

İzmir’in popüler turizm bölgelerinden biri olan Çeşme’de su krizi derinleşiyor. Kutlu Aktaş Barajı'ndaki su seviyesi kritik seviyelere gerileyerek dün geceden itibaren günlük 7 saatlik zorunlu su kesintilerine yol açtı. Bu durum, özellikle yaz sezonunda hem halkı hem de esnafı zorlu bir duruma sokuyor.
İzmir’de Su Krizi: 7 Saatlik Zorunlu Kesintiler Başladı, Vatandaşlar Tepkili
Çeşme, su ihtiyaçlarının büyük bir kısmını karşılayan Kutlu Aktaş Barajı'nın su seviyesinin ciddi şekilde düştüğü bir döneme girmiş durumda. Kurak geçen kış ve ilkbahar mevsimlerinin ardından bu yazda da yağışların yetersiz kalması barajın doluluk oranını oldukça etkiledi. Güncel verilere göre barajda su seviyesi yüzde 4'e kadar gerilemiş durumda. Sıcak havaların artışı ile su tüketiminin yüksek olduğu bu günlerde, barajdaki su kaybının hızlanabileceği düşünülüyor. Yetkililer, mevcut suyun daha uzun süre kullanılabilmesi için çeşitli tedbirler alacaklarını bildirerek, ilk olarak dün gece saat 23.00 ile bu sabah 06.00 arasında su kesintisi uygulandığını açıkladı. Eğer bu önlemler yeterli olmazsa, kesintilerin gündüz saatlerine de yayılabileceği duyuruldu.
“Çeşme'nin Doğal Kaynaklarının Değerlendirilmemesi Büyük Kayıp”
Esnaf Recep Okumuş, susuzluk sorununu en çok etkileyen faktörün kuraklık olduğunu belirterek, “Çeşme'de su kesintileri zaman zaman yaşanıyordu ancak bu kadar büyük bir sorunla karşılaşmamıştık. Çeşme'nin adı bile su bolluğu anlamına geliyor. Ancak şu an mahallemizde akan tek bir çeşme var, hepsi kapatılmış. Türkiye genelinde kuraklık devam etse de Çeşme'nin yer altı su kaynakları var. Bu suların boşa akmasına izin vermek yerine toplanıp değerlendirilmesi büyük fayda sağlar. Örneğin, Ildırı'daki köprünün altından tatlı su denize akıyor. Bu suyun toplanarak kullanıma sunulması mümkün. Belediyenin her zaman yetki sahibi olamayabileceğini anlıyorum ama Devlet Su İşleriyle iş birliği yapılırsa daha kolay çözüme ulaşılacağını düşünüyorum” dedi.
Okumuş, yetkililerin susuzluk sorununa yönelik önlemler alması gerektiğini vurgulayarak, “Belediye, kaçak su kullanımı ve patlayan borular gibi konulara daha fazla eğilmeli. Zaman zaman borular patlıyor ve su saatlerce, hatta günlerce akıyor. Bu konuyu medya değil, herkes gündeme getirmeli. Belediye, inşaatlara su deposu zorunluluğu getirebilir ve yağmur suyu toplama sistemlerini teşvik edebilir. Bu sulardan bahçeleri ve parkları sulamak için yararlanılabilir. Su her mevsimde ihtiyaçtır ve özellikle yaz aylarında artan nüfusla problemler büyüyor. Su, hayat demektir. Çeşme'deki doğal kaynakların değerlendirilmemesi büyük kayıptır. Hem Çeşme Belediyesi hem de İzmir Büyükşehir Belediyesi bu konuda daha duyarlı olmalı. Çünkü su geleceğimizdir” diye konuştu.
“Çok Fazla Israf Var”
Turizm sezonunda su kesintilerinin işletmeleri olumsuz etkileyeceğini ifade eden esnaf Neşe Bayrak, “Burada büyük bir su israfı söz konusu. Arabalar yıkanıyor, havuzlar dolduruluyor. Bunlar yer altı suyu olsa bile, sonuçta su. Kaynakları dikkatli kullanmalıyız. Çeşme bir turizm bölgesi ve buradaki işletmelerin hepsinin su ihtiyacı var. Küçük bir işletmem var ve misafirler geldiğinde duş almak için su bulup bulamayacağımı düşünmek zorundayım. Bize sürekli vergi ödettikleri gibi, bu vergilerin su altyapılarına yatırılması gerekiyor. Yağmur yağıyor ama su boşa akıp gidiyor. Bu duruma mutlaka bir çözüm bulunmalı. Şuan için duş alabiliyoruz, ama yarın bunları yapamaz hale gelirsek hijyen sorunları başlar. Çeşme gibi sıcak bölgelerde insanlar her gün duş almak zorundadır” ifadelerini kullandı.
“Otellerin Bu Konuda Çok Daha Dikkatli Olması Gerekiyor”
Çeşme'deki yaz nüfusunun artışının su tüketimini artırdığını dile getiren berber Kadir Aydın, “Bu durumu anlamak gerekiyor. Burada turizm olduğu için nüfus artıyor ve bu da doğal olarak tüketimi artırıyor. Kuraklık bu durumu daha da zorlaştırıyor. Ancak yine de çözülemeyecek bir mesele değil. Halkımızın da bu konuda daha dikkatli olması ve su tasarrufu yapması önemli. Biz de iş yerimizde bunu sağlamaya çalışıyoruz. Örneğin, müşterilerimize otele ya da evinize gidecekseniz saçınızı yıkamayın diyoruz. Ama büyük otellerin bu konuda çok daha dikkatli olması gerekiyor” şeklinde konuştu.