reklam
reklam
DOLAR39,8457% 0.17
EURO46,9223% -0.38
STERLIN54,4180% 0.33
FRANG50,1754% -0.11
ALTIN4.274,01% -0,48
BITCOIN110.285,492.343
reklam

İzmir'de 14 Bin Futbol Sahası Büyüklüğünde Alan Kül Oldu: Ekoloji ve Ekonomi Büyük Zarara Uğradı

Yayınlanma Tarihi : Google News
İzmir'de 14 Bin Futbol Sahası Büyüklüğünde Alan Kül Oldu: Ekoloji ve Ekonomi Büyük Zarara Uğradı
reklam

İzmir Planlama Ajansı (İZPA) yetkilileri, Seferihisar ve Menderes ilçelerinde yangınlar sonucunda yaklaşık 10 bin hektarlık alanın yok olduğunu bildirdi. Bu bölgeler, ekosistem açısından büyük bir öneme sahipti. Yangınlar sonucunda birçok endemik bitki türü ile yaban hayvanları zarar gördü ve 50 bin küçükbaş hayvanın doğal beslenme alanları kayboldu.

İZPA Genel Müdür Vekili Aykut Uçar, yangınların İzmir’in merkezine yakın, tarım ile doğal alanların iç içe geçtiği yerlerde meydana geldiğini belirtti. Uçar, “Bu alanlar hem tarım hem de doğal alan olarak son derece mühim. Yaşanan kaybın hem ekolojik hem de ekonomik boyutu oldukça sarsıcı. Burada bulunan doğal alanları ve habitatları yitirmek İzmir için büyük bir kayıp. Bu bölgede birçok endemik bitki türü bulunuyordu ve çok sayıda yaban hayvanı bu alanda yaşıyordu. Şimdi onları, yaşam alanlarını kaybetmiş halde buluyoruz” dedi.

Hurma Zeytinlikleri Zarar Gördü

Menderes ve Seferihisar'ın önemli tarım ve hayvancılık merkezleri olduğunu vurgulayan Uçar, “Karakoç ve Orhanlı derelerinin batı ve doğu yamaçları yandı. Bu sadece orman alanlarını değil, tarım arazilerini de etkiledi. Karaburun ve çevresinde yetişen hurma zeytinlikleri zarar gördü. Ayrıca bu bölgede yürütülen ciddi arıcılık ve bağcılık faaliyetleri de olumsuz etkilendi. En büyük hasar ise hayvancılıktan kaynaklandı. Küçükbaş hayvancılık bu bölgelerde oldukça yaygın ve yangından yaklaşık 50 bin küçükbaş hayvanın etkilendiğini tahmin ediyoruz. Çünkü hayvancılık meralarda doğal yöntemlerle yapılıyordu. Yangınlar sonucu otlatma alanları kayboldu, bu da ekonomik açıdan önemli kayıplara yol açacak” açıklamasında bulundu.

Çiftçilerin Meraları Yok Oldu

Yangınların sadece ürünlere değil, aynı zamanda üretim yöntemlerine de ciddi bir darbe vurduğunu belirten Uçar, “Bu bölgede yaşayan köylüler, doğal alanlardan yararlanarak gelir elde ediyordu. Ormancılık, derleyicilik ve toplayıcılık bu faaliyetler arasında yer alıyordu. Yine küçükbaş hayvancılık için de meralar kullanılıyordu. Arıcılık için de benzer sorunlar yaşanacak. Bu nedenle bu alanların bir an önce restore edilmesi ve tekrar köylülere kazandırılması büyük önem taşıyor. Yerel yönetimlerin bu konudaki desteği kritik” dedi.

“Artık Yalnızca Bir Afet Değil”

İZPA Bilim Kurulu Üyesi ve İzmir Katip Çelebi Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Ufuk Özkan, afetlere hazırlıklı olmanın zararı telafi etmekten daha maliyetli olduğunu belirtti. Özkan, “Bu tür krizlere ne kadar iyi hazırlanırsak, hem yangın riskini hem de meydana gelen hasarı azaltabiliriz. Türkiye'de orman teşkilatı güçlü bir deneyime sahip; ancak orman alanları üzerindeki baskı, artan nüfus ve şehirleşme nedeniyle giderek artıyor. Yangınlardan kaynaklanan zararlar, teknik yetersizliklerden değil, insan aktivitelerinin yoğunluğundan kaynaklanmaktadır. Ülke genelinde 1 Haziran ile 1 Temmuz arasında çıkan yaklaşık 1600 yangının yüzde 40'ı ormanlık alanlarda, yüzde 60'ı ise orman ile kentlerin kesişim noktalarında meydana gelmiştir. Artık orman yangınları sadece bir afet değil, bireysel ve toplumsal açıdan mücadele edilmesi gereken bir sorundur. Bu noktada belediyelere önemli bir rol düşüyor. İZPA imzasıyla oluşturulan 'Belediyeler İçin Orman Yangını Acil Eylem Planı', kurumlar arası koordinasyonu sağlamayı amaçlıyor” ifadelerinde bulundu.

“Haziran Ayında Hiç Yağış Almadık”

Dr. Özkan, orman yangınlarıyla mücadelede yerel yönetimlerin kritik rolüne dikkat çekerek, İZPA tarafından hazırlanan “Belediyeler İçin Orman Yangını Acil Eylem Planı”nın sürece rehberlik ettiğini aktardı. Özkan, “Akdeniz Havzası’nda iklim koşulları aleyhimize çalışıyor. İzmir’de yağışlar yüzde 45 oranında azalmış durumda, su kaynakları neredeyse tükenmiş ve haziran ayında hiç yağış alınmadı. Kuraklık, rüzgârın kurutucu etkisi ve düşük nem, yangın riskini artırıyor. Kent-orman geçiş alanlarının entegre ve disiplinler arası bir yaklaşım ile yönetilmesi elzemdir. Kamu kurumları ile yerel halk arasındaki iş birliği ve toplumsal farkındalık çalışmaları kritik önem taşıyor. Herkes sorumluluklarını yerine getirdiğinde sorunlar büyük ölçüde önlenebilir. Birey olarak alışkanlıklarımızı değiştirmeli ve daha dikkatli olmalıyız. Belediyeler ve ilgili kurumlarla iş birliği içinde hareket etmeliyiz” diye belirtti.

Halka Bilinçlenme Çağrısı

Özkan, yangın yönetiminde halkın da aktif rol alması gerektiğinin altını çizerek, “Yönetenler ve etkilenenler bağımsız hareket ettiğinde verimsizlik ve koordinasyonsuzluk ortaya çıkıyor. Kurumların olduğu kadar halkın da sorumlulukları var. Hepimiz birbirimizi uyarmalı ve ortak değerlerimize sahip çıkmalıyız. Ormanları kullanmak hakkımız, ama bu kaynakların ulusal bir değer olduğunu unutmamalıyız. Yangınların yüzde 87’sinin insan kaynaklı olduğunu ve çoğunun ihmal sonucu çıktığını unutmamalıyız. Bu nedenle daha dikkatli olmalıyız. Ormanlarla kesişen kentsel alanlar ve tarım arazilerinde özen göstermeli ve yangınlarda görev alan tüm ekiplere kolaylıklar dilemeyi unutmayalım” şeklinde konuştu.

reklam

YORUM YAP