

UNESCO'nun bu yıl belirlediği 15 Aralık Dünya Türk Dili Ailesi Günü, İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde kutlandı. Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi'nde (AASSM) gerçekleştirilen etkinlik, Türk dünyasını dil, kültür ve sanat alanında İzmir'de bir araya getirdi. Türk dilinin köklü geçmişine ve ortak kültürel mirasına vurgu yapılan etkinliğe, İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Dr. Zafer Levent Yıldır, Kazakistan Başkonsolosu Bauyrzhan Akatayev, Dışişleri Bakanlığı İzmir Temsilciliği AB Uzmanı Volkan Kocagül, Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) İletişim ve Bilişim Daire Başkanı Salim Ezer, Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Türk Halk Bilimi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Pınar Fedakar, İzmir Demokrasi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gonca Kuzay Demir ve çok sayıda davetli katıldı.
Türk Dilinin Ortak Hafızası
Program, İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Dr. Zafer Levent Yıldır'ın açılış konuşması ile başladı. 15 Aralık Dünya Türk Dili Ailesi Günü'nün, 194 ülkenin onayıyla, Türkiye’nin öncülüğünde, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan tarafından ortaklaşa ilan edildiğini hatırlatan Yıldır, “Bugün; ortak tarihimizin, kültürümüzün ve gönül coğrafyamızın güçlü bir yansımasıdır. Bu gün, Türk dilinin en eski yazılı belgeleri olan Orhun Yazıtları'nın çözüldüğü ve dünya bilim camiasına duyurulduğu gündür. Vilhelm Thomsen’in 1893’te attığı bu adım, sadece bilimsel bir keşif olmayıp; Türkçenin binlerce yıllık yolculuğunun insanlığın ortak hafızasına kaydedilmesidir” diye ifade etti.
“Dil Zenginleştikçe Düşünme Biçimi de Zenginleşiyor”
Uzun yolculuğun mirasına sahip çıkan; dili yaşatan, çoğaltan ve geleceğe taşıyan bir topluluk olduklarını vurgulayan Yıldır, şunları söyledi: “Bir topluluğun dili zenginleştikçe düşünme biçimi de zenginleşir. Düşüncenin gücü, dilin açıklığı ve yeterliliği ile ilişkilidir. Dilimizi korumak, aynı zamanda düşünme hakkımızı korumak demektir. Dilerim, bu özel akşam dostluklar, paylaşımlar ve unutulmaz anılarla hafızalarınızda yer bulsun. Her nereden geliyor olursanız olun, sizler bizim için İzmirlisiniz. Bu şehirde yalnız değilsiniz. Herhangi bir ihtiyacınız olduğunda, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin sizler için burada olduğunu unutmayın. Bizi yalnızca bir kurum değil, güven duyduğunuz bir aile olarak görün.”
Program kapsamında, Türk dünyasının ortak hafızası ve dil mirasına dair “Türk Dünyası ve Dünya Türk Dili Ailesi Günü” temalı panel düzenlendi. Panelin moderatörlüğünü, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı, Eski Türk Dili Anabilim Dalı Başkanı ve Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Şaban Doğan üstlendi. Panelde, Dokuz Eylül Üniversitesi Rus Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gülmira Kuruoğlu, Kazakistan Atrau Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Karlygaş Aşirhanova ve Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü emekli öğretim görevlisi, KIBATEK Onursal Başkanı Feyyaz Sağlam konuşmacı olarak yer aldı.
