reklam
reklam
DOLAR39,1078% 0.02
EURO44,6240% 0.96
STERLIN52,9923% 0.47
FRANG47,5417% 0.55
ALTIN4.183,88% 1,23
BITCOIN106.910,34-0.224
reklam

Aliağa Şakran Cezaevi’nde ‘hak ihlali’ tepkisi: En temel haklarının kullanımı dahi engelleniyor

Yayınlanma Tarihi : Google News
Aliağa Şakran Cezaevi’nde ‘hak ihlali’ tepkisi: En temel haklarının kullanımı dahi engelleniyor
reklam

İzmir’de hukukçular ve insan hakları savunucuları, Aliağa Şakran Kapalı Cezaevi’ndeki hak ihlali iddialarına yönelik basın açıklaması gerçekleştirdi.

Aliağa Kapalı Ceza İnfaz Kurumu önünde düzenlenen basın toplantısına Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İzmir Şubesi, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) İzmir Temsilciliği, İnsan Hakları Derneği (İHD), Ege Tutuklu ve Hükümlü Ailelerle Yardımlaşma Derneği (TUHAY-DER) temsilcileri ve tutuklu yakınları katıldı.

Açıklama öncesinde İHD ve ÖHD avukatları kadın tutukluları ziyaret etti. Tutuklu yakınları ve STK’lar adına açıklamayı TUHAY-DER Eş Başkanı Ayfer Yıldırım yaptı. Yıldırım, şunları belirtti:

“Söz konusu ihlaller artarak devam etmekte”

“Türkiye’nin hapishanelerinde, insan hakları ihlali yaygın, sürekli ve sistematik bir hal almıştır. Uzun bir süredir tecrit uygulamaları, işkence ve kötü muamele, keyfi disiplin cezaları, ağır hasta mahpusların infaz erteleme taleplerinin reddi, sağlık hakkına erişimin kısıtlanması gibi birçok hak ihlali gerçekleşmektedir. Aliağa Şakran Cezaevi’nde bu ihlaller daha da artmaktadır. Son haftalarda mahpuslar ve yakınları tarafından yapılan başvurular sonucunda, en temel hakların kullanımının dahi engellendiği anlaşılmıştır.”

“Yakınlarına sarılanlara disiplin cezası verilmiş”

Tutuklulara yönelik hak ihlallerini sıralayan Yıldırım, şu ifadeleri kullandı:

“Kadın mahpusların açık görüşte ziyaretçilerine sarılmaları yasaklanmış, bu kurala uymayanlara İzmir Kadın Kapalı Cezaevi idaresi tarafından disiplin cezası verilmiştir. Açık görüş sırasında zılgıt atanlar hakkında da tutanak tutulmuş, bu eylem slogan olarak değerlendirilmiştir. Kadın hapishanesinde mahpusların koşullu salıverilme talepleri keyfi gerekçelerle ertelenmiş, koğuş değişimleri yapılmamış ve sıcak su düzenli olarak temin edilmemiştir. Atölye ve kurs imkanlarından faydalandırılmayan mahpusların hastane sevkleri dahi yapılmamış, burada çift kelepçe uygulaması ile yazılı delillere muhatap edilmektedirler.”
“Ayrıca, mektupların içeriği gözden geçirilmekte, gelen mektuplar keyfi sebeplerle verilmemekte, yazdıkları dilekçeler ilgili kurumlara gönderilmemekte, görüntülü telefon görüşmelerinden yararlandırılmamaktadırlar. Temizlik malzemeleri düzenli verilmemekte, verilen ürünler kalitesiz ve yetersizdir. Kitap sayılarına sınırlama getirilmektedir, kış aylarında yeterli ısıtmama, kantin fiyatlarının abartılı olması ve yemeklerin sağlıksız ve yetersiz olduğu hakkında şikayetler gelmektedir. Hapishane idaresinin keyfi disiplin cezaları uyguladığı da belirtilmektedir. Ayrıca, hapishane personelinin aşağılayıcı ve onur kırıcı muameleleri de mevcut koşulları daha da ağırlaştırmaktadır.”

“İlgili kurumları göreve çağrıyoruz”

Yıldırım, ilgili kurumlara çağrıda bulunarak şunları ifade etti:

“Müdürle ayakta görüşme uygulaması, açık görüşlerde ailelere hakaret eden, yüksek sesle konuşarak baskı kurmaya çalışan infaz memurları tarafından yapıldığı belirtilmektedir. Bu durum, psikolojik şiddeti meşrulaştırmakta ve baskı ortamını pekiştirmektedir. Kadın hapishanelerinde idarenin keyfi uygulamaları, mahpusların aile hayatına ve ifade özgürlüğüne de ihlal oluşturmakta. Ayrıca, kadınlar için getirilen kıyafet ve saç kesimi düzenlemeleri mevzuatla örtüşmemekte ve bu uygulama kadınların bedenlerine müdahaleyi içermektedir. Türkiye’de barışçıl çözüm yollarının önünü açmak ve toplumda eşit yurttaşlık temelinde bir arada yaşamak adına hapishaneler de dahil tüm kamu kurumlarında insan hakları odaklı bir reform süreci başlatılmalıdır. Hapishanelerdeki ayrımcı ve keyfi uygulamalara hemen son verilmelidir. Mahpuslara onurlu muamele yapılmalı, hak ihlalleri ve keyfi uygulamaların son bulması için Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu ve diğer ilgili tüm kurumların görevlerini yerine getirmeleri gerekmektedir.”

reklam

YORUM YAP