reklam
reklam
DOLAR40,4343% 0.24
EURO47,1614% 0.49
STERLIN54,2613% 0.02
FRANG50,4609% 0.59
ALTIN4.350,44% 0,55
BITCOIN118.562,580.348
reklam

İzmir’de Zeus ve Pars İçin Yükselen Sesler: Hayvanat Bahçelerine Değil, Yaşayan Ormanlara İhtiyacımız Var

Yayınlanma Tarihi : Google News
İzmir’de Zeus ve Pars İçin Yükselen Sesler: Hayvanat Bahçelerine Değil, Yaşayan Ormanlara İhtiyacımız Var
reklam

İzmir Yaşam Hakkı Savunucuları, Sasalı Hayvanat Bahçesi önünde toplanarak Antalya ve İzmir’de hayatını kaybeden aslanlar Zeus ve Pars'ın ölümlerini protesto etti.

İzmir’de Zeus ve Pars için yapılan protesto: Hayvanat bahçelerine değil, yaşayan ormanlara ihtiyacımız var

Protesto sırasında yapılan açıklamalarda, hayvanat bahçelerindeki hayvanların yaşam haklarının ihlal edildiği vurgulandı. Kaplanların dar alanlara, kuşların uçamadığı bölmelere, filler ise hareket edemeyecekleri sınırlı alanlara kapatıldığı ifade edildi.

Zeus ve Pars

“Hayvanat Bahçeleri Esaret Kampıdır”

Yapılan açıklamada Zeus ve Pars’ın, doğalarından koparılaraq esaret altında yaşamlarını yitirdiği belirtildi. Konuşmalarda şu ifadelere yer verildi:
“Hayvanat bahçeleri, doğa değil; birer hapishanedir. Çocukları gezdirmek, doğayı tanıtmak ve eğitim vermek adına, canlıların yaşam hakları ihlal ediliyor. Kaplanlar birkaç metrekareye hapsedilirken, kuşlar uçamıyor, filler ise asla adım atamayacakları alanlara mahkum kalıyor. Özgürlük hasretiyle bekleyen türler, esir tutuldukları alanlarda yaşamayı sonlandırmak üzereler ve bizden bunun “normal” olduğunu kabul etmemiz bekleniyor.

Zeus ve Sarp da bu sistemin kurbanlarıydı, ne ilkler ne de son olacaklar. Onlar doğalarından koparıldı. Özgür bir şekilde avlanarak, uzakları izleyerek yaşamaları gerekirken; yalnızca birkaç ağacın gölgesinde, belki ağaç bile olmayan dört duvar arasında yaşamaya mahkum oldular. İnsanların sorumsuzlukları nedeniyle hayatlarını kaybettiler.”

Ama Biz Sessiz Kalmayacağız

Protestocular, Sasalı Hayvanat Bahçesi önünde toplanmış olmalarının sebeplerini şöyle açıkladılar: “Zeus ve Sarp, yalnızca Antalya’nın ve İzmir’in değil, Türkiye’nin dört bir yanındaki hayvanat bahçelerinde esaret altında yaşayan yüzlerce hayvanın sembolüdür. Burada da bir ‘doğal yaşam parkı’ adı altında bu esaretin sürdürüldüğünü biliyoruz.”

“Türkiye’deki Tüm Hayvanat Bahçelerinin Kapatılmasını İstiyoruz”

Yaşam hakkı savunucuları, Türkiye’deki bütün hayvanat bahçelerinin kapatılmasını ve hayvanların uygun koşullarda doğal yaşam alanlarına veya bakımlarının sürdürülebileceği yerlere taşınmasını talep etti. Açıklamanın devamında şu şekilde ifade edildi:
Biz ne istiyoruz?

  • Türkiye'deki tüm hayvanat bahçelerinin kapatılmasını,
  • Hayvanların bağımsız bilim kurulları tarafından değerlendirildikten sonra uygun olanların doğal alanlarına taşınmasını, diğerlerinin ise yaşamlarının sonuna kadar düzgün bakımını,
  • Devletin hayvan politikalarının kökten değişmesini, hayvan karşıtı uygulamalardan vazgeçmesini,
  • Hayvan haklarını gerçek anlamda tanıyan, onları “mal” değil “birey” olarak kabul eden bir yasal çerçeve oluşturulmasını,
  • Belediyelerin hayvanları “turistik obje” olarak kullanmaktan vazgeçmesini,
  • İzmir’deki Sasalı Doğal Yaşam Parkı da dahil olmak üzere, tüm hayvan teşhir merkezlerinin dönüştürülmesini talep ediyoruz.

“Tüm Kafesler Kırılana Kadar Mücadelemiz Devam Edecek”

“Hayvanat bahçelerine değil; yaşayan ormanlara, uçsuz bucaksız bozkırlara ve özgür gökyüzüne ihtiyacımız var. Mücadelemiz, tüm kafesler kırılana kadar sürecek.” diyen İzmir Yaşam Hakkı Savunucuları, açıklamalarını şu ifadelerle tamamladı: “Hayvanların kafeslerde değil, özgürlükte yeri vardır. Zeus’u, Sarp’ı unutmayacağız. Burada hâlâ yaşamaya çalışan ama her gün biraz daha eriyen hayvanları unutmayacağız. Her kafes ne kadar geniş olursa olsun; o, bir özgürlük alanı değil, zulümdür. Her canlının bu dünyada kendi doğasına uygun, özgürce yaşama hakkı vardır. İşimize yaradıkları, hoşumuza gittikleri ya da merak ettiğimiz için kullanmak; hiçbir etik, vicdan ya da adalet anlayışıyla bağdaşamaz. Yaşam hakkı, koşullu bir ayrıcalık değil; her canlı için doğuştan gelen bir haktır. Hayvanat bahçelerine değil, yaşayan ormanlara, uçsuz bucaksız bozkırlara ve özgür gökyüzüne ihtiyacımız var. Mücadelemiz, tüm kafesler kırılana kadar sürecektir.”

reklam

YORUM YAP