

Telus International Çağrı Merkezi’nde 114 gün süren direnişin ardından, Telus işçileri bugün iş yerinin önünde düzenledikleri basın açıklaması ile mücadelelerine DİSK/Sosyal-İş Sendikası çatısı altında devam edeceklerini duyurdular. Açıklamayı işçi Hasan Hüseyin Yavuz, maddi sıkıntılar, sendika ile yaşanan anlaşmazlıklar ve iş kolu değişikliği gibi pek çok zorluğa rağmen devam eden direnişin sadece bireysel bir hak arayışı değil, Türkiye’deki tüm çağrı merkezi işçileri için bir mücadele kıvılcımı olduğunu vurgulayarak yaptı.
Bu Çadır Bizim Direncimiz Olmuştu
Direnişin ilk günlerinde yaşadığı yalnızlığın altını çizen Yavuz, “İlk zamanlarda ne bir çadırımız vardı ne de gölgemiz. Motorumla yalnız başladım bu mücadeleye,” diyerek sürecin zorluklarını paylaştı. Polis müdahaleleri nedeniyle çadır kurulmasına dahi izin verilmediğini dile getiren Yavuz, “Ama sonunda gördüğünüz bu çadırı kurduk. Bu çadır bizim direncimiz oldu” şeklinde konuştu.
Mücadele Etmenin Gerekliliği
Yavuz, “Ben buraya evim gibi baktım. Çünkü bu yer sadece bir direniş alanı değil, aynı zamanda inancın, umudun ve dayanışmanın buluştuğu bir yerdi. Bu direniş, yalnızca çadırla değil, etrafında birleşen yüreklerle büyüdü. Eğer eşim Büşra olmasaydı, bu kadar zamandır yanımda dimdik durmasaydı, bu direniş bu kadar güçlü olamazdı. İki yaşında bir çocuğum var. Bu direnişi, ailemden ayrı, sevdiklerimden uzak ama haklı bir inançla ve büyük bir fedakarlıkla sürdürdüm. Çünkü biliyordum ki, yapılması gereken mücadele etmekti. Burada ben ve birçok arkadaşım haklarımızı almak için mücadele etmek zorundaydık ve bunu elimizden geldiğince başardık.” dedi.
114 Gün Süresince Desteğimiz Olmadı
Direniş süresince maddi destek almadan sürdürdüğünü belirten Yavuz, “Bu süre zarfında bazıları burada ücretle durduğumu düşünüyor olabilir. Ama herkes bilsin ki: 114 gündür burada sendikadan tek kuruş almadan, sadece emeğime, inancıma ve işçilerin birliğiyle bu çadırda direndim. Bu yolda yalnız yürümedim. Dayanışmanın en güzel örneklerini yaşadım, bana maddi ve manevi destek olan herkese teşekkür ediyorum. Bugün, sürdürülemez koşulların yanı sıra sendika ile yaşadığımız anlaşmazlıklar ve iş kolu değişikliği gibi teknik meseleler, bu direnişi sonlandırma kararı almama neden oldu. Ama bu bir geri çekilme değil, yön değiştirme. Bu mücadeleye kendim için değil, sizler için başladım. Buradan tecrübe, umut ve dayanışma mirasıyla ayrılıyorum. Ve bu mücadele burada bitmiyor. Aksine, şimdi daha da büyüyor.” ifadelerini kullandı.
Sendika Olunması Patronları Korkutuyor
Telus’taki bu direniş, patronların yüreğine korku saldı ve haklarımızdan vazgeçmemek için iş kolu değişikliğine gitmelerine neden oldu. Çünkü biliyorlardı: Eğer bu işçiler sendikalı olursa, patron saltanatları sarsılacak. Bu yüzden, bu direniş sadece bir şirketin değil, tüm sektör patronlarını tedirgin etti. Ve buradan ilan ediyoruz: Telus’ta bir sendika olacak! Patron bundan kaçamaz! Bizler yalnızca Telus için değil, Türkiye’deki tüm çağrı merkezi işçileri için yola çıkıyoruz. Telus’ta ateşle yaktığımız bu mücadele, Türkiye’deki tüm çağrı merkezlerine yayılacak. Tüm çağrı merkezleri sendikalı olana dek mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Nasıl ki onlar bizim irademizi yok sayıp iş kolunu değiştirdilse, biz de karşısında bir adım daha büyüyerek, DİSK’e bağlı Sosyal-İş Sendikası ile mücadelemizi sürdüreceğiz. Çünkü biz inandık ve büyüdük.”
Telus Direnişi Bizlere Şunu Öğretti
Telus Direnişi bize şunu öğretti: Direniş mirasımız, bizi daha büyük bir yolculuğa çıkarıyor. Ve buradan tüm çağrı merkezi patronlarına sesleniyoruz: Mücadelemiz başlıyor! Telus’ta yaktığımız ateşle, tüm çağrı merkezlerini sendikalı yapana kadar durmayacağız! Mücadele bitmez, yalnızca şekil değiştirir! Ve son söz olarak; Telus Direnişi bir kıvılcımdı. Şimdi yangın vaktidir! Yaşasın sınıf dayanışması, yaşasın işçilerin birliği!” diyerek konuşmasını sonlandırdı. Yavuz, çağrı merkezi işçilerine birlik ve dayanışma çağrısı yaptı.



