reklam
reklam
DOLAR42,3199% -0.01
EURO49,2354% -0.28
STERLIN55,8293% -0.29
FRANG53,3131% -0.13
ALTIN5.551,47% -1,86
BITCOIN95.818,18-0.968
reklam

Tunç Soyer Cezaevinden Müjdeli Haberi Duyurdu: Bilirkişi Raporunu Paylaştı

Yayınlanma Tarihi : Google News
Tunç Soyer Cezaevinden Müjdeli Haberi Duyurdu: Bilirkişi Raporunu Paylaştı
reklam

Önceki dönemde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapmış olan Tunç Soyer, tutuklu bulunduğu cezaevinden sevindirici bir haber iletti. Soyer, CHP Parti Meclisi Üyesi ve CHP Gölge Sağlık Bakanı Dr. Zeliha Aksaz Şahbaz tarafından kendisine gönderilen mektupta, Murat Dağı ve Gediz Havası için bilirkişi raporunun maden çalışmaları hakkında olumsuz bir görüş bildirdiğini ifade etti.

Tunç Soyer

CHP'li Şahbaz Mektup Gönderdi

Şahbaz, mektubunda Murat Dağı ve Gediz Havzası için yıllardır süren çevre mücadelesine vurgu yaparak, bölgede planlanan altın madeni için açılan davada bilirkişi raporunun, madencilik faaliyetinin doğal ekosisteme, su kaynaklarına, tarım ve turizm potansiyeline kalıcı zarar vereceğini belirtti.

Soyer'in sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada yer alan ifadeler şöyle:

“Değerli Dostlar,

Birbirinden güzel mektuplarınız gelmeye devam ediyor, çok teşekkür ederim. Buradan hepinize yazmaya yetişemiyorum ama çıktıktan sonra her birine ulaşacağım.

Bugün harika bir mektup aldım. CHP Parti Meclisi Üyesi, CHP Gölge Sağlık Bakanı Dr. Zeliha Aksaz Şahbaz’ın müjdeli haberini de paylaşmak isterim. @drzelihaaksaz

Mektubun şöyle başlıyor:

“Bu mektubu size doğa için, bu ülkenin toprağına, suyuna, ormanına beraber sahip çıkmış bir yoldaşınız olarak yazıyorum.”

Büyük müjdeye geçmeden, sizi biraz geçmişe götürmem gerek. On beş yıl boyunca, bir belediye başkanının en önemli görevlerinden birinin şehrinin doğasını korumak olduğunu düşündüm ve bu doğrultuda görev yaptım. Bu nedenle pek çok alanda çeşitli kampanyalar yürüttük, birçok mücadele verdik. Gediz de en önem verdiğimiz konulardan biri oldu. Gediz’in başlangıcından denize döküldüğü noktaya kadar olan yolculuğuna tanıklık ettik. 400 km’lik yolculukta, her adımda bir tahribatın nasıl büyüdüğünü üzüntüyle izledik. Murat Dağı’ndan doğarak İzmir’e ulaştığında Gediz, artık simsiyah bir su haline dönüşüyordu. Yüzyıllar boyunca geçtikleri yerlere bereket getiren bu nehir artık kirlilik taşıyordu. Durum o kadar kötüleşmişti ki bazı sanayi tesislerinin atıklarını doğrudan nehre bıraktığını görme şansını yakaladık. Oysa Türkiye tarımının %10’u Gediz Havzası’nda yapılmaktadır.

Gediz, Kütahya'da Murat Dağı'ndan doğarak Uşak ve Manisa'yı geçtikten sonra İzmir'de denize dökülmektedir. Bu şehirlerin valileri ve belediye başkanları sorunları çözmek için çabalasa da, yetki ve güçleri yetersiz olduğu için sorun sahipsiz kalmakta ve her gün büyümeye devam etmektedir.

Gediz yolculuğundan birçok ders çıkardık ve birçok adım attık. Kalıcı çözümün ilk adımının kirletmemek olduğunu gördük. Gediz’in görkemli doğumu, mevcut kirliliği temizleyip yaratılan tahribatı gidermeye muktedirdir; yeter ki kirletme işlemi durdurulsun.

Tunç Soyer

Gediz ve Murat Dağı’nı Koruma Mücadelesi

Bu yolculuğun başında sevgili Zeliha Hanım’la tanıştık. O dönemde CHP Kütahya İl Başkanıydı ve bizi içten bir şekilde karşılayarak eşlik etti. Zeliha Hanım, Kütahya için yaşam kaynağı olan Gediz ve Murat Dağı’nı koruma konusunda büyük bir özveriyle çalışıyordu.

Murat Dağı’nda bir altın madeni açılması çabası vardı. Hep birlikte dava açıldı, kazanıldı, ancak şirket vazgeçmedi. Bakanlığın “red” kararına itiraz eden şirket yeni bir dava açtı. Bu davanın bilirkişi raporu nihayet elimize başat.

Mektup Gerçekten İçimi Isıttı ve Çok Mutlu Oldum

Raporun sonunda şu ifadeler yer almakta:

“Madencilik faaliyetinin bölgenin doğal ekosistemine, su kaynaklarına, tarım ve turizm potansiyeline kalıcı zarar vereceği nedeniyle… Murat Dağı’nda altın madeni açılamaz.”

Zeliha Hanım müjdesini şöyle sonlandırıyor:

“Yaşam adına, doğa adına, halkımız adına, yüzlerce yıllık neslimiz adına büyük bir zafer… Murat Dağı’ndan sıcak bir esintiyle sizinle paylaşmak istiyorum.”

Sevgili Zeliha Hanım’ın gönderdiği bu mektup gerçekten içimi ısıttı ve çok mutlu oldum.

Bugün çevremizde yaşanan sıkıntılar, geleceğe dair kaygılarımız, tanık olduğumuz yozlaşma ve çürümeler kimsenin içini soğutmasın.

Bu kadim topraklarda güzel şeyler de oluyor ve olmaya devam edecek. Tek yapmamız gereken, seyirci kalmaktan vazgeçip, kendimize “ben ne yapabilirim?” sorusunu sormaktır.

Emin olun, herkesin kendine göre vereceği bir cevap olacaktır ve bu cevaplar, hiçbirimizin hak etmediği bu karanlığı yırtacak, içimizi ısıtacaktır.

Güneşsiz kalmayın,

Aydınlıkla, sağlıcakla kalın…

İzmir 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu, Koğuş B/63, Buca – Kırklar

15 Kasım 2025

reklam

YORUM YAP