reklam
reklam
DOLAR42,5354% 0.07
EURO49,5729% -0.06
STERLIN56,7693% -0.04
FRANG52,9023% 0.03
ALTIN5.746,23% -0,12
BITCOIN89.525,12-0.068
reklam

Fotoğrafçılık Tarihine Yeni Bir Işık: İzmir Sergisi

Yayınlanma Tarihi : Google News
Fotoğrafçılık Tarihine Yeni Bir Işık: İzmir Sergisi
reklam

İzmir Büyükşehir Belediyesi Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi (APİKAM), kent tarihine yönelik sergilerine bir yenisini ekliyor. “İzmir Fotoğrafhanesi-Görsel Hafızanın İnşası (1840-1922)” adıyla düzenlenen sergi, 11 Aralık'ta kapılarını ziyaretçilere açıyor. Kent Arşivi ve Müzeler Şube Müdürlüğü tarafından organize edilen sergi, İzmir’in fotoğrafçılık tarihini gözler önüne sererken, küratörlüğünü araştırmacı Aybala Yentürk üstleniyor. Proje genel koordinasyonu ise Dr. Serhan Kemal Saygı tarafından yürütülüyor. Sergi, 13 Aralık 2026 tarihine kadar açık kalacak; hafta içi 09.00-17.00, hafta sonu ise 10.00-17.00 saatlerinde ziyaret edilebilecek. Pazartesi günleri sergi ziyarete kapalı olacak.

Koleksiyonlardan Gün Yüzüne Çıkanlar

“İzmir Fotoğrafhanesi” sergisi, kentin görsel mirasını ilk kez kapsamlı bir şekilde ele alarak hem İzmir hem de İzmirlilerin fotoğraf tarihindeki özel yerini sergilemeyi hedefliyor. Mert Rüstem, Nejat Yentürk, Ercüment Tahtakıran, Yavuz Çorapçıoğlu, Nazmi Şurgun ve Ömer Koç’un koleksiyonları, yanı sıra Fabio Tito, Mark Giraud, Patrice Guiffray, Çevik Çullu ve Gökçen Adar’ın aile arşivlerinden daha önce görülmemiş albüm ve fotoğraflar sergiye değer katacak. Ayrıca, APİKAM’ın koleksiyonlarında yer alan ve daha önce gün yüzüne çıkmamış fotoğraflar da ilk kez ziyaretçilerle buluşacak.

İzmir, Fotoğrafçılık Tarihine İz Bırakıyor

Fotoğraf, dünyaya tanıtıldıktan yalnızca üç ay sonra Avrupalı gezginlerin katkıları ile İzmir’e ulaştı ve kent, kısa sürede önde gelen fotoğrafçıların uğrak yeri haline geldi. 1840 yılının Şubat ayında İzmir’e gelen gezginlerin geminin güvertelerinde gerçekleştirdikleri dagerotip çekimleri, şehrin adıyla anılan ilk kayıtlardan biri oldu. Bu süreçte İzmir, fotoğrafçılığın ilk dönemlerinde bile uluslararası ilgi gören merkezlerden biri olarak tarihe kazındı.

Gündelik Yaşamın Yansıması

“İzmir Fotoğrafhanesi” sergisi, sadece şehrin manzaralarını değil, aynı zamanda gündelik yaşamın ritmini ve İzmirlilerin hayatlarını da ön plana çıkarıyor. Tanzimat dönemi ile birlikte modernleşen toplumun panoraması, fotoğrafhanelerin merceklerinde izlendi. Serginin önemli başlıklarından biri olarak Sultan II. Abdülhamit döneminde oluşturulan Yıldız Albümleri yer alıyor. Albümlerdeki İzmir fotoğrafları büyük ölçüde İzmirli fotoğrafçılar tarafından çekildiği için kentin, imparatorluğun görsel belleğindeki yerini pekiştiriyor.

Seyyahların Gözde Şehri

Asya’nın Yedi Kilisesi’ni barındıran şehir, Efes, Sardis ve Milet gibi antik merkezlere yakınlığıyla arkeologlardan ressamlara kadar geniş bir keşif geleneğini destekledi. İzmir, fotoğrafın ilk dönemlerinde de doğal bir mercekti. Sergi anlatısı, Osmanlı ve Akdeniz’in en önemli liman kenti olarak, yüzyıllar boyunca Batılı seyyahların gözde duraklarından biri olduğuna vurgu yapıyor ve bu doğrultuda erken dönem “turistik” manzara çekimlerine geniş bir yer ayırıyor.

Kayıp Fotoğrafhanelerin İzinde

Cumhuriyet öncesi İzmir fotoğrafçılığı üzerine kapsamlı bir araştırma yapmak oldukça zorlu bir görevdir. Bu zorluğun en büyük nedenleri arasında, sınırlı yazılı kaynaklar ve 1922 Büyük İzmir Yangını’nın fotoğrafhaneleri yok etme etkisi bulunuyor. Nüfus kaybı ve stüdyoların kapanması, fotoğrafik hafızayı parçalarken, “İzmir Fotoğrafhanesi” sergisi farklı arşivlerden ve koleksiyonlardan yüzlerce fotoğrafı bir araya getirerek bu kaybolmuş hafızayı yeniden inşa ediyor. Serginin yapısında, İzmir fotoğrafhaneleri geniş bir perspektiften ele alınıyor ve kısa süreli faaliyet gösteren fotoğrafçılar bu bütünün bir parçası olarak değerlendiriliyor.

Kentin Çok Kültürlü Fotoğrafçılık Geleneği

1850’lerden itibaren teknik gelişmeler, portre fotoğrafçılığını toplumsal bir alışkanlık haline getirdi. Osmanlı sarayı çevresinden Levanten ailelere, konsolosluk çalışanlarından Rum ve Ermeni topluluklara kadar geniş bir kesim portre çektirme kültürünü benimsedi. