2026 yılı asgari ücreti nihayet belirlendi ve uzun süredir beklenen rakam 28 bin 75 TL olarak açıklandı. Aralık ayında açlık sınırının 30 bin 655 TL’ye yükselmesi ve 2026 için belirlenen asgari ücretin bu sınırın altında kalması, pek çok kişi tarafından eleştirildi. İzmir’deki Asgari Ücret İnisiyatifi, konuyla ilgili tepkisini göstermek amacıyla Alsancak Mahallesi’ndeki Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde yürüyüş düzenledi ve Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde basın toplantısı yaptı.
“Zam Güncellenmezse, Ülkenin Yarısı İçin Geçim İmkansız Hale Gelecek”
Belirlenen asgari ücretin emekçiye yönelik bir savaş ilanı olarak değerlendirildiği açıklamada, “22 Aralık Salı akşamı, işçi sınıfının iradesini yok sayan, kapalı kapılar ardında yürütülen ve şeffaflıktan uzak bir süreçle milyonlarca emekçinin geleceği ipotek altına alındı. Bakan Vedat Işıkhan tarafından açıklanan %27’lik artış ve 28 bin 75 TL’lik asgari ücret, sermaye sınıfı ve hükümetin emekçilere karşı açtığı bir savaş ilanıdır. TÜRK-İŞ’in yer almadığı bu süreçte, hükümet ve patronlar el birliği yaparak işçinin sesini bastırmış ve milyonların kaderini tek taraflı bir dayatmayla belirlemiştir. Bu rakam; ağırlaşan geçim koşulları altında, önümüzdeki yıl boyunca emekçinin nefessiz bırakılması ve barınma ile beslenme gibi temel haklarının birer lükse dönüşmesi anlamına geliyor. Tek adam rejiminin ekonomi politikaları, zenginliği bir avuç patrona aktarırken, emekçileri derin bir sefaletle yüzleştiriyor. Yapılan zamla bile açlık sınırının altında kalan bir asgari ücret güncellenmezse, bu ülkenin yarısı için geçim artık imkansız hale gelecektir.” denildi.
“Yapılan İşçi Sınıfını Kasten Açlık Sınırının Altındaki Bir Karanlığa Mahkum Etmektir”
Açıklanan enflasyon oranının altında bir ücret belirlenmesine tepki gösteren inisiyatif, “Resmi verilere göre, 11 aylık enflasyonun %29,74 olduğu bir ülkede, yapılan %27’lik zam, asgari ücreti daha işçinin eline geçmeden enflasyonun altında ezmektedir. Bu oran, sadece geçmiş kayıpları karşılamaktan uzak olmakla kalmıyor, 2026 yılı boyunca işçinin cebinden çalınacak olan alım gücünün de tescili anlamına geliyor. Daha vahim olanı, açıklanan 28 bin 75 TL’lik asgari ücret, TÜRK-İŞ’in açıkladığı 29 bin 828 TL’lik açlık sınırının bile altında kalmış, emekçinin alım gücü 2026 yılına daha başlamadan gasp edilmiştir. Bakan Şimşek'in bir yıl önce yaptığı açıklamada 2025 yılı sonunda enflasyonun %17 olacağını iddia ettiği hatırlatılarak, 2025 yıl sonu resmi enflasyonunun, Bakan'ın tahmininin iki katına yakın, %30'un üzerine çıkması bekleniyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, yılın son enflasyon raporunda 2025 yıl sonu enflasyon hedefini %27’den %32’ye yükseltti. Böylece Merkez Bankası, son bir yıl içinde enflasyon hedefini toplamda %52 oranında yukarı çekmiş oldu. Ekonomi yönetimi, açıkladığı hiçbir enflasyon hedefini gerçekleştirememiş olmaktan kaynaklı mahcubiyetini yaşamaktansa, 'beklenen enflasyon' safsatasıyla emeğin hakkının gaspına kılıf uydurmaktadır. Geçmişteki kayıpları göz ardı edip, geleceğin hayali rakamlarıyla zam belirlemek, işçi sınıfını kasten açlık sınırının altındaki bir karanlığa mahkum etmektir. Buna izin vermeyeceğiz.” ifadeleri kullanıldı.
“Asgari Ücretli Emekçinin Hakkını Ne Bu Masalarda, Ne de Meydanlarda Sahipsiz Bırakacağız”
Açıklamada, “Asgari ücretin miktarını, kâr hırsıyla gözü dönmüş patronlar ve sermayenin sadık bekçiliğini yapan siyasi iktidar değil; bizzat bu zenginliği yaratan emekçilerin iradesi belirlemelidir. Yetkili konfederasyonların sorumluluktan kaçarak masayı sahipsiz bırakması, sessiz kalan bu sefalet dayatmasına dolaylı yoldan ortak olması kabul edilemez. Asgari ücret zammının belirleneceği süreçte boşalan her mevziyi dolduracak olan, emekçilerin politik öncüleridir. Bizler, Asgari Ücret İnisiyatifi olarak, bu mücadelenin öncüsü ve ailesiyle birlikte milyonlarca asgari ücretlinin geçim koşullarını etkileyecek olan gerçek bir müzakerenin, emekten yana tarafı olduğumuzu ilan ediyoruz. Asgari Ücret Tespit Komisyonu, baskın bir toplantıyla kararını açıklamış olabilir, ancak bizim için bu süreç sona ermedi. Mücadelemiz daha yeni başlıyor! Asgari ücret; insan onuruna yaraşır düzeyde, milli gelir ve gerçek enflasyon göz önünde bulundurularak yılda 4 kez güncellenecek şekilde belirlenene kadar durmayacağız. Asgari ücretli emekçinin hakkını ne bu masalarda, ne de meydanlarda sahipsiz bırakmayacağız. Bizi yoksullukta eşitlemeye, sefalette birleştirmeye çalışan bu eski düzeni, örgütlü gücümüzle birlikte değiştireceğiz.” denildi.
