

CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, tutuklu Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık’ı İzmir Şehir Hastanesi’nde ziyaret etti. Ziyaret sonrası yaptığı açıklamalarda Günaydın, Başkan Çalık’ın sağlık durumunun ciddiyetine vurgu yaparak, tahliye edilmemesinin vicdani ve hukuki açıdan kabul edilemez olduğunu belirtti.
Tetkikler nüks riski taşıdığını ve acilen tahliye edilmesi gerektiğini ortaya koyuyor
Başkan Çalık’ın sağlık durumunun ciddi boyutlara ulaştığını ifade eden Günaydın, “İzmir Şehir Hastanesi'nin 11’inci katında, hematoloji bölümünde tutuluyor. Annesi, kardeşleri ve ailesi de başka bir koridorda kendisinin başında bekliyor. Mehmet Başkan'ı Buca Cezaevi'ndeyken de ziyaret etmiştim. Doktor olmaya gerek yok. 19 Mart sabahı 105 kilogram olarak gözaltına alındı. Şu anda 85 kilogram. Yani 105’ten 85’e, 21 kilogram kaybetmiş. Bir insanın 21 kilogram kaybetmesi, 3-4 aylık bir süreçte yaşanan sıkıntıların bir göstergesidir. Ayrıca, burada Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yapılan tetkikler, bir nüks riski olduğunu ve acilen tahliye edilmesi gerektiğini göstermektedir.” diye konuştu.
Bir an evvel bu zulme son verilsin
Günaydın, İlgili Adli Tıp Kurumu’nun ikna olmadığını ve İstanbul'a sevk edilerek burada rapor alınması istendiğini belirtti. Sürecin karmaşıklaştığını anlatan Günaydın, “Metris Hastanesi'nde 5 saat kaldıktan sonra yeniden burada İzmir Şehir Hastanesi’nde aynı tetkiklerin yapılması gerektiği söyleniyor. Daha önce lenfoma ve lösemi geçirmiş bir insan gözümüzün önünde eriyor. Tüm bunların hukuk, vicdan ve adaletle bağdaşır hiçbir yanı yoktur. Bu zulme bir an evvel son verilmelidir. Sadece Murat Çalık'ın annesinin gözyaşları bile bu zulmü sona erdirmek ve adaleti sağlamak için yeterlidir” dedi.
Bu memlekette aydın namusuyla davranmanın bedelini ağır ödemiştir
Konuşmasında Cumhuriyet Halk Partisi’nin 5'inci Genel Başkanı Altan Öğmen’in vefatını da anan Günaydın, şunları kaydetti:
“Altan Öğmen, bir siyasetçi olmanın ötesinde tam anlamıyla bir entelektüeldi. Bir gazeteciydi. Bu memlekette aydın namusuyla davranmanın bedelini çok ağır ödemiştir. Ancak buna rağmen nezaketinden, espritüel yaklaşımından ve memleket sevdasından asla vazgeçmemiştir. Erdal İnönü ekolünün devamı olarak kendisini hep öyle görmüşümdür. Her sohbetimizde bizlere ışık tutan bir büyüğümüzdü. Işıklar içerisinde uyusun, Allah rahmet eylesin. Hem parti camiamıza, hem Türk milletine, hem de ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyorum.”