Devrimci İşçiler Sendikası Konfederasyonu (DİSK) İzmir Şubeleri Temsilcileri, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu’na destek vermek amacıyla düzenlenen mitinglerde “Cumhurbaşkanına hakaret” ettiği iddia edilen sloganlar sebebiyle ifadeye çağrıldı. Akşam saatlerinde ifadeleri alınarak İzmir Adliyesi’ne sevk edilen 8 DİSK Temsilcisinden 2 No’lu Şube Temsilsici Ercan Gül, 5 No’lu Şube Temsilcisi Ahmet Savaş Aras, 6 No’lu Şube Temsilcisi Değer Yıldız, 9 No’lu Şube Temsilcisi Sedat Kenar, 10 No’lu Şube Temsilcisi Barış Okur, 6 No’lu Şube YK Üyesi Hüseyin Karagöz, 8 No’lu Şube Sekreteri İlham Uluç ve DİSK üyesi Gencay Gündüz ifadelerinin ardından serbest bırakılırken, 8 No’lu Şube Başkanı Deniz Şahin Gümüştekin ve DİSK Üyesi Mine Bilir tutuklama talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk edildi. Gümüştekin ve Bilir’in ifadeleri alınırken, adliye önünde arkadaşlarını almak için beklemeye geçen şube başkanlarından bazıları da bu gelişmelere tanıklık etti.
CHP üyesiyim
DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, İzmir Adliyesi önünde yaptığı açıklamada şunları kaydetti: “Ben o gün bir işçi yürüyüşünde AKP için oy topluyor denilerek lanse edildim. Sosyal medyadaki troller tarafından sanki AKP’ye oy topluyoruz gibi bir algı yaratıldı. Biz 2004’ten 2024’e kadar, referandum, genel ve yerel seçimlerde çalışan arkadaşlarımızın izinlerini kullandırarak, CHP belediye başkanları ve CHP’nin kazanması için kendi yıllık izinlerimizi kullanarak sahada mücadele verdik. Son 20 yıldır bütün seçimlerde aktif rol aldık. Tüm CHP’li il başkanları buna tanıklık edebilir. İzmir Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Aziz Kocaoğlu da bu duruma şahittir. O dönemin siyasileri ve vekilleri de bu konuda açıkça bilgilidir. Bizler CHP’nin seçimini kazanması için özverili çalışmalar yaptık. Demokrasi mücadelesi kapsamında bin 300 arkadaşımızın senelik izinleriyle bu seçimlere katkı sunduk. Bana atfedilen “AKP’ye oy topladı” söylemi kesinlikle yanlıştır. Ben CHP üyesiyim. Sokakta ve alanda troller tarafından linç kültürü ile karşılaştık. Tam bu durumu atlatmaya çalışırken, 19 Mart darbesinden itibaren Türkiye’nin adaletsizliklerine, hukuksuzluklarına karşı her zamanki gibi toplumsal mücadele ile tüm gücümüzü ve katkılarımızı etkinliklerle göstermeye çalıştık. Eğer adalet ve demokrasi yoksa, özgürlük ve insanca bir yaşamın da olmayacağını belirtmek isterim. Bu bağlamda, 19 Mart itibarıyla CHP’nin bölgesel mitinglerine katılım sağlamaya başladık. Bizler kimsenin yandaşı olmayacağız, demokrasi ve özgürlük mücadelesini veren kadın-erkek eşitliğinde bir örgütüz. Sadece kendi ücretleri için mücadele edenlerden değiliz; bu ülkedeki toplum muhalefetinde kadın cinayetleri, çocuk istismarı ve kayyımlara karşı duruş sergileyen bir örgütüz. Gerçek kimliğimiz budur. İşçi ekmeği olmadan demokratik bir ortam da mümkün değildir.”
Demokrasiyi savunacak insan bulamazsınız
Sarı, açıklamasını şu cümlelerle sonlandırdı:
“Yalnız bırakmanın ötesinde, 2004 yılından bu yana bütün seçimlerde sokak sokak afiş asarken, sabaha kadar oy çalınmaması için ilçe seçim kurullarında bekledik. İzBB Başkanı Aziz Kocaoğlu, Selçuk’ta oyların çalındığını ve DİSK olarak oylarımıza sahip çıktığımızı bilir. Oyların çalınmaması için ilçe seçim kurulundan il seçim kuruluna giden yol boyunca her an takip ettik. Aziz başkan dahil, okuldaki oylara sahip çıkma amacımız netti. Linç kültürü yüzünden AKP destekçileri ve kendini bilmeyen bazı insanların yazdığı yorumlara aldırış etmiyoruz. Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdiğimiz için, insanların konfor alanlarına dokunduk ve bu sebeple bazı tepkiler alıyoruz. İşçileri mücadele ve direnişten yoksun bırakırsanız, onları yok sayarsanız, yarın demokrasi savunucusu insanlar bulma şansınız kalmayacaktır.”
