

CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, bugün Çağlayan Adliyesi önünde İBB Meclis Üyeleri’nin davasıyla ilgili açıklamalarda bulundu.
Çelik, şunları ifade etti:
Başka Neden Tutuklandılar?
“Bugün, günün erken saatlerinden itibaren avukatlarımız, ilçe başkanlarımız ve meclis üyelerimizle birlikte, tutuklu olan meclis üyelerimizin davasını takip ettik. 11 Şubat’ta gözaltına alınan 9 meclis üyemiz ve bir başkan danışmanı, 13 Şubat tarihinde de tutuklandı. Yüzde haksız bir şekilde 90 gündür tutuklu bulunuyorlar. Meclis üyelerimiz neden tutuklandı? Birincisi, ‘Bu meclis üyeleri HDK üyesidir’ denildi. Şu an dava devam ediyor. Erken saatlerde tutuklu meclis üyelerimizin ifadeleri alındı ve avukatlar ifade sürecine devam ediyor. Özellikle bir avukat, HDK üyesi oldukları için tutuklanan meclis üyelerinin, HDK’nın eş sözcüleri tarafından davanın arka planda takip edildiğini belirterek, bu duruma dikkat çekti. Başka nedenlerle mi tutuklandılar?
Türkiye İttifakı Oluşturuyoruz
DEM Parti’nin 31 Mart seçimlerinden önceki beyanına göre, ‘eğer belediye başkanının kapsayıcı bir yönetim sergileyeceğine inanırsak, o bölgelerde aday çıkartmayabiliriz’ denilmişti. Bu, DEM Parti’nin kendi stratejisi. Peki biz ne dedik? Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel, ‘Biz Türkiye İttifakı oluşturuyoruz ve bu ittifak içerisinde çeşitli partilerden isimleri aday gösterebiliriz’ dedi. Örneğin, AK Parti’den meclis üyelerimiz var; Üsküdar’daki birinci sıradaki arkadaşımız, daha önce AK Parti İBB Meclis üyesiydi ve şimdi bizim partimizin meclis üyesi ve başkan yardımcısıdır. Aynı şekilde Demokrat Parti, İYİ Parti ve MHP’den de arkadaşlarımız var.
Kürtlerin Söz Sahibiliği İfadesi
Türkiye İttifakı çerçevesinde geçmişte hangi partide görev yapmış olursa olsun, seçimleri kazanmak için çeşitli partilerden ulusal bir şekilde insanları listelerimize aldık. Ancak savcılık sevk yazısında ‘Kent Uzlaşısı formülü ile batı il ve ilçelerinde, belediye kazanmasalar bile Kürtlerin belediye meclislerinde etkili olması sağlanmıştır’ denmesi yalnızca bir hukuk skandalı değil, aynı zamanda ırkçılıktır. Bu ifade, bölücülüğü teşvik eden bir anlayışa işaret etmektedir. Bize göre, bu şekilde halkı ayrıştırmaya yönelik bir yaklaşımdır. Biz, bu toplumların birbiriyle kaynaştığına inanıyoruz ve bu tür ayrıştırmalara karşı çıkıyoruz.
Siyaseti Dizayn Etme Çabaları
Bu arkadaşların 90 gün boyunca tutuklu kaldıklarını biliyoruz. 31 Mart’ta CHP, Türkiye’nin birinci partisi oldu ve emin adımlarla iktidara yürüyor. Ne yapmaya çalışıyorlar? Terörle ilişkilendirerek, CHP’yi kriminalize etmeye çalışıyorlar. Yolsuzluklar ve mali suçlarla ilişkilendirerek, CHP’nin itibarını toplum nezdinde zayıflatmak istiyorlar. Bu, büyük bir operasyonun parçasıdır. Belediye başkanlarımız tutuklanmış, meclis üyelerimiz gözaltına alınmış ve kurultayımıza dava açılmış. Bütün bu işlemler, partinin iktidar yürüyüşünü engellemeye yönelik birer girişimdir. Meclis üyelerimizin bir an önce serbest kalması gerektiğini belirtmek isterim. Ayrıca, benzer davalarla tutuklu olan Esenyurt ve Şişli Belediye Başkanlarımızın da görevlerine geri dönmeleri gerekiyor. Bu dava, terörsüz ve demokratik bir Türkiye’nin gözlemlendiği bir dönemde görülüyor. Bütün siyasi tutsakların serbest bırakılması şart çünkü bu davaların tamamı siyasi niteliktedir.”