reklam
reklam
DOLAR41,2895% -0.18
EURO48,6156% 0.04
STERLIN56,2155% 0.11
FRANG51,9757% 0.08
ALTIN4.885,87% 0,83
BITCOIN115.269,99-0.402
reklam

İzmir'in İlkleri: Altay Hakkında Bilmediğiniz 5 Gerçek

Yayınlanma Tarihi : Google News
İzmir'in İlkleri: Altay Hakkında Bilmediğiniz 5 Gerçek
reklam

İzmir'in önemli spor kulüplerinden biri olan Altay, eşsiz kuruluş öyküsü ve tarihteki birçok ilkle dikkat çekiyor. İşte Altay hakkında belki de daha önce hiç duymadığınız 5 ilginç gerçek.

1- Altay'ın Kuruluş Hikayesi

Türkiye'de sporun yapılması, 1908 yılına kadar hem padişah yönetiminin baskısı hem de muhafazakarların tutumu yüzünden oldukça zordu. Modern beden eğitimi öncüsü Selim Sırrı Tarcan, 1919 yılında bir spor salonu açmak amacıyla İzmir'e gelir. Ancak, aşırı muhafazar bakış açıları, bu girişimi engeller. Tarcan, Vali Rahmi Bey, Necati Bey ve Vasıf Çınar Bey ile bir görüşme gerçekleştirir ve bu görüşme sonrası, azınlıklar dâhil olmak üzere gençlerin spor yapma imkânı doğar. 1913 yılı sonunda İzmir'e gelen Celal Bayar, spor yapan gençleri İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne katılmaya yönlendirir ve 16 Ocak 1914'te Altay resmî olarak kurulur. Celal Bayar, o dönemde Şark İdadisi'nde faaliyet gösteren Altay'ın kuruluşu için mali destek sağlayarak kulübün güçlenmesine katkıda bulunmuştur. Kulübün kurucuları arasında Mustafa Necati Bey, Vasıf Çınar Bey, Şükrü Saraçoğlu Bey, Baha Esat Tekand Bey ve diğer birçok isim bulunmaktadır.

2- Neden “Büyük Altay”?

Altay, Türk sporunun tarihi ve yansıması olarak bilinir. İzmir'de sporun öncüsü olan Altay, İkinci Meşrutiyet döneminde hürriyet ateşinin fitilini ateşlemiştir. Altay'ın kurucuları ve burada top oynayan oyuncular, Kurtuluş Savaşı sırasında büyük mücadele vermiş ve Atatürk'ün yanında yer almıştır.

“Büyük ALTAY” ifadesi, yalnızca spor başarılarından değil, hürriyet fikrini ateşleyen, milliyetçilik ruhunu yaşatan ve Kurtuluş Savaşı'nda kahramanlıklar gösteren evlatlarının eserini ifade ederken kullanılmıştır.

3- Atatürk ile Altay'ın İlk Tanışması

Kulüp, 1923 yılında Ankara'ya yapmış olduğu bir ziyarette, kafile, Ankara'nın ünlü Karpiç lokantasında yemek yerken (16 Kasım 1923 Cuma gecesi), Gazi Mustafa Kemal Paşa ve İsmet Paşa lokantaya gelir. Altay kafilesinin şık giyim tarzı ve nezaketi, Atatürk'ün dikkatini çeker. Bir süre sonra futbolcu Hasan Yanık, Aydın Efesi ve Zeybek oynamıştır. Atatürk, Hasan Yanık ve kaptan Hamit Aslan'ı masasına davet ederek Altay için övgü dolu sözler sarf etmiştir. 14 Ekim 1925'te Atatürk, İzmir'e gelerek kulübü ziyaret ettiğinde, Altay’ın 9 Eylül kupasını gördü ve “Aferin çocuklar, kupa da kazanmışlar” diyerek sevdiği bir takıma duyduğu hayranlığı ifade etmiştir. Gazi, kulüp defterine ise şu satırları yazmıştır:

“Altay Spor Kulübünde tanıdığım gençlik iftihara şayandır. Bu gençlik müvacehesinde istikbalin kuvveti ve saadeti en bariz görülmektedir.”

4- Altay'ın Tarihi İlkleri

Altay, birçok ilke imza atan bir takımdır. İşte Altay'ın sunduğu bazı ilkler:

  • Altay, futbol tarihimizde deplasmanda maç oynayan ilk Türk takımıdır.
  • 15 kez İzmir şampiyonu olan tek İzmir takımıdır.
  • Kendi bünyesinden iki farklı kulüp (Altınordu, Göztepe) çıkaran ilk Türk takımıdır.
  • Altaylı Hamit Aslan, İzmir'in ilk milli futbolcusudur.
  • Altaylı Said Odyak, İzmir'in ilk milli atletidir.
  • Eski adı Fuar Şehirleri Kupası olan UEFA Kupası'na katılan ilk Türk takımı Altay'dır.
  • Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş'ın geleneklerini bozan ilk takım Altay'dır.
  • Türkiye Kupası'nı bu üç takım dışında kazanan ilk ekip yine Altay'dır.
  • Türk futboluna yeni sistemleri getiren ilk isim Altaylı Vahap Özaltay’dır.

5- Fahrettin Altay'ın Soyadı Hikayesi

Altay Spor Tarihi'nde geçen bir anlatıma göre, Fahrettin Altay, 1966 yılında İzmir'de Altay Spor Kulübü’nü ziyaret ettiğinde, Erdoğan Tözge’ye soyadının nasıl verildiğini anlatmıştır. Erdoğan Tözge, Fahrettin Altay'a altın bir dolma kalem hediye etmiş ve Altay soyadının seçimi hakkında soru sormuştur. Fahrettin Altay, “Mütareke yıllarında Gazi Mustafa Kemal Paşa ile birlikte İzmir'i ziyaret ettiğimizde Altay Kulübü, Kraliyet Donanması personelinden oluşan karma bir takıma karşı futbol oynamış ve maçı birlikte izlemiştik. Altay kulübü iyi oynamış ve İngilizleri yendiğinde, Gazi Mustafa Kemal Paşa çok etkilenmişti. Uzun bir süre sonra Gazi Mustafa Kemal Paşa, İran ile olan sınır anlaşmazlığını çözmem için beni Tebriz'e göndermiştir. Tebriz'de bulunduğum sırada, Büyük Millet Meclisi'nde Soyadı Kanunu kabul edildi ve Gazi Mustafa Kemal Paşa'ya Atatürk adı verildi” demiştir. Ben de bir telgraf çekerek bunu kutladım. Atatürk'ün ertesi gün aldığı cevap şu şekilde olmuştur:

“Sayın Fahrettin Altay Paşam, ben de sizi tebrik ediyor, Altay olarak şerefli ve şanlı günler diliyorum.”

Fahrettin Altay, bu telgrafı aldığında gözlerinin dolduğunu ve Atatürk'ün, birlikte seyrettiği Altay futbol maçının hatırası sebebiyle kendisine Altay soyadını layık gördüğünü belirtmiştir.

reklam

YORUM YAP