reklam
reklam
DOLAR40,1901% 0.22
EURO47,1146% 0.08
STERLIN54,2331% -0.36
FRANG50,4774% 0.27
ALTIN4.335,04% 1,20
BITCOIN118.753,331.096
reklam

İzmir'de Sendikalardan Tepki: Eğitim Orta Çağ Zihniyetine Dönüşüyor

Yayınlanma Tarihi : Google News
İzmir'de Sendikalardan Tepki: Eğitim Orta Çağ Zihniyetine Dönüşüyor
reklam

Türkiye, 1982 Anayasası'nın 42. maddesi ile eğitimi Atatürk ilkeleri ve çağdaş bilim esaslarına bağlayarak, eğitimin parasız olacağını güvence altına almıştır. Ancak, AKP'nin iktidara gelmesiyle 2010, 2014 ve 2017'de yapılan referandumlarla Anayasa'da toplam 134 maddede değişiklik yapılmıştır. 2017 referandumuyla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçildi ve yetkiler tek elde toplandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu süreçte 1,726 düzenlemeyi tek başına yürürlüğe koymuştur. Eğitim sendikacıları, hükümetin müdahale ettiği bu süreçlerin sonucunda parasız ve karma eğitim ilkesinin büyük bir tehlikeyle karşı karşıya olduğunu ifade etti.

Orta Çağ Zihniyeti

Eğitim-Sen İzmir 1 No'lu Şube Başkanı Hamdi Çalık, Anayasa değişikliği ile eğitimde gelinen süreci değerlendirdi. Anayasa'nın sık sık değişmesiyle eğitimde karmaşanın önünün açıldığını vurgulayan Çalık, “Eğitimi düzenleyen yasalar üzerinde köklü bir değişiklik yapmak mümkün olmuyor. 222 sayılı Temel Eğitim Kanunu, 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu ve Anayasa'nın 42. maddesi, eğitimi düzenleyen önemli yasal metinlerdir. Buralarda yapılan değişiklikler, köklü gibi görünmemekle birlikte, eğitim alanında bir Orta Çağ zihniyetine dönüşüm gayretini gösteriyor” ifadelerini kullandı.

Laiklik Esası Göz Ardı Ediliyor

Çalık, eğitimde temel eğitimin zorunlu olduğunu belirten yasalar olmasına rağmen kız çocuklarının eğitimden koparılmasına yönelik girişimlerin mevcut olduğunu belirtti. “Karma eğitimin sonlandırılması teşebbüslerine tanık oluyoruz. Bu durum, yasal çerçevenin değiştirilmesinden ziyade pratik değişikliklerle yaşanıyor. Bu bir Orta Çağ zihniyetine dönüş ve Ortadoğululaştırma çabasının yeniden dirilmesidir. Temel eğitim kanununda laiklik ilkesinin esas alınmasına karşın, din derslerinin zorunlu hale getirilmesi ile pratiğe dökülen imam hatipleştirme inşasını gözlemliyoruz. Bilimsel ve sorgulayıcı kuşaklar yerine, geleneklere bağlı düşünme biçimi inşa edilmektedir” diye konuştu.

Bilimi Ortadan Kaldırma Amacı

Yeni bir sivil Anayasa talebinin dikkate değer olduğunu vurgulayan Çalık, “Bu Anayasa değişikliği talebi, demokrasinin zeminine değil, biat eden toplumlar zeminine taşımayı mı amaçlıyor, esas soru budur. Bugün gördüğümüz de, toplumu demokratikleştirme amacı değil, mevcut demokrasi kırıntılarına savaş açmaktır. Eğer demokratikleşme talebi gerçekten yerine olsaydı, yöneticiler sorgusuz sualsiz görevden alınmazdı. Anayasa değişikliğine ihtiyaç, toplumun özgürlüklerini genişletmek yerine, toplumun bilimin kırıntılarını ortadan kaldırma amacını gütmektedir” yorumunu yaptı.

Ciddi Ayrışma Var

Eğitim-İş Sendikası İzmir 1 No'lu Şube Başkanı Özgür Şen, Anayasa değişiklikleri ile eğitim politikaları arasındaki farklılıklara dikkat çekti. Şen, “Son yıllarda, Anayasa'da yapılan değişikliklerin ardından eğitim politikalarının yönü ile uygulaması arasında ciddi bir ayrışma görülmektedir. Kağıt üzerinde ‘parasız, bilimsel ve laik’ olarak tanımlanan eğitim sistemi uygulamada giderek piyasacı ve dini referanslara dayalı bir hale gelmektedir” diyerek sözlerini sürdürdü.

Çelişki İçinde

Eğitimde ‘dinselleşme, ticarileşme ve merkezileşme’ çabalarının ön planda olduğunu ifade eden Şen, “İmam hatip okulları için daha fazla kaynak sağlanıyor. Özel okullara verilen destekler, kamusal eğitimde eşitlik ilkesini zedelemekte ve toplumsal sınıflar arasındaki uçurumu derinleştirmektedir. Bugün birçok devlet okulunda veliler, ‘bağış’ adı altında para ödemek zorunda kalıyor ve çocuklarının temel ihtiyaçlarını kendi çabaları ile karşılamaya çalışıyor. Bu durum, Anayasa'da ‘eğitim parasızdır’ ifadesi ile büyük bir çelişki oluşturuyor. Ayrıca, laiklik ilkesinin uygulamadaki durumu da tartışma konusu. Eğitim kurumlarında yapılan müfredat değişiklikleri, daha çok dini ağırlıklı bir eğitim modeline yönelmektedir” dedi.

Günübirlik Kararla Olmaz

Eğitimdeki dönüşümü kaygı ile izlediklerini belirten Şen, “Eğitim sistemi, herhangi bir ideolojik veya siyasi hedefin aracı olmaktan çıkarılarak, özgür düşünceyi besleyen, bilimi ve laikliği temel alan bir yapıya kavuşturulmalıdır. Eğitimde fırsat eşitliği, kamusal sorumluluk ve nitelikli öğretim, geleceğimizin teminatıdır. Eğitim, günübirlik kararlarla değil, toplumun tüm kesimlerinin ortak aklı ile ve evrensel ilkeler doğrultusunda şekillenmelidir. Anayasal güvence ancak bu şekilde gerçek anlamını bulabilir” şeklinde konuştu.

reklam

YORUM YAP