince torpil yaparım’ diyerek tebessüm ettik. Ranzada oturuyordu, prangaları takıldı ve en öndeki hücreye alındı. Düşmanın gözyaşlarımızı görmesini istemiyorduk. Üç dört gün önce açlık grevindeydik. Türkiye’de artan devlet terörüne karşı bir şeyler yapmamız gerekiyordu. Hüseyin önerdi, biz de kabul ettik. 18 gün sürdü ve idam sehpasına dimdik çıkmak istiyorduk. Halit Çelenk’e talebimizi ilettik. Arkadaşlarımızın sendeleyerek idam sehpasına çıkmasını istemedik. Açlık grevinden sonra bulgur çorbası, ekmek, peynir ve çay verdiler. Bunlarla toparlandık. Arkadaşlar idam için hücrelerinden alındığında ‘hadi eyvallah’ dediler. Bu sesi duyunca marşlara başladık. Zor dakikalardı ama acılara yenilmeyen gülüşlerimiz vardı ve son anda bile bunu bırakmadık,” şeklinde ifade etti.

Uydu Devrim’i Trafik Boyasıyla Yazdık

ODTÜ Stadı’na ‘devrim’ yazısını yazan isimlerden biri olan Ertekin, olayın nasıl geliştiğini şöyle anlattı: “Benimle birlikte 6 kişiydik. ODTÜ 1 Nolu yurtta kalıyorduk. Günlerimiz yorgunlukla geçse de genellikle boş zamanlarımızı kitap okuyarak değerlendiriyorduk. Bir gece Hüseyin Aslan yanıma geldi ve elinde 5 teneke trafik boyası olduğunu söyledi. Bu boyanın Japonya’dan geldiğini ifade etti. Karayollarında çalışan bir arkadaşımızın verdiği bu fırsatı değerlendirmek için çalışmalara başladık. Ben kimya okuyordum ve aynı zamanda güzel sanatlarla ilgileniyordum, bu nedenle cam asidinin ne işe yaradığını biliyordum. Trafik boyasının stadyumdaki betona işleyeceğini düşünüyordum. Cam asidini bulmak için çok çaba harcadık ve sonunda bulduk. Hüseyin İnan’la birlikte ODTÜ’de ne yazabileceğimizi düşündük. Sonunda Hüseyin ‘Stadın tribünlerine kocaman bir devrim yazalım’ önerisini getirdi. O zaman Taylan Özgür hayattaydı. Ben, Taylan Özgür, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan, Alpaslan ve diğer bir arkadaşımızla birlikte yazıyı yazmaya karar verdik. 50 metrelik bir halat kullanarak şablon yaptık. Saat bir buçukta başladık, sabaha karşı altıda tamamladık. O an gözümüze muhteşem geldi. Çünkü tüm harflerin yüksekliği 33 metreydi. Kocaman bir devrim yazısı çıkardık ve bu bizim için harikaydı. Çünkü sabah oradan geçen herkes o yazıyı görecekti. Hüseyin İnan’ın fikriydi ve herkes tarafından beğenildi. 53 yıl geçti, çok çaba harcadılar ama yazıyı silemediler. Çünkü yazı betona 3.5 santimetre kadar işlemişti. Yıllar sonra yazının yenilenmesi için beni çağırdılar. Şablon zaten vardı, üstüne yeniden boya sürmüş olduk.”

reklam

YORUM YAP