Türkçe'nin Yolculuğu
Şaban Doğan, dilin insanlığın varoluş serüveninin başlangıcı olduğunu belirterek, “Bizi diğer canlılardan ayıran, dünyada benzersiz bir yer edindiren çok önemli bir araçtır. Dilin iki temel işlevi vardır: İnsan-insan ilişkisi ve insan-varlık ilişkisi. İletişim kurmak insan-insan ilişkisini, öğrenmek ise insan-varlık ilişkisini temsil eder. Bu iki dil özelliği, insanları farklı kılar. Aslında çağdaşlaşmamızın ve gelişimimizin temel gerçeği de budur. Biz diğer canlılardan bilgi birikimlerimizi dil vasıtasıyla sonraki nesillere aktarabildiğimiz için farklıyız ve ilerideyiz. Dolayısıyla, dil olmasaydı, biz de olmazdık. Bizi eserlerimizle bugüne taşıyan ve bilişim çağını açmamıza yol veren en önemli unsur da dilimizdir.” ifadesinde bulundu.
Türk Yazıtları Nasıl Bulundu?
Doğan, “Türkler ilk ne zaman yazdı? İlk yazıt ne zaman bulundu? 1721'de İsveçli bir tutsak subayı olan Johan von Strahlenberg, Güney Sibirya'da Yenisey Nehri'nin yukarısında eski Türk alfabesi ile yazılmış bir taş buldu. Küçük bir yazıt. 1730’da Strahlenberg tutsaklıktan dönerken, bu yazıtla birlikte Bozkır kültürü ve medeniyetine ait örnekleri de derledi. Bu bilgileri 1730'da yayınladı. Ancak, bilim dünyası bu bulguların yazıt olduğunu dahi fark etmedi. 1887-88'de Finlandiya'dan Sibirya'ya gönderilen bir araştırma ekibi, Strahlenberg’in bulduğu Yenisey yazıtlarını kopyaladı ve yayımladı. Ardından, Rus bir arkeolog Orhun Irmağı kıyılarındaki daha büyük iki yazıtı 1888'de buldu ve 1890'da yayımladı. Bilim camiası artık bunların yazı olduğuna kesin olarak inandı. Fakat hangi medeniyete ait oldukları ve kimler tarafından yazıldığı bir sır olarak kaldı. Ta ki 15 Aralık 1893'e kadar. Vilhelm Thomsen geniş bir çalışma ve titizlikle bu yazıtların Türk yazıtları olduğunu ve ilk Türkçe metinler olabileceğini ortaya koydu” şeklinde konuştu.
Panelistlerden Gülmira Kuruoğlu, dilin bir köprü, inanç ve tarihin bir parçası olduğunu vurguladı. Karlygaş Aşirhanova ise Türkiye Türkçesinin, ortak Türkçe olarak kabul edilmesi gerektiğini belirterek, “Bir Türk’ün Türkiye Türkçesini öğrenmesi için yalnızca 3 ay yeterli” dedi. Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü emekli öğretim görevlisi Feyyaz Sağlam, Türkçenin tüm dünyaya yayıldığını ve bir dünya dili olduğunu kaydetti.
Program, Akdeniz Üniversitesi Antalya Devlet Konservatuvarı ve Antalya Devlet Opera ve Balesi sanatçılarının katılımıyla gerçekleştirilen piyano konseri ile sanat dolu anlara sahne oldu. Farklı ülkelerden İzmir’e gelen piyanistlerden Samir Mirzayev, Talgat Arakeev, Pelin Ece Acar, Dameli Nurbergen ve Hakan Aksoy, konuklara unutulmaz anlar yaşattı. Etkinlik, Kültür ve Turizm Bakanlığı İzmir Devlet Türk Dünyası Dans ve Müzik Topluluğu’nun sunduğu müzik ve dans gösterisi ile renklendi. Gösterinin sanat yönetmeliğini Şavk Eryürek üstlendi.
Kent Arşivi ve Müzeler Müdürlüğü'nün destekleri ve TÜRKSOY'un katkılarıyla “Türk Dünyasında Kadim Başkentler: Kadın ve Moda” temalı fotoğraf sergisi de açıldı. Sergide, TÜRKSOY onayıyla İletişim ve Bilişim Daire Başkanı Salim Ezer tarafından sağlanan fotoğraflar yer aldı.



