reklam
reklam
DOLAR41,3307% 0.05
EURO48,7091% 0.07
STERLIN56,2855% 0.1
FRANG52,0276% 0.05
ALTIN4.885,64% 0,02
BITCOIN115.472,000.085
reklam

Başkan Eşki'den AKP'li Kaya'ya sert yanıt: Siyaset dili, siyaset kurumunun kalitesini belirler

Yayınlanma Tarihi : Google News
Başkan Eşki'den AKP'li Kaya'ya sert yanıt: Siyaset dili, siyaset kurumunun kalitesini belirler
reklam

Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki, AKP İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya’nın kendisi ve Bornova Belediyesi'ne yönelik ifadelerine yanıt verdi.

Eşki, AKP'li Kaya’nın sözlerinin saygı sınırlarını aştığını belirterek, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın Erzene Mahallesi’ndeki planına neden karşı çıktığını açıkladı.

Eşki, yazılı açıklamasında şunlara değindi:

“Geçtiğimiz günlerde AKP İzmir Milletvekili Sayın Mahmut Atilla Kaya, katıldığı bir yayında, şahsım ve Bornova Belediyesi hakkında saygı sınırlarını aşan ifadeler kullanmıştır. Kendisine yanıt vermeden önce yaşananları ve neden karşı çıktığımızı açık bir şekilde anlatmak istiyorum…

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Erzene Mahallesi’nin kuzeyi ile İstanbul Caddesi arasında yer alan yaklaşık 2 bin dönüm (2.941 futbol sahası büyüklüğünde) alanda Bornova ve İzmir Büyükşehir Belediyemiz ile içeriğini paylaşmadan bir plan çalışması gerçekleştirmiştir. Bu alan, aktif tarım yapılan ve zeytinliklerin bulunduğu bir bölgedir. Bizlerle hiç paylaşılmadığı için bu planın içeriğini sadece askıya çıktığında görebildik. Bu plana üç nedenden dolayı karşı çıkıyoruz.

“Bornova'nın kentleşmeye daha uygun bölgeleri mevcut”

İlk olarak; planın yapıldığı yer, zeytin ve çam ağaçlarıyla dolu, aktif tarım yapılan, yemyeşil bir bölge olması. Eğer derdimiz konut ihtiyacı ise Bornova’nın kentleşmeye daha uygun yerleri de mevcut. Bu doğal alanı betonlaştırmak doğru bir yaklaşım değil.

“Yerel yönetimler devre dışı bırakılıyor”

İkincisi; yerel yönetimlerin bu süreçte devre dışı bırakılarak Ankara’da masa başında karar verilmesidir. Plana göre buraya yaklaşık bin 250 konut inşa edilecek. Ortalama konut başı dört kişi olarak düşündüğümüzde, 5 bin kişilik nüfus için gereken kanalizasyon, su, yol, otopark, toplu ulaşım ve sosyal donatı gibi altyapı yatırımlarını yerel yönetimler yapacağı için bu tür planlar yerel yönetimlerce hazırlanmalıdır.

“318 Bornovalıya haksızlık yapılıyor”

Üçüncüsü, burada zeytinliği ve tarlası bulunan 318 Bornovalının uğradığı haksızlıktır. Plan, üç parça halindedir. İki parçasında üç büyük firmanın daha önceden topladığı tarlalar yer alırken, diğer parçasında Bornovalıların atalarından kalan topraklar bulunmaktadır.

Hazırlanan plan, bu üç firmanın arazilerine yüzde 1 zarar verilerek, yüzde 99’unun konut alanına dönüştürülmesini sağlarken, 318 Bornovalının tarlalarına ise yüzde 57’lere kadar ulaşan zararlar çıkartılmıştır. Üç firmanın arazileri konut alanı haline gelirken, kamunun ortak kullanacağı parklar, camiler, okullar ve sağlık ocaklarının ise Bornovalılara ait alanlara yapılması öngörülmüştür. Bu durum, belediyemize de büyük bir kamulaştırma yükümlülüğü getirmiştir.

