

Anayasa Mahkemesi (AYM), arabulucunun yaptığı hatalar nedeniyle işe iade davası açma fırsatını kaybeden bir işçinin bireysel başvurusu hakkında dikkat çekici bir hüküm verdi. Yüksek Mahkeme, işçinin adil yargılanma hakkı kapsamında mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine karar verdi. Bu doğrultuda AYM, devlete 10 bin lira manevi tazminat ödemesi gerektiğine hükmetti. Karar, arabuluculuk süreçlerinde meydana gelen hataların temel hak ihlallerine yol açabileceğini ortaya koydu.
Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre, çalıştığı iş yerinden çıkarılan Gönül A, işe iade talebiyle Ankara 2. İş Mahkemesi'nde dava açtı.
Feshin haklı ve geçerli olduğu ispat edilemedi
Davanın kabulüne varan mahkeme, gerekçesinde, işverenin feshin haklı ve geçerli olduğu yönünde bir ispat sunamadığını belirtti.
Başvurunun usulüne uygun arabuluculuk şartını yerine getirdiği ifade edilerek, davalı işverene yapılan tebligatta yer alan toplantı tarihinin hatalı olduğuna dikkat çekildi. Bu durumun, “dava şartının sağlanmadığı” şeklinde değerlendirilmesinin hak arama özgürlüğünü zorlaştırabileceği vurgulandı.
Karara itiraz edilmesiyle dosyayı inceleyen Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi, işvereni haklı bularak yerel mahkeme kararını iptal etti ve “dava şartı yokluğundan” davanın reddine kesin olarak karar verdi.
Daire kararının gerekçesinde, davalı işverene gönderilen arabuluculuk davetinde toplantı tarihinin yanlış yazıldığı ve tebligatın hatalı yazım tarihinden sonra yapıldığı ifade edildi.
Arabuluculuk davetindeki tarih hatasından dolayı herhangi bir kusurunun bulunmadığını belirten işçi Gönül A, yaşadığı hak ihlali nedeniyle AYM’ye bireysel başvuruda bulundu.
Başvuruda Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılama hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği sonucuna varan AYM Birinci Bölümü, Gönül A'ya 10 bin lira manevi tazminat ödenmesine hükmetti.
Arabulucunun hatasından kaynaklı
AYM'nin kararında Gönül A'nın, işe iade davasının usulden reddedilmesi üzerine yeni bir arabuluculuk sürecine girdiği ve işverenle anlaşamadığı, ikinci kez açtığı işe iade davasının kabul edildiği belirtildi.
Başvurucu hakkında aynı olayla ilgili tekrar dava açma zorunluluğu ortaya çıktığına dikkat çekilerek, şu değerlendirmelere yer verildi:
Başvurucunun yeniden arabuluculuk sürecini başlatması ve böylece tekrar işe iade davası açmak zorunda kalması, arabulucunun hatasından kaynaklanmaktadır. Nitekim başvurucunun arabulucuya karşı açtığı tazminat davası da lehine sonuçlanmış, böylece Bölge Adliye Mahkemesi, dava şartı yokluğundan ilk işe iade davasının reddedilmesinde arabulucunun kusurlu olduğunu kabul etmiştir. Bu nedenle, arabulucunun hatası sebebiyle başvurucunun yeniden arabuluculuk sürecine girmesi ve ikinci kez işe iade davası açma zorunluluğu, başvurucu üzerinde ağır bir yük oluşturmuş ve bu durum, hedeflenen meşru amaçla karşılaştırıldığında ölçüsüz bir sonuç ortaya çıkarmıştır.