reklam
reklam
DOLAR38,7786% 0.39
EURO43,8944% 0.27
STERLIN51,6488% 0.37
FRANG46,6481% 0.44
ALTIN4.143,57% 0,97
BITCOIN102.888,68-0.242
reklam

İzmir’de Üzücü Durum: Kadın Cinayetleri Zirveye Ulaştı

Yayınlanma Tarihi : Google News
İzmir’de Üzücü Durum: Kadın Cinayetleri Zirveye Ulaştı
reklam

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun İzmir Temsilcisi Tülin Osmanoğulları, İzTV’de Nil Kahramanoğlu’na konuk olarak kadın cinayetleriyle ilgili nisan ayı verilerini paylaştı ve şüpheli kadın ölümlerine dikkat çekti.

İzmir’de Üzücü Durum: Kadın Cinayetleri Zirveye Ulaştı

Nisan ayında 29 kadının erkekler tarafından öldürüldüğünü belirten Osmanoğulları, “Tüm aylar birbirine benziyor, nisan ayı diğerlerinden farklı değil. Bu verileri yayınlarken çeşitli analizler yapıyoruz; çünkü artan kadın cinayetlerini durdurmayı hedefliyoruz. Normalde bu verileri bakanlığın tutması gerekir, ancak biz basına yansıyan ve bize ulaşanların verilerini topluyoruz. Kadınlar genellikle en yakınları tarafından evlerinde öldürülüyor. Neden? Kendi hayatlarıyla ilgili karar aldıkları için. Bu cinayetler, failleri yöneten siyasi güçten cesaret alarak işleniyor. Kutsal aile söyleminin başlamasından bu yana, rakamların bu kadar artmasının sorumlusunun siyasi iktidar olduğunu belirtiyoruz. 2024 yılında, son 15 yılda hiç olmadığımız kadar öldürülmüş durumdayız” dedi.

İktidarın 2025’i Aile Yılı ilan etmesini eleştiren Osmanoğulları, “Aile Yılı ilan ettiler ama günde 3 kadın öldürülüyor. Hem de vahşice, sokak ortasında cinayete kurban gidiyorlar. Biz bir savaşta değiliz. İktidar, kutsal aile söyleminden vazgeçmeyecek ve yoksulluğun, kadın cinayetlerinin bu kadar yoğun olduğu bir ülkede, tüm dikkatlerini kadınlara vermeye başladılar” ifadelerini kullandı.

‘Tesadüf Olmadığı Açık’

Şüpheli kadın ölümlerinin yıllar içinde artış gösterdiğine dikkat çeken Osmanoğulları, “Bu ülkede kadınlar mücadele veriyor. Bir kadın öldürüldüğünde diğer kadınlar onun davasına sahip çıkıyor. O davalardan fail hak ettiği cezayı alana kadar peşini bırakmıyorlar. Artık bu ülkede bir başka gerçek var; şüpheli kadın ölümleri. Sanıkların arama kayıtları incelendiğinde ‘nasıl indirim alabilirim ya da nasıl kaza süsü verebilirim’ yazdığı görülüyor. Öğreniyorlar birbirlerinden. Bu ölümlerin artışı tesadüf değil. Bir intihar ya da yüksekten düşme olayında yanlarında bir erkek varsa, şiddet geçmişi olup olmadığına ve şikâyet mekanizmasını daha önce kullanıp kullanmadıklarına bakıyoruz. Buna göre olaya şüpheli yaklaşılmasını söylüyoruz. Ancak oraya gelen sağlık personeli ve kolluk kuvvetleri, genelde olayı intihar olarak değerlendiriyor ve en baştan kapatıyorlar. Etkin bir olay yeri incelemesi yapılmıyor, deliller yeterince toplanmıyor, bilirkişi gelmiyor ve olay yerindeki erkek şüpheli olarak ifade vermiyor. Ancak kamuoyu baskısı olduğunda ilgili bakılıyor, sonra da davalara gizlilik kararı veriliyor. Özellikle pandemiden sonra önemli bir artış yaşandı ve verilerimiz bunu da gözler önüne seriyor.” dedi.

‘Pınar, Kaç Kez Öldürülebilir?’

Pınar Gültekin davasına değinen Osmanoğulları, “Pandemiden itibaren takip ettiğimiz ve aileyle mücadele verdiğimiz bir dava. İlk yıl boyunca katil hiç yargılanmadı, Pınar yargılandı. Pınar’ın hayatı sorgulandı. Kadınların mücadelesi sayesinde gerçek yargılama dönemine girdik. Adli tıp raporları Pınar’ın ölmeden önce yakıldığı ve vahşice öldürüldüğünü ortaya koydu. Sanığın indirim almak için iddia ettiği her şeyin yalan olduğu anlaşıldı. Ancak buna rağmen 24 yıl ceza aldı. Kadınların mücadelesi sayesinde ağırlaştırılmış müebbet aldı, fakat Yargıtay ‘canavarca hisle öldürmemiştir’ diyor. Hepimiz detayları biliyoruz, Pınar’ın ailesi de bu duruma öfkeli. Pınar yargı eliyle daha kaç kez öldürülebilir?” ifadelerini kullandı.

‘İzmir Zirvede’

Osmanoğulları, İzmir’in kadın cinayetlerinde en yüksek oranlara sahip şehirlerden biri olduğunu belirtti: “İzmir, birçok ilden daha yüksek ölüm oranına sahip. Kadınlar burada çok daha vahşice öldürülüyor. ‘İzmir’de kadınlar daha az şiddete maruz kalıyor, daha az öldürülüyor çünkü İzmir daha laik, erkeklerin ileri görüşlü olduğu bir şehir’ diyemeyiz. Erkek her yerde erkek. Tüm yasalar onlardan yana. İzmir, kadın cinayetlerinde ciddi anlamda yüksek oranlara sahip.”

“Örgüt olarak hayatın her alanında eşitlikçi feminizmi savunuyoruz. Sokak hayvanlarıyla ilgili katliam yasası da bizim için önemli. Bu nedenle örgütlü olduğumuz her ilde eylemdeyiz. ‘Pınar Gültekin’i canavarca öldürmemiştir’ diyen Yargıtay ile ‘hayvanları canavarca öldürebilirsiniz’ diyen zihniyet aynıdır. Katliam yasasını iptal etmeyen AYM, bir gecede İstanbul Sözleşmesi’nden hukuksuzca çıkılmasına ‘uygundur’ dedi. Zihniyet aynı. Biz de buna karşı sokaklardayız ve mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz.”

reklam

YORUM YAP