reklam
reklam
DOLAR41,1434% 0.12
EURO48,3350% 0.95
STERLIN55,8492% 0.79
FRANG51,3458% 1.05
ALTIN4.443,92% 1,11
BITCOIN115.770,012.397
reklam

İzmir’de Tarihi Keşif: Su Altında 5 Bin 300 Yıllık Kalıntıya Ulaşıldı

Yayınlanma Tarihi : Google News
İzmir’de Tarihi Keşif: Su Altında 5 Bin 300 Yıllık Kalıntıya Ulaşıldı
reklam

İzmir’in Urla ilçesinde, Türkiye’nin hem kara hem de su altı kazılarıyla öne çıkan arkeolojik merkezlerinden biri olan Liman Tepe’de heyecan verici bir keşif gerçekleştirildi. Dalgıç arkeologlar, yaklaşık 5 bin 300 yıl öncesine ait kalıntılara ulaştı. Anadolu Üniversitesi Mustafa V. Koç Deniz Arkeolojisi Araştırma Merkezi (ANKÜSAM) liderliğinde, uluslararası uzmanların katılımıyla yürütülen kazılar, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “Geleceğe Miras” projesi çerçevesinde devam etmekte.

Yaklaşık 7 bin yıllık bir geçmişe sahip olan Liman Tepe, Anadolu'nun Ege Denizi'ne açılan en eski liman kentlerinden biri olarak dikkat çekmektedir. Kara kazıları 1992 yılından itibaren, su altı kazıları ise 2000 yılından beri kesintisiz olarak sürdürülmektedir.

Günümüzde İzmir Limanı'nın üstlendiği işlevin binlerce yıl önce de aynı şekilde yerine getirildiği, bu yerleşimin kara ve deniz altında barındırdığı katmanlarla Anadolu'nun denizcilik tarihine ışık tuttuğu belirtiliyor.

Dalgıç arkeologlar, su altında 32 metrekarelik bir alanı kazıyor ve yaklaşık 7 metre derinlikte her gün 8 dalış gerçekleştirmekte. Prof. Dr. Vasıf Şahoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Liman Tepe'nin Türkiye'nin ilk denizaltı liman kazısı olarak önem taşıdığını vurguladı.

Liman Tepe'nin önemli bir bölümünün denizaltında bulunduğunu keşfettiklerini ifade eden Şahoğlu, bu yılki çalışmaların Klazomenai Antik Kenti’nin M.Ö. 6. yüzyıldaki mendireği ve limanına odaklandığını dile getirdi.

Şahoğlu, “Liman Tepe, hem kara hem de denizaltında kalan peyzajıyla bütüncül bir şekilde arkeolojik incelemelere tabi tutuluyor. Burası tarihi bir liman kenti; kıyı şeridinin değişiminden dolayı kentin önemli bir kısmı deniz altında kalmış durumda,” dedi.

5 bin 300 yıl öncesine ait kalıntılara ulaştıklarını belirten Şahoğlu, şunları ekledi:

“Bu alan 2 bin 600 yıl önceye tarihleniyordu, ancak yerleşim sürekli bir devamlılık göstermekte. Diğer yandan, karadaki yerleşim nasılsa limanın içinde de benzer tabakalar mevcut. 6. yüzyıla ait tabana ulaştığımızda ‘Acaba burada daha eski kalıntılar bulabilir miyiz?’ diyerek bir sondaj açtık. Yaklaşık 1,5-2 metre derinlikte günümüzden 5300 yıl öncesine tarihlenen kalıntılara rastladık. Bu durum, değişen kıyı çizgisiyle ile bağlantılı olayların anlaşılmasını sağlıyor.”

izmirde-tarihi-kesif-su-altinda-5-bin-300-yillik-kalintiya-ulasildi

Bugün su altında çalışılan alanın zamanında kara olduğunu, tektonik hareketler ve deniz seviyesinin yükselmesinin ardından deniz altına gömüldüğünü belirten Şahoğlu, “Deniz altındaki kazılar, karadaki kazılarda elde ettiğimiz sonuçları destekleyen farklı bir bakış açısı sunabilir,” şeklinde konuştu.

Uzun Evlerde Yaşam ve Üretim Bir Arada

Prof. Dr. Şahoğlu, kara kazılarında yer alan surlarla çevrili yerleşimlerde uzun evlerden oluşan yapı bloklarının belli başlı özellikler taşıdığını söyledi.

Uzun evlerin hem yaşam hem de üretim alanı olarak kullanıldığını belirten Şahoğlu, “Yan yana ortak duvarlar kullanılan 6 adet evden oluşan bloklar mevcut. Ardından bir sokak bu blokları ayırıyor ve yanında yeni bir yapı bloğu başlıyor. Evlerin içerisinde ocaklar bulunmakta ve kapılar sokağa açılmakta. Evlerin görünüşü ve içindeki malzeme açısından oldukça değerli bilgiler sunan bir dönem bu. Evler, aynı zamanda üretim alanı olarak da kullanılmakta; maden, seramik ve tekstil atölyeleri de bunlar arasında yer almakta,” dedi.

Günde 8 Dalış Gerçekleştiriliyor

Kazılarda görev alan Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. İrfan Tuğcu, Liman Tepe'de 2000 yılından bu yana su altı çalışmalarını sürdürdüklerini ifade etti.

“Dalgıç arkeolog yerine, arkeoloğu dalgıç yapma” prensibiyle hareket ettiklerini belirten Tuğcu, şöyle devam etti:

“Su altında 32 metrekarelik bir alanı kazıyoruz. Şu anda 7 metre derinlikte, deniz tabanından yaklaşık 5 metre aşağıdayız. Her gün 8 dalış gerçekleştiriyoruz ve her dalışta 2 veya 3 dalgıcı görev alıyoruz. Sabahları başlayarak, su altında kimin nerede nasıl çalışacağını günlük brifinglerle belirliyoruz. Gün içinde yapılan ara toplantılarla sürecin ilerlemesini kontrol etmekteyiz.”

reklam

YORUM YAP