reklam
reklam
DOLAR40,3766% 0.19
EURO47,0557% 0.5
STERLIN54,2795% 0.15
FRANG50,4647% 0.73
ALTIN4.353,41% 0,62
BITCOIN117.684,59-0.831
reklam

Tugay Duyurdu: Beş Yeni Tesis Kurulacak

Yayınlanma Tarihi : Google News
Tugay Duyurdu: Beş Yeni Tesis Kurulacak
reklam

Eskişehir’de Tepebaşı Belediyesi iş birliğiyle düzenlenen Gıda Güvenliği Paneli’nde konuşan Sağlıklı Kentler Birliği ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, çevre ve tarım politikalarına dair dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Hem geri dönüşüm hem de organik atıkların değerlendirilmesi amacıyla İzmir’de beş farklı tesis kuracaklarını belirten Tugay, evlerden toplanacak bahçe ve organik atıkların kompost haline getirilerek toprağa kazandırılacağını ifade etti. Ayrıca İzmir’de çöplerin evde ayrıştırılarak toplanmasının ise iki yıl içinde zorunlu hale geleceğini vurguladı. Tugay, “Can çekişen toprağın kurtulması bizim elimizde” dedi.

“Gıda Temini Sorunuyla Karşı Karşıyayız”

Dünya genelinde gıda temini problemi ile karşı karşıya olunduğuna dikkat çeken Başkan Dr. Cemil Tugay, “Dünyada yaklaşık 8 milyar 250 milyon insan yaşamaktadır. Dünya Gıda Programı, 74 ülkede 343 milyon kişinin gıda güvensizliği yaşadığını dile getiriyor. Birçok bölgede gıda enflasyonu mevcut. Aşırı hava olayları açlık ve gıda güvensizliğini artırmaya devam ediyor. Dünya Gıda Programı raporunda operasyonel desteğe ihtiyacı olan ülkeler arasında ne yazık ki Türkiye de bulunuyor. 2050’de dünya nüfusunun 10 milyar civarında olması bekleniyor. Bu kadar insana gıda temini sorunuyla yüzleşmek zorundayız. Bu ihtiyacı karşılamak için köklü bir değişime ihtiyaç var. Ancak daha fazla gıda üretirken çevreye zarar vermemek zorundayız. Üretilen ürünlerin kaybolması da önemli bir sorun. Bu oran dünya genelinde yüzde 40, fakat Türkiye’de bu oran maalesef daha yüksek, yüzde 55’e kadar varıyor. Üretimden tüketiciye ulaşana kadar veya sofrada israf ediliyor” diye konuştu.

“Türkiye’nin Bekâ Sorunlarından Biri”

Gıda ve beslenme konusunun iklim kriziyle bağlantılı olduğunu ancak yanlış tarım politikalarıyla doğrudan ilişkili olduğunu belirten Başkan Tugay, günümüzde gıda üretim sistemlerinin karadaki biyolojik çeşitliliğin kaybının yüzde 70'inden sorumlu olduğunu söyledi. Başkan Tugay, “Bu, yanlış tarım tekniklerinin bir sonucudur. Çiftçilerin yarısından fazlası, gelecek 10 yıl içinde üretimi azaltmayı ya da tamamen bırakmayı düşünüyor. Bu, Türkiye’nin bekâ sorunlarından biridir. Eğer bu ülkedeki çiftçiler böyle düşünüyorsa, büyük bir sorunla karşı karşıyayız demektir. Gıda üretim sistemleri, ormansızlaşmanın yüzde 80’inden ve sera gazı emisyonlarının da yüzde 30’undan sorumlu. Kuraklık, aşırı sıcaklıklar ve yangınlar tarımı tehdit ediyor; ancak atıklarımız ve tarım tekniklerimiz toprağın organik içeriğini azaltıyor ve verimliliğini düşürüyor. Toprak, plastik ve birçok farklı kimyasal maddeyle kirleniyor ve toksik kimyasal kirlilik önemli sorunlarımızdan biri. Bu, atık yönetimi konusunda daha dikkatli olmamız gerektiğini gösteriyor” ifadelerine yer verdi.

“Toprağı da Tarımı da Kurtarabiliriz”

Başkan Tugay, hem toprağın korunmasını sağlayacak hem de kentin atık yükünü azaltacak uygulama yönteminden bahsetti. Organik atıkları kompost haline getirerek toprağa kazandırmanın önemini vurgulayan Tugay, “Bu, kentin atık yükünü azaltacak bir yöntem. İzmir’de çöpleri evde ayrıştırmaya başladık. Bu, 13 mahallede pilot çalışma olarak uygulanıyor; fakat iki yıl içinde tüm İzmir’de zorunlu olarak ayrıştırma yapılacak. Geri dönüştürülebilir atıkların çöpe atılmasına izin vermeyeceğiz. Bu geçişin ardından başka bir çalışma için de hazırlıklara başlayacağız. Budama ve bahçe atıkları gibi organik atıkları bir araya getirip sağlıklı bir şekilde toprakla buluşturabileceğimiz kompost tesisleri kuracağız. Bunları bölgesel olarak planlıyoruz. İzmir’in bir metropol olması ve dört havzası bulunması nedeniyle beş farklı alanda hem geri dönüşüm hem de organik atıklar için tesisler inşa ediyoruz. Bu konuda düşünmenizi ve denemenizi öneririm. Can çekişen toprağın kurtulması için çözüm bizim ellerimizde. Depolama alanlarına ya da yakma tesislerine gönderilen çöplerin içerisindeki en değerli kısım olan organik atıkları doğru değerlendirerek hem toprağı hem de tarımı kurtarabiliriz” diye konuştu.

