

İzmir’in popüler turistik merkezlerinden biri olan Alaçatı’yı ziyaret edenlerin ilk ilgisini çeken detay, şüphesiz buradaki eşsiz evlerdir.
Bu evleri görenler, kendine özgü mimarisi ve büyüleyici güzelliği karşısında hayranlık duymaktan kendilerini alamıyor.
Alaçatı’nın tarihi, Erythrai Antik Kenti’ne kadar uzanıyor; ancak günümüzdeki mimari yapılar 1800’lü yılların eseridir. Burada bulunan taş evlerin çoğunun inşa tarihleri 1850 ile 1892 yılları arasına denk geliyor.
Alaçatı’daki evler genellikle iki katlıdır. Bu yapılar, bölgedeki taş ocaklarından elde edilen taşlarla inşa edilmiştir ve böylece kışın soğuktan, yazın ise sıcak havadan korunmuşlardır.
Alaçatı’daki evler, sokaklarıyla uyum içinde tasarlanmıştır. Mahalledeki taş kaplama ve arnavut kaldırımıyla döşenmiş sokaklar, evlerin yakın olmasının ve dar sokakların oluşmasının nedeni olarak gölge ihtiyacını karşılamak için yapılmıştır.
Bu evlerdeki yaşam alanları genellikle üst katlarda düzenlenirken, cumbalı odalar misafirler için ayrılmıştır.
Alaçatı’daki bu taş evler, günümüzde restore edilerek butik otellere dönüştürülmüştür.
Günümüzde rengarenk çiçeklerle bezeli, özellikle de begonvillerle dolup taşan bu evler, sevimli görüntüleriyle dikkat çekmektedir.