

İzmir Barosu, Ganalı Michael Adufu'nun şüpheli ölümüyle ilgili olarak Nevzat Erdemir Konferans Salonu'nda basın toplantısı düzenledi.
“Basit Bir İhmal Değil, Açık Bir Cinayet”
Toplantıda konuşan Baro Başkanı Sefa Yılmaz, yaşanan olayı “basit bir ihmal değil, açık bir cinayet” olarak nitelendirdi. Yılmaz, “Adufu, Şakran Cezaevi’ne gittiğinde orada görevliler Adufu’yu cezaevine kabul dahi etmiyorlar. Bu durum oldukça önemli bir gösterge. Bu kişi, o yolculukta bilincinin tamamen kapanmadığını söylemek mümkün değil. Emniyette cevap vermediği süreçte, savcılıkta bulunduğu esnada, adliye içerisinde Sulh Ceza'ya götürüldüğü vakit ve Sulh Ceza Hâkimi’nin karşısına çıkarıldığı anlarda, müdafilerin hastaneye sevk talepleri sürekli olarak reddedildi. Sulh Ceza Hâkimi bunları görmedi mi? Yani mesleki tecrübesizlikten mi değerlendirme yapamadı? Bunun sorgulanması gerekiyor” şeklinde konuştu.
“Hukuksuzlukların Muhtabı Olmanız An Meselesi”
İhmaller zinciri sonucunda bir kişinin göz göre göre ölümüne neden olunduğunu belirten Yılmaz, “Bu ülkede sağlık ve hukuk alanında herhangi bir güvenceniz yok. Her an, her şekilde, nerede olursanız olun, rolünüz veya kimliğiniz fark etmeksizin mutlaka bir hukuksuzlukla karşılaşma ihtimaliniz bulunuyor” değerlendirmesini yaptı. Ülkeyi yönetenlerin insanların yaşam haklarını korumak için gerekli tedbirleri alması gerektiğinin altını çizen Başkan Yılmaz, “Gerekli önlemleri almayanlarla ilgili olarak İzmir Barosu olarak diğer kurumlarla iş birliği yaparak üzerimize düşen sorumluluğu yerine getireceğimizi ifade edebilirim” dedi.
“Tekerlekli Ofis Sandalyesine Çöp Poşetine Sarılı Şekilde Getirilmiş”
Baro Yönetim Kurulu Üyesi ve Avukat Ceren Şen Tosun, Adufu’nun şüpheli ölümüyle ilgili süreci şu şekilde özetledi:
“Michael Adufu, Şubat ayında, yani Haziran 2025'te geri gönderme merkezine alınıyor. Yaklaşık 8 yıl boyunca Şubat ayından Haziran ayına kadar bu merkezde kalıyor. Geri gönderme merkezinden çıktıktan yaklaşık 2,5 ay sonra, Alsancak Nevvar Ali Devlet Hastanesi’ne tıbbi destek almak için gidiyor. 5 Mayıs 2025 tarihinde hastaneye giriş yapan Adufu’nun acil servislerde 2 gün boyunca tıbbi destek arayışında olduğu gözlemleniyor. Ardından, 7 Mayıs'ta mala zarar verme iddiasıyla kendisi hakkında şikâyette bulunuluyor ve aynı gün Kantar Polis Karakolu’na götürülüyor. Bir gün gözaltında kaldıktan sonra, 8 Mayıs'ta Adliye’ye, Cumhuriyet Savcılığı’na ifadesi alınmak üzere götürülüyor. Bu aşamada, İzmir Barosu’ndan zorunlu müdafiliği kapsamında görevlendirilen meslektaş, Adufu’yu ilk gördüğünde yürüyemediğini ve bilincinin yerinde olmadığını, hatta tekerlekli ofis sandalyesine çöp poşetine sarılı halde getirildiğini, bu durumda ifade almanın imkânsız olduğunu belirtiyor. Meslektaşımız, acilen hastaneye sevk edilmesini talep etse de bu talep Cumhuriyet Savcılığı tarafından reddedildi ve kişi tutuklama sevkiyle Sulh Ceza Hâkimliği’ne gönderildi.”
“Tutuklandığı Gün Bilinci Kapalı Şekilde Hastaneye Getiriliyor”
Sulh Ceza Hakimi’nin karşısına siyah çöp poşetine sarılı olarak çıkarılan Adufu'nun hiçbir soruya yanıt veremediği ve hatta oturamadığı, ifade alma aşamasından sonra tutuklama kararı verildiği ifade edildi. Tosun, “İki meslektaşımız, adliye koridorlarında kişinin siyah çöp poşetine sarılı bir şekilde götürüldüğünü görünce polislere müdahale ederek bunun insanlık onuruna aykırı olduğunu ve bunun işkence suçu oluşturduğunu belirtmiş olmalarına rağmen kolluk görevlileri tarafından buna aldırış edilmedi. Adufu’nun sevki, siyah çöp poşetiyle yapılıyor” dedi.
Şakran T Tipi Kapalı Cezaevi’ne giderek Adufu’yla görüşmek istediklerini ancak tahliye olduğunu öğrendiklerini söyleyen Tosun, “Tutuklandığı gün bilincinin kapalı olduğu, doğrudan ambulans çağrılarak şehir hastanesine sevk edildiği aktarılmıştı. Şehir Hastanesi’nden aldığımız bilgilere göre, kişi bilinci kapalı olarak hastaneye getiriliyor, 20 gün boyunca yoğun bakımda kalıyor ve bilinci hiç açılmadan orada hayata veda ediyor” bilgilerini paylaştı.
“Soruşturmayı Takip Edeceğiz”
Soruşturma sürecinin başından itibaren birçok usulsüzlüğün tespit edildiğini belirten Avukat Tosun, “Sulh Ceza ifadesinde çöp poşetine sarılı bir kişi, hiçbir soruya yanıt veremeyen ve yürüme yetisini tamamen kaybetmiş bir halde ifadesinin alınma şartları hakkında sorular soruyoruz. Eğer yeterli tıbbi destek sağlanmış olsaydı yaşayıp yaşayamaması konusunu sorguluyoruz. İzmir Barosu olarak bu süreçte payı olan sağlık personeli, kolluk görevlileri, Sulh Ceza Hâkimi, Cumhuriyet Savcısı ve diğer tüm sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunduk. Süreci yakından takip ederek Adufu’nun ölümünün aydınlatılması ve tüm sorumluların hak ettikleri cezayı almaları için çabalarımızı sürdüreceğiz” dedi.



