reklam
reklam
DOLAR40,7086% 0.17
EURO47,4348% -0.19
STERLIN54,7910% 0.05
FRANG50,3757% -0.08
ALTIN4.444,48% 0,22
BITCOIN116.580,13-0.067
reklam

İzmir’de 'Arapça Yemin'e Tepki: Laik Eğitim Tehdit Altında

Yayınlanma Tarihi : Google News
İzmir’de 'Arapça Yemin'e Tepki: Laik Eğitim Tehdit Altında
reklam

Kemalpaşa Merkez Cumhuriyet İlkokulu’nda çocuklara Arapça yemin ettirilmesi bir tartışma yarattı. CHP Kemalpaşa İlçe Başkanlığı, Kemalpaşa Belediye Başkan Vekili Yiğit Mutlu, Türkiye İşçi Partisi, Eğitim-İş, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Atatürkçü Düşünce Derneği ve DİSK Emekli-Sen’in katılımıyla yapılan basın toplantısında, “Laik eğitimden taviz vermeyeceğiz” mesajı verildi. Bu açıklamada, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin istifaya çağrıldı. Çocuklara Arapça yemin ettirilmesine izin verilmesi, kitle örgütleri tarafından laik ve bilimsel eğitimin hedef alındığının bir göstergesi olarak değerlendirildi. Açıklama, Kemalpaşa Milli Eğitim Müdürlüğü önünde gerçekleştirildi ve tarikat ile cemaat yapılanmalarının okullardaki artan etkinliğine karşı güçlü bir tepki dile getirildi.

“Laik Eğitim Tehdit Altında, Bakanlık İzliyor”

Açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “Başında bulunduğu Bakanlığı tarikat ve cemaatlere teslim eden; laik, bilimsel, çağdaş eğitime karşı uygulamalarıyla Cumhuriyet’in kazanımlarını tehlikeye atan Milli Eğitim Bakanı Sayın Yusuf Tekin, okulları tarikat ve cemaat yapılanmalarının faaliyet merkezi haline getirmeye devam etmektedir. Tarikat ve cemaatlere bağlı dernekler ve vakıflar, okullarda hiçbir denetim olmaksızın eğitime müdahil olmaktadır. Okullara alınacak bir temizlik görevlisinin araştırması yapılırken; bu derneklerin eğitim verme yetkisi olanların yeterliliği sorgulanmadan çocuklarımız bu kişilere teslim edilmektedir. Okullarda yürütülen bu kurslar, Milli Eğitim yetkilileri tarafından denetlenmemekte ve kontrol edilememektedir. İlçemiz Cumhuriyet İlkokulu'ndaki bir kurs, bu durumu gözler önüne sermektedir. Kursa katılan öğrenciler okulun önüne çıkarılarak Arapça ve Türkçe ayetler okutulmuştur. Bu, ‘laik ve bilimsel eğitim tehdit altındadır’ algısını güçlendirmektedir. Açık bir şekilde ifade ediyoruz: Okullar, tarikat ve cemaatlerin ideolojik faaliyet yeri olamaz. Tarikat ve cemaatler, Cumhuriyet’in eğitim sisteminin dışında tutulmalıdır! Milli Eğitim Temel Kanunu'na göre Türk Milli Eğitimi’nin amacı, Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı görev ve sorumluluklarının bilincinde olan yurttaşlar yetiştirmektir. Aynı kanunda “Türk Milli Eğitiminde laiklik esastır” ifadesi bulunmaktadır. Anayasa ve Milli Eğitim Temel Kanunu’nda okulların dernek ve vakıflar tarafından istendiği gibi kullanılmasına dair bir hüküm yoktur. Buradan açık bir uyarı yapıyoruz; Bakanlığın tarikat ve cemaatlerle olan tüm protokolleri derhal iptal edilmelidir! Bakanlık, Anayasa ve Milli Eğitim Temel Kanunu’nda belirtilen laiklik ilkesine tam olarak uymalıdır. Okullar; laik, bilimsel ve kamusal eğitimin yürütüldüğü yerlerdir.”

“Tarafsızlık İlkesi Yok Sayılamaz”

Tarikat ve cemaat yapılanmalarına karşı verilen tepkinin yanı sıra, eğitimde liyakat ve tarafsızlık ilkesinin ihlal edildiği vurgulandı. Açıklamada, “İlçemiz Cumhuriyet Ortaokulu’nda bir öğretmen arkadaşımız, okul müdürü hakkında şikayette bulunmuştur. Şikayet edilen okul müdürü Eğitim-Bir-Sen Kemalpaşa temsilcisidir. Şikayette bulunan öğretmen, Eğitim-İş Sendikası üyesidir. Ancak yürütülen soruşturma için atanan kişi de Eğitim-Bir-Sen üyesi bir okul müdürüdür. Dolayısıyla, sendika başkanının soruşturmasını yine kendi sendikasına bağlı bir kişinin yürütmesi durumu ortaya çıkmaktadır. Durumu öğrenen öğretmen arkadaşımız, gerekçelerini sunarak “Soruşturmanın tarafsız olarak yürütüleceğinden kuşkuluyum.” diyerek muhakkik değişikliği istemiştir. Bu talebe İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından yanıt verilmemiş, soruşturma aynı kişi tarafından devam etmiştir. Sonuç olarak okul müdürü aklanmış, öğretmenimiz ise İzmir merkeze tayin edilmiş ve çeşitli cezalarla karşılaşmıştır. Öğretmenimizin dile getirdiği kaygılar ne yazık ki haklı çıkmıştır. Bu durum, “Benimle düşünmüyorsan, benim tarafta değilsen bedelini ödeyeceksin!” anlayışının bir göstergesidir. Bu tür bir zihniyet adalet duygusunu zedeler ve kabul edilemez. Bu soruşturma derhal tarafsız eğitim müfettişleri tarafından yeniden ele alınmalı; hem öğretmen hem de okul müdürü adil bir değerlendirmeye tabi tutulmalıdır.”

reklam

YORUM YAP