

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Sındırgı ilçesinde meydana gelen 6,1 büyüklüğündeki depremin kuzeybatı-güneydoğu uzanımlı ve doğrudan Sındırgı Fayı üzerinde gerçekleştiğini açıkladı. Bu sarsıntılar İzmir'den de hissedildi.
Sözbilir, bölgeye giderek yaptığı incelemelerde, “Ana şoktan sonra yaklaşık 4 bin civarında artçı deprem yaşandı. Burası Sındırgı fayının bulunduğu bir alan. Hemen batısında bulunan Gelenbe fayı ise kuzey-güney yönünde uzanıyor. Deprem sonrası Gelenbe fayı bir bariyer gibi davranmış olabilir. Bu nedenle yırtılmanın doğuya doğru ilerlediğini gözlemliyoruz. Yaklaşık 10-12 kilometre uzunluğunda bir fayın kırıldığını söyleyebiliyoruz. Çalışmalar, deprem etkinliğinin giderek azaldığını gösteriyor. Belirli aralıklarla deprem fırtınası şeklinde sürekleniyor. Önümüzdeki birkaç hafta içinde deprem aktivitesinin belirgin şekilde azalması bekleniyor.” dedi.
“Deprem Büyüklüğü 5'i Aşamayacaktır”
Sözbilir, Gelenbe fayının depremlerinin sonlandığı yerde kuzey-güney yönlü uzandığını ifade etti. İlk günlerde Gelenbe fayının iç kısmında birkaç deprem daha meydana geldiğini kaydeden Sözbilir, “Belirli bir transfer sonucu depremler oluştu. Eğer bu transfer devam ederse, Akhisar, Kırıkağaç ve Balıkesir yönünde bazı yerlerde depremler gelişebilir. Vatandaşların panik yapmaması gerekmektedir. Mevcut deprem aktivitesi, dar bir alanda lokal gerçekleşiyor. Ayrıca birden fazla fayın varlığı, zaman zaman bir deprem fırtınası yaşanmasına sebep olabilir. Ancak depremin büyüklüğü 5'i aşmayacaktır. Dolayısıyla halkın panik havasından çıkması gerekmektedir.” şeklinde konuştu.
“Bazı Önlemler Alınmalı”
Sözbilir, Sındırgı fayında meydana gelen depremlerin İstanbul'daki fayları etkilemeyeceğini vurgulayarak, “Sındırgı'da meydana gelen depremin yıkım sınırında olduğunu söylemek mümkün. Bu sebeple fazla bina yıkılmadı; yalnızca bir bina yıkıldı. Ancak hasar gören bina sayısı 1000'e yaklaşmış durumda. Oradaki yapı stoku beklediğimiz kadar sağlam değil. Fakat yeni inşa edilen evlerin belirli bir sağlamlık taşıdığını gözlemledik, özellikle TOKİ konutları için durum böyle. Kırsal alanlardaki köy evlerinde ise hasar biraz daha fazla. Bu evler genellikle yığma yapı tipi olduğundan, Türkiye'de yeni bir uygulama başlatılabilir. Bu evlerde kenarlara çelik direkler eklenerek, belli bir dayanıklılık artırıcı önlemler alınabilir.” ifadelerini kullandı.