reklam
reklam
DOLAR41,2659% 0.06
EURO48,5170% 0.33
STERLIN55,9430% 0.34
FRANG51,9918% 1.47
ALTIN4.830,58% 1,58
BITCOIN112.491,691.145
reklam

Eğitimde Revizyon Tepkisi: Ucuz İş Gücüne Hazırlık mı?

Yayınlanma Tarihi : Google News
Eğitimde Revizyon Tepkisi: Ucuz İş Gücüne Hazırlık mı?
reklam

Eğitim-Sen İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Hamdi Çalık, İzTV’de Nil Kahramanoğlu ile Gündem Özel programına katılarak, 12 yıllık kesintisiz eğitimin süresinin kısaltılmasıyla ilgili gelişmeleri değerlendirdi. Eğitim süresinin belirlenmesinin bilimsel bir temele dayanması gerektiğini vurgulayan Çalık, sürenin kısaltılması konusunda net bir gerekçe sunulmadığını, bunun kamuoyunda bir ‘eğilim oluştu’ açıklamasıyla geçiştirildiğini belirtti.

Yük Olarak Görüyorlar

Zorunlu eğitim süresinin kısaltılmasının arkasında iki ana neden olduğunu ifade eden Çalık, Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in ‘İş çevrelerinin talebi var’ açıklamasını hatırlatarak, “Bu ne anlama geliyor? 10. sınıftan sonra çocukları serbest bıraktıklarında ucuz iş gücü haline gelecekler. Çocuklarımız bu şekilde görülüyor. Bakanlık, piyasanın ucuz iş gücü ihtiyacını karşılamayı tercih ediyor. Bu birinci problem. İkincisi ise dar gelirli ailelerdeki çocuklar; eğitimin paralı hale geldiği bir ortamda kaliteli eğitim almanın yolu kapalı. Kamu okullarında gereken altyapı ve personel yetersiz. Bu durumda yoksul çocukların eğitimine bütçe ayırmaktan kaçınmak, onları kısa yoldan ya MESEM’lerle piyasanın insafına terk etmek istiyorlar. Uzun yıllardır kamusal eğitime yeterli kaynak ayrılmıyor. Süre tasarrufu, devletin okullardan elini çekme isteğinin bir yansıması. 10. sınıftan sonra iki seçenek sunuluyor: Ya sermayeye ucuz iş gücü olacaklar ya da cemaat ve tarikat kontrolündeki yapılar altında olacaklar. Bu süre tartışmalarında gördüğümüz MEB’in kaygılarının bu prensipler doğrultusunda şekillendiği” diye konuştu.

Gençler Bilimden Yana

Tüm bu gerici adımlara rağmen gençlerin akıl ve bilimden yana durduğunu belirten Çalık, “Çocuklar kamu okullarında imkânsızlıklar içinde eğitimlerini sürdürmeye çalışırken, imam hatiplere çeşitli teşvikler sağlanıyordu. Tamamen bir dinselleştirme projesinin uygulandığını gözlemledik. Bugün eğitim süresinin kısaltılması üzerine yürütülen tartışma, önceki tartışmalar gibi şüpheli ve çocukların yararına değil, özel çıkarlar için. Eğitim standartlarını sağlamak için kamudan kaynak aktarımını durdurma niyetinin bir göstergesi. Yani masum bir adım değil. Motivasyonları ucuz iş gücü sağlamak ve dinselleşmedeki son aşamaları gerçekleştirmek” dedi.

Ekonomik Şiddete Dönüşüyor

Son zamanlarda gündemde olan ‘zorunlu bağış’ adı altında toplanan kayıt paralarıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Çalık, “Bazı okulların 50 bin, 100 bin lira isteyebildiğini duyuyoruz. Çoğu zaman aileler çaresizlikten bu durumu kabul ediyor. Doğru olduğu için söylüyor değiliz ama bir kamu yöneticisi ‘Para alınmıyor’ iddiasında bulunuyorsa, okulların giderlerinin nasıl karşılandığını ve ne kadar kaynak aktarıldığını açıklamak zorunda. Bu kayıt paraları genellikle aileler için ekonomik bir şiddet haline geliyor. Bakan bunun farkında ama yokmuş gibi açıklama yapıyor” ifadelerini kullandı.

reklam

YORUM YAP