

İzmir'in Bornova ilçesindeki Yakaköy Mahallesi, artan nüfus ve yapılaşma ile derinleşen su sorunu ile yüzleşiyor. Yaklaşık 4 bin kişilik nüfusa sahip olan mahallede, içme ve kullanma suyuna erişimde büyük zorluklar yaşanıyor. Tarım ve hayvancılıkla geçimini sürdüren mahalle sakinleri, yıllardır kendi imkanları ile inşa ettikleri 150 tonluk iki su deposu ile ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştı. Ancak son yıllarda gelen göç ile artan villa ve havuzlu konutlar, su tüketimini önemli ölçüde artırdı. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Bornova Belediyesi, mahalleye taşıma su yöntemiyle destek sağlasa da, yüksek rakımlı su depolarından gelen su, eğimli arazi nedeniyle sadece düz alanlara ulaşıyor. Bu nedenle birçok hane, su verilmesine rağmen musluklarından su akmadığını belirtiyor. Mahalle sakinleri, suya erişim sağlamak için küçük su depoları kurdular, ancak bu da yetersiz kalınca tanker ile su satın almaya yöneldiler. Bir tanker suyun maliyeti ise yaklaşık bin TL. Yakaköy sakinleri, bu uzun süredir devam eden su sorununun kalıcı olarak çözülmesini talep ediyor.
“Kurban Bayramı'ndan Bu Yana Musluklarımızdan Su Akmadı”
Doğma büyüme Yakaköy sakini Mehmet Şeref, “Yıllardır köyümüzde küçük çapta su sorunları oldu ama bu yıl zirveye ulaştık. Su hayli yetersiz. Kurban Bayramı'ndan bu yana çeşmelerimizden hiç su akmadı. İnsanlar bireysel çözümler arıyor; depolar, tankerler, araçlar ile su taşımaya çalışıyoruz. Adeta bir Afrika köyüne benziyoruz. Sorunlarımızı defalarca yetkililere bildirmemize rağmen sadece birkaç tanker su gönderip depoya döküyorlar. Bu çözüm değil. Arazimizin eğimli yapısından dolayı yukarıdan akan su, aşağıya akıyor; yukarıdaki evler su bekliyor. Su, insan hayatı için üç temel ihtiyaçtan biridir: Ekmek, su ve hava. Bunlar olmadan yaşamak mümkün değil. Salgın hastalıkların baş göstermesinden korkuyorum. Temel ihtiyaçlarımızı karşılayamıyorsak, burada bir sorun var demektir. Yetkililerden ivedi çözüm bekliyoruz” şeklinde konuştu.
Su Akmadığı Tek Köy “Yakaköy”
Bu yıl ülke genelinde yağan yağışların az olduğunu ve İzmir’deki barajların su seviyelerinin düşük olduğunu belirten Şeref, şöyle devam etti:
“Yağışsız bir zaman dilimi yaşıyoruz. İzmir genelinde su sorunları sıkça görülüyor. Bornova'nın 11 köyü arasında, en büyük köy Kavaklıdere, ardından biz geliyoruz. Coğrafi yapımız, doğal güzelliklerimiz ile oldukça tercih edilen bir yeriz. Ancak bu su sorunu oldukça büyük bir problem haline geldi. Bornova merkezine 13 km, İzmir merkeze ise 24 km uzaklıktayız. Bu kadar yakın bir konumda, bu denli sorumsuzluk ve çözümsüzlük kabul edilemez. İşim gereği bölgedeki tüm köyleri ziyaret ettim; her köyde çeşmeler akıyor ama Yakaköy'de akmıyor. Kullanma suyunu bir şekilde buluyoruz ama içme suyu bulmak gerçekten zor. Şu an 4 km yukarıda az da olsa akan bir çeşme var, köyün %75-80’i içme suyunu oradan alıyor. Geriye kalanlar ise marketlerden almak zorunda kalıyor.”
Su Cennetinde Susuzluk Mücadelesi
Evinde su kalmayan Deniz Uyar, tarihi Çatal Çeşmesi'ne su almak için geliyor. Uyar, “İzmir gibi güzel bir şehirde su sıkıntısı yaşamak gerçekten üzücü. Özellikle su cenneti olarak bilinen Yakaköy'de böyle bir durumla karşı karşıyayız. Bu durumun yerel yönetimle mi yoksa bilgisizlikten mi kaynaklandığını bilemiyoruz ama sonuç olarak bu insanlara eziyet ediliyor. Arabamızda iki tonluk su tankı var, onunla su taşıyarak evimizi idare etmeye çalışıyoruz. Çevredeki küçük yerleşimlere su sağlanıyor, ama bize tankerle su getiriliyor. Buraya doğrudan su verilse daha mantıklı olur; ama sesimizi duyuramıyoruz. Allah yardımcımız olsun” ifadelerini kullandı.
“Lavaboda Dahi Kullanacak Su Bulamıyoruz”
Mart ayından bu yana su seviyelerinin neredeyse yok denecek kadar az olduğunu belirten Halil Hayran, “Kurban Bayramı'ndan beri yaklaşık iki aydır neredeyse hiç su gelmiyor. Gelse bile çok az bir miktar geliyor. Özellikle köyün merkezine ulaşan su yok denebilir. Önceki gün bu konuyla ilgili bir eylem yapıldı ama ne olduğunu pek bilmiyorum. Su ihtiyacım için tarihi Çatal Çeşmesi'ne gidiyorum. Yaklaşık 15-20 damacana veya 5 litrelik bidonlarla su dolduruyorum. Bu suyu içmek ve yemek yapmak için kullanıyorum çünkü diğer gelen sular içmeye uygun değil. Onları sadece lavaboda kullanabiliyoruz ama o su da artık kalmadı. Sağdan soldan, derelerden tankerle yeterince su bulunca, bir depoyu dolduruyoruz. Artezyen kuyu açılmadığı sürece bu sorun çözülmez. Köy geniş olduğu için taşıma su yetmiyor. Bu yüzden en büyük sıkıntıyı bizim köy çekiyor; su eğim nedeniyle aşağıya akıyor, böylece köyün merkezi susuz kalıyor” şeklinde konuştu.