reklam
reklam
DOLAR40,7086% 0.17
EURO47,4348% -0.19
STERLIN54,7910% 0.05
FRANG50,3757% -0.08
ALTIN4.444,48% 0,22
BITCOIN117.130,000.595
reklam

Aslanoğlu’ndan 16 Aylık Kızına Mektup: Aydınlık Günlerin Bedelini Ödüyoruz Güzel Kızım

Yayınlanma Tarihi : Google News
Aslanoğlu’ndan 16 Aylık Kızına Mektup: Aydınlık Günlerin Bedelini Ödüyoruz Güzel Kızım
reklam

CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, yüksek güvenlikli cezaevinden 16 aylık kızı Vera’ya yazdığı mektupta yaşadıklarını ve demokrasi mücadelesine dair düşüncelerini paylaştı.

Aslanoğlu'ndan Kızına Mesaj

Mektubuna “Güzel Veram” diyerek başlayan Aslanoğlu, 16 aylık kızını yalnız bırakmak zorunda olduğu için duyduğu üzüntüyü dile getirirken, kendisinin yüksek güvenlikli bir cezaevinde tek başına tutulduğunu belirtti.

Şenol Aslanoğlu sosyal medya üzerinden paylaştığı mesajında şu şekilde ifadeler kullandı:

“Güzel Veram;

Yıllarca Nazım’ın Vera’ya yazdığı mektupları okuduktan sonra, kaderimin bana Vera’ya mektup yazdıracağını hiç düşünmemiştim. Henüz 16 aylıksın, mektubu bir kenara bırak, konuşamıyorsun bile. Ama bazı şeylerin ters gittiğini çok iyi anlıyorsun.
Üzgünüm seni yalnız bıraktığım için. Daha doğrusu bizi yalnız bırakan bu adaletsiz düzen için. Baban, yüksek güvenlikli bir cezaevinde tecritte tutularak seni babasız bırakıyorlar.”

“Senin Büyümeni Görememiş Olacağım”

Cezaevinden en erken 19 Eylül’de çıkabileceğim, ilk duruşmada. Sen o zamanda 18 aylık bir bebek olacaksın ve bu 18 ayın 3 ayını cezaevinde geçirip, senin büyümeni görememiş olacağım.

“Baban mı var, derdin mi var kızım?” Bütün çocukların mutlu olmasını isteyen baban, toplum için savaşmaktan bir an bile geri durmadı. 2025 Türkiye’sinde AKP İktidarı, mücadele eden herkesin cezaevine atılmasını hedefliyor.

19 Mart'ta Cumhurbaşkanı Adayımız Ekrem İMAMOĞLU’nu Silivri Cezaevine attılar. Ardından birçok belediye başkanımız tutuklandı.
1 Temmuz 2025'te babanın, eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç SOYER ve 150 diğer kişiyi gözaltına alıp, İzmir’de 59 kişiyi tutukladılar. Adana Büyükşehir Belediye Başkanımız Zeydan KARALAR, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanımız Muhittin BÖCEK ve Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman TUTDERE de tutuklandı.

“Biz Yanmasak, Nasıl Çıkar Karanlıklar Aydınlığa”

Yıllar sonra bu mektubu okuduğunda “Vay be, memleket neler çekmiş!” diyeceksin. Umarım o gün geldiğinde, verdiğimiz bu mücadelenin sonucunda siz yeni nesil de demokratik ve özgür bir ülkede büyüyebilme şansına sahip olursunuz.

Biz o aydınlık günlerin bedelini ödüyoruz güzel kızım. Pazartesi günü aile görüşü olduğunda, kucağıma gelmek için ısrarla çabaladın, görüş odasından çıkmak istemedin. Baban yanında olabilmek için çok ağladın. Ne olduğunu anlamasan da bir şeylerin yanlış gittiğini çok iyi anlıyorsun. Babana sarılamamanın bir nedeni olmalı. Haftada bir geldiğinde demir parmaklıkla bölünmüş, camın arkasında telefonla konuşmanın garip olduğunu artık anlıyorsun. Karşında duran babanın neden demir parmaklıklı camekanın arkasında olduğunu ve telefon olmadan neden sesi duyamadığını sorguluyorsun.

Sen hep böyle baktığında yüreğim daralıyor, sıkışıyor. Devrimcinin en zayıf anı bu olsa gerek; bebeğinin gözlerindeki masumiyet. Evet, bu bedeli ödemesek daha iyi olurdu, ama bedel ödenmeden bu ülkeye hiçbir güzellik gelmeyecek maalesef evlat. Biz yanmazsak, karanlıklar nasıl aydınlığa kavuşacak?

Sarı saçların altında, anandan aldığın güzel gamzelerinle hayatın boyunca gülümseyebilmen için bu ülkenin bu karanlık günleri sona erdirmesi gerekiyor. Bunun için ön saflarda yer alarak, topluma yaşamanın cesur bir iş olduğunu anlatmamız şart. Oysa yazın birlikte plaja gidecektik. Senin kadar deniz sevgisiyle dolu bir bebek görmedim. O serin suya girdiğin an bile gülüyorsun. Hem de ne güzel gülüyorsun. Sen gülünce benim dünyam aydınlanıyor.

Şimdi yokluğumu abin ve ablan hissettirmemeye çalışıyor. Şanslıyız. Ay sonunda biri Belçika’ya, diğeri Fransa’ya üniversite için gitmek zorunda kalacak. Ama o tarihe kadar yanımda olmaları içimi bir nebze de olsa rahatlatıyor.

“Kadına Şiddet ile Anılan Bir Ülke Olmayacağız”

Annen benim hayatımın anlamı. Tek başına kaldığı yetmediği gibi, gün boyu cezaevi kapısında perişan. Cezaevlerinde en çok aileler mağdur oluyor. Annen, avukat olduğu için her gün hapishaneye gelerek destek olmaya çalışıyor. Görüyorsun değil mi kızım? Allah, sevdiği kulunun önce eşeğini kaybettirip, sonra tekrar buldurturmuş. Hapse atıldığımız için üzüleceğimize, eşimin avukat olması sayesinde her isteğinde avukat görüşü yapabilmesine seviniyoruz.

Güzel kızım, bu günler geçecek. Her karanlık bir gün sona erer. Umudumuzu kaybetmeyeceğiz. Umudu büyüteceğiz.

Söz veriyorum; bu mektubu okuduğunda bu ülkeyi her şeyin çok güzel olduğu bir yer haline getirmiş olacağız.

Söz veriyorum; sen üniversite okumaya hazırlandığında başka bir ülkede yaşamak isteyen hiç kimse olmayacak, kendi vatanını terk etmek istemeyecek.

Söz veriyorum; sen genç bir kadın olduğunda, kadın cinayetleri ve şiddetle anılan bir ülke olmayacağız.”

reklam

YORUM YAP