Merkez üssü Seferihisar olan 6,6 büyüklüğündeki depremin ardından, yıkılan ya da ağır hasar gören binalarda yaşayan depremzedelere, Karabağlar Yaşar Kemal Mahallesi 6004 Sokak'ta yer alan Uzundere konutları, geçici olarak tahsis edildi.
Bir grup depremzede, oturdukları binanın önünde bir araya gelerek basın açıklaması yaptı. Avukat Melahat Özge Oğuz, İzmir depreminin ardından hasar gören ailelerin, dönemin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer tarafından Uzundere'deki konutlara yerleştirildiğini belirtti.
Ancak, bu süreçten sonra 6 ayda bir tahliye yazıları alınmaya başlandığını ifade eden Oğuz, şunları aktardı:
“Sesimizi duyurmaya çalıştık ve süreç ertelendi. Ancak 10 gün önce İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı'ndan gelen yazıyla 9 ailemiz için tahliye talep edildi. Tahliye belgeleri geldikten sonra İzmir 6. İdare Mahkemesi'nde dava açtık ve yürütmeyi durdurma kararı aldık. Normal şartlarda, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından gönderilen yazıda 4 Temmuz tarihi belirtilmişti. Ancak idare mahkemesinden aldığımız kararla bu işlem durdu. Fakat bugün hukukun işlemediğini görüyoruz. Çünkü 9 aileye yürütmeyi durdurma kararına rağmen, elektrik ve suyu kesildi.”
Oğuz, depremzede vatandaşların kesilen elektrik ve su nedeniyle büyük zorluklar yaşadığını vurguladı.
Depremzede Günay Boylu, 30 Ekim depreminden sonra bir türlü yüzlerinin gülmediğini ifade etti.
İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne tepki gösteren Boylu, “Belediye, her tebligatında bize 'işgalci' diyor; oysa biz işgalci değiliz. Biz depremzedeyiz. Kimse burada isteyerek kalmıyor. Tunç Soyer'e teşekkür ederiz, ancak zamanla burada birer şov malzemesi haline geldik. Her yıl sürekli 'Süreniz doldu, çıkın' deniyor. Bugün bir baktık ki, elektrik ve su hizmetlerimiz kesilmiş. Biz burada, elektrik ve su bedellerimizi ödemek için başvuruda bulunduk. Hatta kira ödemeyi bile önerdik. Yürütmeyi durdurma kararı belediyeye tebliğ edilmesine rağmen, elektrik ve suyumuz kesildi.” şeklinde konuştu.
Boylu, evlerinin tamamlanmasıyla konutlardan çıkacaklarını da sözlerine ekledi.
Metin Durur ise yaşananların insanlık dışı olduğunu, mahkemeye rağmen zor durumda bırakıldıklarını dile getirdi.
