

Yeni eğitim öğretim yılı başlar başlamaz, okullarda artan akran zorbalığı vakaları gündeme geldi. Veliler bu konuda endişeliyken, uzmanlar okullarda gerekli önleyici adımların bir an önce atılması gerektiğini vurguluyor. Kıyafet, kırtasiye, ulaşım ve beslenme gibi masraflar aile bütçelerinde baskı yaratırken; okul yönetimleri fiziksel ortamları hazırlamaya ve eğitim kadrolarını oluşturmaya odaklanıyor. Ancak tüm bu süreçlerin yanı sıra öğrencilerin yaşamını doğrudan etkileyen bir risk daha bulunuyor: Akran zorbalığı.
Her 3 Çocuktan 1'i Zorbalığa Maruz Kalıyor
İzmir'de çalışan Uzman Psikolog Aslı Macit, okullardaki bu sessiz tehlikeye dikkat çekerek, alınması gereken önlemleri açıkladı. Türkiye'de her 3 çocuktan 1'inin okul hayatında en az bir kez zorbalığa maruz kaldığını ifade eden Macit, “Dünya Sağlık Örgütü verilerine dayanarak, zorbalığa uğrayan çocuklarda ileriki yaşlarda depresyon, kaygı bozukluğu, düşük benlik saygısı ve sosyal ilişkilerde zorluk yaşama olasılığının çok daha yüksek olduğunu görüyoruz. Zorbalık yalnızca mağduru değil, zorbalık yapan ve sessiz kalan çocukları da olumsuz etkiliyor; bu çocuklar empati kurmaktan uzak, daha saldırgan ya da edilgen bireyler haline gelebiliyor” diyerek uyarıda bulundu.
Macit, aile içinde sağlanacak sevgi ve güven ortamının akran zorbalığını engellemede önemli bir ilk adım olduğunu belirterek, “Çocuk, evde gördüğü ilişki biçimini okulda yansıtır. Saygının, hoşgörünün, sabırlı dinlemenin değer gördüğü bir evde yetişen çocuk; arkadaşlarıyla olan ilişkilerinde de bu tutumları taşır. Aynı şekilde öğretmenlerin sınıf ortamında farklılıklara saygıyı teşvik etmesi ve zorbalığı net bir şekilde 'bu kabul edilemez' mesajıyla karşılaması çocuklara güvenli bir alan sağlar. Sınıfta iş birliği ve dayanışmayı artıran etkinlikler, hem okula uyumu kolaylaştırır hem de zorbalığın kök salmasını engeller” ifadelerini kullandı. Şiddet olaylarının önlenmesinin ilk adımının bu olduğunu dile getiren Macit, “Bugün çocuklara sunduğumuz sevgi ve nezaket, yarının toplumsal iklimini şekillendirecek. Okulların açıldığı bu günlerde, bir çocuğa kazandırılan her duyarlılık, ileride başkalarına da aynı sevgiyi gösterebilmesini sağlar” dedi.
'İlham Olmayı Hedefledim'
Karşıyaka'da yaşayan 43 yaşındaki Moris Karmona, okul yıllarında ve yaşamı boyunca birçok kez akran zorbalığına maruz kaldığını söyledi. Yaşadıklarını {siteDomain} ile paylaşan Karmona, “İlkokul yıllarımda hiç otizmli olarak değerlendirilmedim ama sınıf dışındaki arkadaşlardan sataşmalara maruz kalmıştım. Bu da bir çeşit akran zorbalığıydı. 5. sınıfta başka bir öğrenci velisinin yüzüme tokat atması aklımdan hiç çıkmadı. Utanç verici bir andı. Ertesi gün özür dilemişti, ancak hâlâ unutamıyorum. Ortaokul hayatım boyunca da akran zorbalığı devam etti. Futbolu seviyor olmama rağmen sınıflar arası futbol turnuvalarında beni aralarına almamaları çok üzücüydü. Bu haksızlıkları hiç hak etmemiştim, bende derin izler bıraktı” dedi. Karmona, yaşadığı zorbalıkları 'Morhis' adlı kitabında kaleme aldı. Kitapta, hayat hikâyesi, uğradığı zorbalıklar ve yaşam mücadelesi bulunuyor ve Karmona, otizmli gençlere ilham olmayı amaçlıyor.
'Sınıflara Kamera Yerleştirilmeli'
KEDİ- Kabul, Eşitlik, Dahil Olma, İstihdam- Otizm Derneği Başkanı Serap Dikmen Ahmetoğlu, otizmli çocukların okulda yaşadığı akran zorbalığı ve diğer zorlukların önlenmesi için sınıflara kamera yerleştirilmesi talebinde bulunduklarını söyledi. Ahmetoğlu, “Derneğimizin özel eğitim sınıflarına kamera konulması talebiyle Danıştay'da açtığı davanın birinci yılına yaklaşırken hâlâ davanın çözülmesini bekliyoruz. Bu sınıflarda hem eğitim hakkının sağlanması hem de güvenliğin bu şekilde artırılacağını düşünüyoruz” dedi.
Zorbalığa Karşı Uzman Tavsiyeleri
Uzman Psikolog Aslı Macit, akran zorbalığı konusundaki ebeveynler ve öğretmenler için önerilerde bulundu: Model Olun: Çocuğunuzun yanında kullandığınız dilde, nazik olmayı ön planda tutun. Açık Kapı Politikası: “Ne yaşarsan yaşa, benimle paylaşabilirsin” mesajını sıkça hatırlatın. Empatiyi Besleyin: Kitaplar, filmler ya da günlük olaylar üzerinden “O nasıl hissetmiş olabilir?” sorusunu birlikte tartışın. Ekran Süresini Denetleyin: Sosyal medyada karşılaşılan içerikler zorbalığı normalleştirebilir, bu nedenle çocuğunuzla birlikte bu içerikleri konuşun. Gözlemci Olun: Sessiz kalan, içine kapanan veya dışlanan çocukları tanımak için sınıf dinamiklerini düzenli olarak gözlemleyin. Zorbalığa Net Tutum: Zorbalığa açık ve net bir şekilde “Bu kabul edilemez” mesajı verilmelidir. Destekleyici Etkinlikler: Grup oyunları, iş birliği gerektiren projeler ve sınıf içindeki sorumluluk paylaşımı, öğrenciler arasında aidiyet duygusunu güçlendirir. Aile İş Birliği: Gözlemlenen bir zorbalık durumunda aileyle iletişime geçmek, sürecin sağlıklı yönetilmesini sağlar.