“Plan çalışmasındaki adaletsizlik ve kazanç hırsı…”

Rant iştahının boyutlarını daha somut olarak şöyle ifade edebiliriz:

Söz konusu 3 firma, toplam 115,7 dönüm alana her biri 100 metrekareden 1.041 daire yapılabilirken, 318 Bornovalının 50,5 dönüm arsasına yalnızca 194 daire yapılması imkanı doğmaktadır. Oysa adaletli bir planlamada, zayiatlar tüm malikler arasında paylaştırılsaydı, 318 Bornovalıya 373 daire düşebilirdi. Çok uzun yıllar boyunca o arazilere emek verenlerin de en azından birer daire sahibi olma şansı olacaktı. Ancak planlamadaki adaletsizlik ve kazanç hırsı, Bornova halkının zenginliğinin büyük bir kısmını bu üç şirkete aktarmıştır.

Bu haksızlığa, zenginleri daha da zenginleştiren bu anlayışa sessiz kalamazdık. Büyükşehir Belediyesi ve biz öncelikle itiraz ettik, ardından da dava açtık. Sayın Mahmut Atilla Kaya’nın savunduğu bu plan işte budur, tartışmalarını gerektiren bir içeriktir.

“Siyaset dili, siyaset kurumunun kalitesini belirler”

Siyaset dili, siyaset kurumunun kalitesini belirleyen bir unsurdur. Sayın Kaya, bu üslubu kendisine yakıştırıyor olabilir fakat ben böyle bir iletişim tarzını hiçbir milletvekiline yakıştırmam.

Ben, Bornovalı 318 vatandaşımızın atalarından kalan haklarının büyük sermaye grupları tarafından gasp edilmesi karşısında insani bir duruş sergiledim.

AKP İzmir Milletvekili Sayın Mahmut Atilla Kaya’nın “hadsizlik” olarak nitelendirdiği bu durum, tüm gerçekliğiyle budur. Bornova’ya ya da Bornovalıya yapılan haksızlık söz konusu olunca, kentin şehremini olarak haddimiz de hududumuz da kalmaz. Mücadelemizin hadsizlik olup olmadığına ise son kararı Bornova halkı verecektir.

“Sermayeden yana tavır aldığını görüyoruz”

Mahmut Atilla Kaya’nın bu açıklamasının ve şahsıma yönelik saygısızlığının altında yatan gerçek nedeni merak ediyorum. Sayın Kaya daha önce de Buca Cezaevi planlaması ve Çeşme’deki arazilerin takası gibi konularda sermayeden yana tavır almıştı. Kamuoyunda ‘Ballı Takas’ olarak anılan ve Malatya’da TOKİ’ye verilen arsalar karşılığında Çeşme’den arazi alınması sürecinde de sermayedarların görüşlerini savunmuştu. Geçmişteki eylemlerine bakıldığında, Sayın Kaya’nın halktan yana değil, sermayeden yana bir tutum sergilediği açıkça görülmektedir.

Eşki'den Kaya'ya soru

Tüm kamuoyunun merak ettiği bir soruyu, demokrasinin temel gücü, halkın haber alma hakkının aracı olan dördüncü güç medya aracılığıyla, Sayın Kaya’ya iletmek isterim:

Bornova’da 318 vatandaşın hakkını gasp edip iki şirkete peşkeş çeken bu planların ardındaki gerçek sebep nedir?

Yaptığım konuşmada, “Bu planı hazırlayanların Allah’tan korkusu, kuldan utanması yok mu?” demiştim. Allah korkusu olup olmadığını bilemem; fakat Sayın Kaya’nın açıklamalarından anlaşıldığı kadarıyla kuldan utanmadığı açıktır.

“Halkımızın geçim sıkıntısıyla ilgilensin”

Vatandaşlarımız, ekonomik krizin en ağır yükünü taşırken bir milletvekiline düşen görev, halkın sorunlarıyla ilgilenmektir. Sayın Kaya’yı, bir avuç sermaye grubunun çıkarlarının savunuculuğu yerine, halkımızın geçim sıkıntısı ile ilgilenmeye davet ediyorum. Ayrıca kendisine ‘hadsiz’ dedikten sonra, halkımızın yüzde 50’sinin oyunu alarak seçilmiş biri olduğum halde, Bornova’nın siyasi iklimine uygun olmadığımı iddia etmesi de oldukça manidar. Tek başına Bornova halkı adına karar vermeye çalışmak, başlı başına bir hadsizliktir.

