

3 Aralık Dünya Engelliler Günü dolayısıyla İzmir Barosu önünde gerçekleştirilen basın toplantısında önemli açıklamalarda bulunuldu. İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz etkinlikte yer aldı ve engelli bireylerin karşılaştığı sorunların toplumsal ve kurumsal engellerden kaynaklandığını ifade etti.
“İhlaller, bu görevin yerine getirilmediğini bir kez daha gösteriyor”
Açıklamayı İzmir Barosu Engelli Hakları Komisyonu’ndan Avukat Suna Ağı okudu. Ağı, “Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 5. maddesi devlete, kişilerin temel hak ve özgürlüklerini sınırlayan engelleri kaldırma ve sosyal hukuk devleti ilkesini hayata geçirme yükümlülüğü verir. Ancak engelli yurttaşlarımızın eğitim, sağlık, adalet, ulaşım, istihdam ve sosyal hizmetler gibi alanlarda son bir yılda yaşadıkları ihlaller, bu yükümlülüğün sistematik olarak yerine getirilmediğini göstermektedir.” dedi.
Engellilerin maruz kaldığı ihmalleri sıralayan Ağı, “Geçtiğimiz yıl bakım evleri, rehabilitasyon merkezleri ve özel bakım kuruluşlarındaki işkence, kötü muamele, ihmal ve istismar olayları kamu denetiminin ne kadar yetersiz olduğunu gözler önüne serdi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'na bağlı kurumlarda yaşanan ölümler ise kayıt altına alınmamış ve sağlıklı soruşturmalar yapılmamıştır.” ifadelerini kullandı.
“Engelli bireylerin destek sistemi, bir ‘sosyal koruma ağı’ olmaktan çok uzak”
Ağı, otizmli bireylere yönelik şiddet içeren görüntülerin ve özel eğitim merkezlerinde yaşanan hak ihlallerinin münferit değil, yapısal bir sorun olduğunu vurguladı. Son yıl içinde, engelli bireylerin bakım yükünü yalnız başına sırtlamak zorunda kalan ailelerin yaşam hakkını tehlikeye atan olayların sayısının arttığını belirten Ağı, şu sözlere yer verdi:
“Engelli bireylerin destek sistemi, bir ‘sosyal koruma ağı’ olmaktan çok uzak kalmıştır. Birleşmiş Milletler Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme’nin 1. maddesi, devletlere engellilerin tüm insan haklarını tam ve eşit şekilde kullanma yükümlülüğü getirirken, Türkiye’de engelli yurttaşlarımız hala en temel hak olan ‘yaşama hakkı’ tehlikesiyle karşı karşıya kalmaktadır.”
“Sorun sevgi değil, hak ihlali ve ayrımcılıktır”
Ayrıca, kamu makamlarının 3 Aralık'ı bir mücadele günü olarak değil, 'sevgiyle engelleri aşma' temasıyla değerlendirdiğini söyleyen Ağı, engellilik alanındaki problemin sevgi değil, hak ihlali, ihmal, erişilemezlik ve ayrımcılık olduğunu kaydetti. Engelli bireylerin hak taleplerinin sadaka ve yardım söylemleriyle gölgelenemeyeceğini vurguladı.
İzmir Barosu, engelli bireylerin bakım ve gözetim altında tutulduğu tüm kurumlarda bağımsız izleme mekanizmalarının etkin şekilde işletilmesi, maruz kaldıkları şiddet ve istismar dosyalarında cezasızlık politikasının sona erdirilmesi gerektiğini belirtmiştir. Ayrıca, özel eğitim merkezleri, rehabilitasyon merkezleri ve bakımevlerinde kamera zorunluluğu ve şeffaf denetim mekanizması sağlanması gerektiği savunulmuştur. Engelli bireylerin eğitim, sağlık, istihdam ve adalet hizmetlerine erişiminde yaşanan ayrımcılığın acilen giderilmesi gerektiği ifade edilmiştir.
“Eşit yurttaşlık haklarının hayatta kalma mücadelesine dönüşmesine izin vermeyeceğiz”
İzmir Barosu, engelli bireylerin insan onuruna aykırı uygulamalarla karşılaşmalarına ve eşit yurttaşlık haklarının “hayatta kalma mücadelesi” seviyesine düşmesine asla müsaade edilmeyeceğini belirtti. Engelsiz bir toplumun, hak temelli politikalar olmadan mümkün olamayacağını da vurguladı. Tüm kamu kurumlarının sorumluluklarını yerine getirmeye, toplumun her kesimini engelli bireylerle birlikte eşitlik, adalet ve onur için hareket etmeye davet etti.



