

CHP İçişleri Politika Kurulu Başkanı ve İzmir Milletvekili Murat Bakan, hendek ve barikat operasyonlarının 10. yılı dolayısıyla sosyal medya üzerinden bir açıklama yaptı.
Bakan, şu şekilde konuştu:
“793 AİLEYE ATEŞ DÜŞTÜ, BU RAKAM SADECE BİR İSTATİSTİK DEĞİL”
“Ülkemizin yakın tarihinde derin yaralar açan hendek ve barikat sürecinin üzerinden 10 yıl geçti. O dönemde şehirlerimizde gerçekleştirilen operasyonlarda, vatanımızın birliği ve bütünlüğü için mücadele eden askerlerimizi ve polislerimizi kaybettik. 793 aileye ateş düştü. Bu sayı sadece bir istatistik değil; her biri bir evin, bir annenin, bir babanın evladı, bir eşin, bir çocuğun ve bir ulusun acısıdır. O günleri yaşayanların hafızasında tek tek yüzler vardır: Selçuk Paker gibi mezara sığmayan yiğitler… Yeni doğan bebeğini göremeden toprağa girenler… Düğününe, nişanına gidemeden hayata gözlerini yumanlar… Arkadaşının naaşını teröriste kaptırmamak için canını ortaya koyanlar… Bazen bir akşam, kum sandığının başında harita üzerinde operasyonun son planlamasını yapan ve ertesi gün öğleye varmadan, aynı timin yarısının şehit olduğu haberini alan silah arkadaşları…
“BU ACILARI UNUTMAK MÜMKÜN DEĞİL; UNUTMAK, ŞEHİTLERİMİZE HAKSIZLIK OLUR”
Bu acıları unutmak kesinlikle mümkün değil; unutmak, şehitlerimize haksızlık olur. Biz bu yaşananları 'kader' diyerek geçiştiremeyiz. Devletin en temel sorumluluğu, vatandaşının can güvenliğini sağlamak kadar; terörle mücadelede görev yapan evlatlarını da en iyi şekilde korumaktır. Hendek ve barikat operasyonları, kamu vicdanında kapanmamış sorular bırakmıştır. O dönemde yürütülen çözüm sürecindeki hataları görmek bir polemik değil; ders alma ve bir daha aynı acıları yaşamama yükümlülüğüdür. Bugün açıkça belirtmek isteriz: Şehitlerimizi asla unutmadık, unutturmayacağız. Ayrıca bu ülkenin bir daha benzer acılar yaşamaması için; meseleler meşru zeminde, doğru muhataplarla, şeffaf, hesap verebilir ve denetlenebilir biçimde ele alınmalıdır.
“TAM DA BU NEDENLE KOMİSYONDAYIZ”
Tam da bu nedenle, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kurulan Millî Dayanışma, Demokrasi ve Kardeşlik Komisyonu çalışmalarındayız. Çünkü biz, toplumsal barışın; kapalı kapılar ardında, belirsiz pazarlıklarla değil, demokrasinin merkezinde, yani parlamentoda, milletin gözü önünde ve millet adına denetlenerek yürütülmesi gerektiğine inanıyoruz. Barış, elbette hepimizin ortak arzusu olmalıdır; kardeşlik, bu ülkenin en büyük gücüdür. Ancak kalıcı barış, güçlü bir demokrasi ile hukuk devleti ilkeleriyle, şeffaflıkla, demokratik denetimle ve toplumsal meşruiyetle mümkündür.
“BU ÜLKENİN HİÇBİR EVLADI BİR DAHA TOPRAĞA DÜŞMESİN İSTİYORUZ”
Bizim yaklaşımımız birleştiricidir: Bu ülkenin hiçbir evladı bir daha toprağa düşmesin istiyoruz. Ne güvenlik güçlerimizin ne de vatandaşlarımızın acıları bir daha yaşanmasın. Teröre karşı mücadele eden askerimizin, polisimizin can güvenliği; bu devletin namus borcudur. Aynı zamanda, milletimizin ortak geleceği, demokratik siyaset zemininde güçlenmek zorundadır. Aziz şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. Geride kalan ailelerinin acısını yüreğimizde taşıyoruz. Aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyoruz. Unutmadan, unutturmadan; ama yeni acılara da kapı aralamadan… Bu ülkenin birliği, bütünlüğü ve huzuru için, meşru ve demokratik yoldan yürümeye devam edeceğiz. Şehitlerimizin ruhları şad, mekanları cennet olsun.