Aynı açıklamasında benim yetersiz olduğumu ifade etmiş. Ben iki yüksek lisans yapmış bir tekstil mühendisiyim. Yüksek lisanslarından biri enerji hukuku, diğeri uluslararası ilişkiler alanındadır. Şehir planlama ya da imar gibi alanlarda uzmanlığım yok. Ancak bu denli açık bir hak gasbına kayıtsız kalacak bir vicdana sahip değilim.

“Çöp toplanmıyor” iddialarına yanıt

Son olarak, beni teknik yetersizlikle eleştiren Sayın Kaya, geçtiğimiz günlerde Bornova’ya çöp tesisi kurulması gerektiği konusunda görüş bildirmiş. Bu fikrini hangi teknik yeterlilikle şekillendirdiğini merak ediyorum.

Torbalı’da yaşayan, içinde Bornova’nın bulunmadığı birinci bölgenin milletvekili olan Mahmut Atilla Kaya, Bornova’da çöplerin toplanmadığını belirtmiş. Kesin bir dille belirtelim: Bornova’da çöpler düzenli olarak toplanmakta ve atık depolama tesisine iletilmektedir.

Sayın Mahmut Atilla Kaya’nın sözlerinde gördüğümüz; halkın gündeminden uzak, ezberci ve kötü niyet barındıran siyasi dil, kimse merak etmesin, çok yakında İzmir siyasetinin çöplüğüne gidecektir. Art niyetli yaklaşımlar ve polemikler yerine, kentimiz için yararlı işler üreteceğimiz günlerde görüşmek dileğiyle ilginize sunarım. Teşekkür ederim,

Ne olmuştu?

AKP İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya, katıldığı bir televizyon programında, Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki’nin, İzmir – Manisa yolu üzerindeki 400 dönümlük bir arazinin bakanlık tarafından imara açılmasıyla ilgili değerlendirmelerini eleştirmişti.

Eşki, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın projesini “Bakanlıktakilerin Allah korkusu yok mu, kuldan utanması yok mu?” ifadeleriyle eleştirmiş, bu projenin bölgedeki doğal yapıya zarar vereceğini savunmuştu.

Kaya'nın Eşki'ye yönelik ifadeleri ise şu şekildeydi:

“O belediye başkanının haddini bilmeyen pek çok açıklamasını gördüm. Senin büyükşehir belediye başkanın, bakanlarla, bürokratlarla toplantılar yapıyor. Onların ne kadar nitelikli olduğunu biliyorsun. Çöpünü toplayamayan Bornova Belediye Başkanı… Senin bahsettiğin o bürokratların çalışmalarıyla 300 bininci konutu teslim ettik. Ya vicdan! O konutları, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının bürokratları inşa etti. Ayıptır, hadsizliktir! Teknik bilgi sahibi olmayan birisi olarak bir şeyler söylemeye çalışıyorsun. Kendisi bir köy hizmet konağı yapamadı, AKP 300 bininci konutu teslim etti. Buna rağmen Çevre Bakanlığının bürokratlarına laf ediyor. O başkan, Bornova’ya da, İzmir’e de, kentin siyasi iklimine de yakışmıyor.”

“Biz İzmir olarak, şundan kurtulmamız lazım. İzmir, Türkiye’nin üçüncü büyük şehri. İzmir, hakkı yenen bir şehir olmadı, bundan sonra da olmayacak. Aynı durum, başka şehirlerde de geçerli ancak İzmir’e gelince farklı bir algı oluşuyor. Bu CHP’nin yarattığı bir algıdır. Biz İzmir’e sahip çıkarız. İzmir’in hakkını yedirmeyiz, İzmirliler rahat olsun… İzmir güçlü ve dinamik bir şehirdir. Asıl sorgulamamız gereken konu, bu kadar güzel bir şehrin potansiyelini neden kullanamadığımızdır. Plansız bir şehirde yaşıyoruz. Yapı stoğunun büyük bir kısmı gecekondu olarak tanımlanıyor. Tarımı ve doğayı koruyarak yer belirlemeli ve yeni konutları imara açmalıyız. Bunu belediye yapmazsa, kim yapacak? Bunlar kendi aralarında tartışmaktan, yeni yerleri imara açmıyorlar. Bakanlığın da araziye ihtiyacı var İzmir’de, konut inşa etmek için… Vatandaşların yararını sağlamalıyız. Doğaya zarar vermeyecek alanlar belirlenerek buraların imara açılması gerekiyor. Bunları da belediyeler yapmazsa bakanlık yapacak.”

reklam

YORUM YAP