

İzmir, Muğla, Çanakkale, Bursa… Türkiye'nin dört bir yanı muhteşem güzellikteki yerlerle dolup taşıyor. Mutlaka keşfedilmesi gereken yerlerden biri ise Bursa'nın gözde noktalarından Gölyazı.
Nilüfer ilçesinde yer alan Gölyazı, tarih boyunca birçok kültüre ev sahipliği yapmış en zengin antik yerleşim alanlarından biridir. Uluabat Gölü'nün doğu kenarında, derin bir yarımada üzerinde kurulu olan köyün geçmişi M.Ö. 6. yüzyıla kadar uzanıyor.
Gölyazı, Türkler ve Rumlar için ortak tarihi bir önem taşımaktadır. Eski bir Rum köyü olan bu yer, mübadele sonrası Selanik'ten gelenlerin yaşayış alanı haline gelmiştir ve doğal güzellikleriyle de göz dolduruyor.
Gölyazı, iki alçak tepeden oluşmaktadır. Tepelerden birinde, Yunan tanrısı Apollon'un ismini taşıyan Apollonia antik kentinin mezarlık kalıntıları yer alırken, diğer tepede ise göl seviyesinin yükselmesiyle bir ada görünümünü alan bir alan bulunmaktadır.
Gölyazı'nın en çarpıcı özelliklerinden biri, tarihi evleridir. Burada yaşayan halk, hala Rumlardan kalma evlerde hayatını sürdürmektedir.
Leyleklerle Dolu Bir Köy
Gölyazı, leyleklerle tanınan bir köydür. 2004 yılından itibaren farklı kamu ve sivil toplum kuruluşlarının katkılarıyla hayata geçirilen “Leylek Dostu Köyler Projesi” çerçevesinde bu unvanı kazanmıştır. Köyde, leyleklerin elektrik direklerine yuva yapmalarını önlemek amacıyla inşa edilen yuva platformları bulunmaktadır.
Bu Köyde Kadınların Balıkçılığı
Gölyazı'nın dikkat çeken bir diğer özelliği de kadınların balıkçılık yapabilmesidir. Buradaki balıkçıların yaklaşık yüzde 30'u kadınlardan oluşmaktadır. Motorlu ya da motorsuz teknelerle denize açılan kadınlar, tuttukları balıkları her gün kurulan mezatta satışa sunmaktadır.
Gölyazı'da Ziyaret Edilecek Yerler
Gölyazı Köyü'nde keşfedilecek pek çok yer bulunmaktadır. Bunlardan biri, köy meydanında bulunan Ağlayan Çınar'dır. Yaklaşık 750 yıl geçmişe sahip bu anıt ağaç, gövdesinden süzülen doğal kaynak suyu ile dikkat çekmektedir. Su, halk arasında Rum kızı Eleni ile Türk genci Mehmet’in hüzünlü aşkına atıfta bulunarak efsaneleşmiştir.
Bu heybetli ağacın çevresinde yer alan banklarda oturabilir, tarihi bir ağacın gölgesinde dinlenebilirsiniz.
Bir diğer gezilecek yer, 19. yüzyılda Anadolu Rum Ortodoksları tarafından inşa edilen Aziz Panteleimon Kilisesi'dir. Mübadele sonrası bir süre terk edilmiş olan bu kilise, son zamanlarda restore edilerek Gölyazı Kültürevi olarak yeniden işlev kazandırılmıştır.
Köyde görülmesi gereken diğer bir yer ise Uluabat Gölü'dür. Zaten köy, bu gölün üzerine kurulmuştur. Burada çok sayıda kuş türünü gözlemleyebilir ve doğanın getirdiği huzuru yaşayabilirsiniz.
Ayrıca, Gölyazı Köyü'nün tarihi sokaklarını gezmeyi unutmayın. Tarihi taş evler ve göle açılan dar sokaklar, fotoğraf meraklıları için harika fırsatlar sunuyor.
Görkemli bir manzara arıyorsanız, Zambak Tepe'ye çıkmadan dönüş yapmayın. Bu tepe, Rumların mezarlara zambak dikme geleneğinden adını almış olup, gün batımını izlemek isteyenlerin en çok tercih ettiği noktalardan biridir.
Gölyazı ile İzmir Arası
İzmir'den Gölyazı'ya ulaşmak isterseniz, yaklaşık üç saatlik bir yolculuk sonrasında bu muhteşem köyü keşfedebilirsiniz.