

Son dönemde barajlardaki su seviyelerinin düşmesiyle birlikte dikkatler 'Çamlı Barajı' projesine yönelik arttı. Bu proje, yaklaşık 300 bin kişinin su gereksinimini karşılamak üzere planlandı ve çevreciler tarafından yeniden gündeme getirildi. Eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, 2009 yılında yapılan bir programda, Çamlı Barajı’nın bölgenin su ihtiyacını karşılayacak öneme sahip olduğunu vurgulamıştı.
Bakanlık Ret Verdi
1984 yılında Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından hazırlanan 'Bademler Projesi Çamlı Barajı Planlama Raporu'na ilişkin olumlu bir gelişme kaydedilemedi. 2004 yılında yürürlüğe giren 'Büyükşehir Belediyesi Kanunu' ile bölgenin içme suyu sağlama sorumluluğu İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne (İzBB) devredildi. İzBB, 2007 yılında baraj için ÇED sürecini başlattı ancak Gördes ve Çağlayan Barajlarının İzmir'e aktarılmasının ardından, Çamlı Barajı'nın aciliyetinin olmadığı ve bu aşamada yapılmasına gerek olmadığı gerekçesiyle Tarım ve Orman Bakanlığı, ÇED dosyasını geri gönderdi.
Bu durumu yargıya taşıyan İZSU, 2011 yılında Bakanlığın ÇED olumsuz kararını iptal ettirdi. Ancak, yeni bir ÇED süreci başlatan İZSU, çeşitli bürokratik engellerle karşılaştı. Çamlı Barajı'nın korunma alanında bulunan Efemçukuru TÜPRAG Altın Madeni'nin devreye girmesi üzerine Bakanlık, görüşünü değiştirdi ve proje sürecinden madeni çıkardı. DSİ, altın madeninin ruhsat süresinin dolacağı 2040 yılına kadar baraj projesinin askıya alındığını açıkladı.
Çamlı Barajı'na İhtiyaç Var
Ege Çevre ve Kültür Platformu Eş Sözcüsü Av. Arif Ali Cangı, İzmir'in su ihtiyacını karşılamak amacıyla Çamlı Barajı'nın bir an önce faaliyete geçmesi gerektiğini ifade etti. Cangı, “Çamlı Barajı'na aktarılacak suların alanında Efemçukuru Altın Madeni mevcut olduğu için baraja izin verilmiyor. 2011 yılından bu yana faaliyet gösteren maden, bilimsel raporlara rağmen Çamlı Barajı'na zarar vereceği tespitiyle birlikte yatırım programından çıkarıldı” dedi.
Cangı, altın madeni ve Çamlı Barajı'nın karşıt bir durum oluşturduğunu belirterek, “Bir proje varsa diğeri var olamaz. 4 Nisan 2024 tarihli e-ÇED raporunda, Çamlı Barajı Projesi’nin nihai kabulü duyurulmuştu. 15 Nisan 2024 itibariyle itirazlar alınmaya başlandı; ancak henüz bir karar verilmedi. Çamlı Barajı, İzmir’in ihtiyaç duyduğu bir proje olduğu için olumsuz bir karar verilemiyor. Aynı zamanda altın madeni işlettiği sürece baraja izin verilemeyeceği için olumlu bir karar da verilemiyor” dedi.
Tepkiler Yetersiz
Cangı, İzmir’deki yerel yönetimin, hükümetin madencilik politikalarına gereken önem vermediğini ve İzmirlilerin de yeterli tepki göstermediğini ifade etti. “Efemçukuru Altın Madeni, Bergama Ovacık Altın Madeninden sonra su havzalarında bile madenciliğe izin verilebileceğine dair kötü bir örnek. 25-30 yıllık kötü politikaların bir sonucu olarak doğal varlıkların metaya dönüştürülmesi sürecinde yer alıyoruz” şeklinde konuştu.
Almadıkları Suyun Parasını Ödüyorlar
Cangı, İZSU ile gerçekleştirdikleri görüşmede, Çamlı Barajı'nın 300 bin kişinin içme suyu ihtiyacını karşılayacak ekonomik bir baraj olacağı bilgisini aldıklarını belirtti. “Çamlı barajı yerine Gördes barajından su taşınmaya çalışılıyor ve bu nedenle İzmirliler dibi delik barajdan almadıkları suyun parasını ödüyor” dedi.
Araba Yıkamak Yasak, Altın Madeni Serbest
İzmir Tabip Odası Çevre Komisyonu Üyesi Dr. Oya Otyıldız, Çamlı Barajı projesinin 300 bin kişinin su ihtiyacını karşılayabileceğini ve Efemçukuru'nun yüksek konumda olduğundan bölgenin su ihtiyacını karşılayabileceğini aktardı. Otyıldız, “Gördes’ten su getirmek için masraf etmeye girmeden, bu barajdan faydalanmak daha uygun olacaktı” dedi.
Otyıldız, sağlıklı suyun sağlıklı yaşam için kritik olduğunu belirterek, “Efemçukuru’ndaki altın madeninin derhal kapatılması gerekli. Susuz bir şehirde araba yıkamak yasakken, altın madeni serbest olması yanlış. Altın madeni, çok fazla su tüketimine neden olur. Bu projenin sona ermesi lazım, Çamlı Barajı'nın faaliyete geçirilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.