Sağlıksız Çocuklara Dikkat Çekti

Türkiye’de iyi bir toprak yönetiminin olmadığını, tarım yöntemleri değişmediği takdirde 2050 yılında tarımın su talebinin de yüzde 35 daha fazla olacağına dikkat çekti. Tugay, dünya genelinde atık suların yüzde 80’inin işlenmeden doğaya bırakıldığını ve bu durumun su ve toprağın kalitesini bozduğunu vurguladı. 2001-2024 yılları arasında yüzde 5,7’lik tarım alanının kaybedildiğini paylaşan Başkan Tugay, şunları söyledi: “Yapılan tarım teknikleri nedeniyle her ürün toprağın organik içeriğini azaltırken, onu yeniden besleyen herhangi bir uygulama yok. Tarımsal ürünü hızlı büyütecek sentetik gübreler, toprağın organik içeriğini düzeltmiyor. Sağlıklı bir toprağın yüzde 3’ten fazla organik içeriği olması gerekirken, Türkiye’deki toprağın organik içeriği kritik düzeyde. Gıda güvencesinde Türkiye, diğer ülkeler ile karşılaştırıldığında maalesef daha az gelişim gösteriyor. Bunun somut bir sonucu; sağlıksız çocuklardır. 2022’de yapılan bir çalışmada, 5 yaş altı çocukların yüzde 5.5’i normalden daha kısa boylu, yüzde 1.7’sinde zayıflık ve yüzde 8.1’inde obezite sorunu bulunuyor.”

Uygulanması Gereken Yöntemleri Sıraladı

Başkan Tugay, bu bağlamda tarım topraklarının amaç dışı kullanımının engellenmesi, tarım topraklarının tahribatına neden olan uygulamaların durdurulması, toprak koruma politikalarının teşvik edilmesi ve tahrip olmuş tarım topraklarını iyileştirecek yenilikçi uygulamaların yaygınlaştırılması gerektiğinin altını çizdi.

“Bütün İş Birliklerine Açık Olmalıyız”

Sağlıklı Kentler Birliği’nin Türkiye’de politika geliştirmede sorumlu bir kurum olması gerektiğini düşünen Tugay, “Böyle bir misyonu üstlenmenin zorunlu olduğunu düşünüyorum. Sorunları çözmek için her türlü iş birliğine açık olmalıyız. Diyalog kapısının sonuna kadar açık tutulması gerekmektedir. Bahsettiğimiz, insanların geleceği ve toplumların sağlığı. Türkiye’de nüfus büyük oranda kentlerde yaşıyor. Nüfusun yalnızca yüzde 7’si köylerde. Benzer oranlar diğer gelişmiş ülkelerde de mevcut. Kentlerde toplandığımız için, sağlıklı yaşam ortamları oluşturmak zorundayız” sözlerine yer verdi.

Yerel COP’lar

İzmir’de düzenlenen Türkiye’nin ilk yerel düzeydeki COP toplantılarına değinen Başkan Tugay, gıda güvencesinin konuşulduğu bu toplantılarda önerilen başlıkların aşama aşama hayata geçirileceğini belirtti. Yerel COP’ların diğer şehirlerde de gerçekleştirilmesi gerektiğini vurgulayan Başkan Tugay, Sağlıklı Kentler Birliği olarak dünyada örnek bir belediyeler birliği olma hedefiyle çalışmalarını sürdürdüklerini ifade etti.

“Hep Beraber Doğru Politikalara İlerlemekten Başka Çaremiz Yok”

Gıda güvenliğinin günümüzdeki en önemli konulardan biri olduğunu dile getiren Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, “Gıda güvenliği, günümüzün en kritik konularından biridir. Bu sadece tarladan sofraya giden bir ekosistem değil, aynı zamanda eşitlik, yoksulluk ve sosyal devletle de ilgili bir meseledir. Bugün gıda güvenliğini sağlamak için güçlü devlet politikalarına ihtiyaç duyulurken, yerel yönetimler ve vatandaşlar çözüm arayışında. Gıda güvenliği, bir ülkenin güvenlik meselesidir. Sağlıklı gıda süreçlerini doğru yönetemezseniz, doğayı koruyacak yöntemler geliştiremezseniz, o ülkede ciddi bir güvenlik sorunu ortaya çıkar. Bu nedenle, vatandaşlar, yerel yönetimler ve iktidarın birlikte çalışmasının önemini vurguluyoruz. Gıda güvenliğinde hep beraber doğru politikalar izlemekten başka çaremiz yok” ifadelerini kullandı.

“Üretmek Yerine Her Şeyi İthal Eder Durumdayız”

Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, Sağlıklı Kentler Birliği Başkanı Dr. Cemil Tugay’a çalışmalarından ötürü teşekkür ederek, “Cemil Başkan, birliğe başkan seçildikten sonra çok önemli kararlar aldık. Buradaki beş madde, dünyanın da gündeminde olan konular. Yanlış politika ve uygulamalar neticesinde şu an üretmek yerine her şeyi ithal eder durumdayız. Gıda güvenliği, yalnızca bireysel bir beslenme hakkı değil, ayrıca sağlıklı toplumlar, dirençli şehirler ve sürdürülebilir kalkınmanın temeli niteliğindedir. İklim Kanunu, Maden Kanunu ve Mera Kanunu ile gıda güvencesi ne kadar sağlanabilir? Gıda güvencesi, birçok alanı etkileyen ve birbirine bağlanan karmaşık bir süreçtir” dedi.

reklam

YORUM YAP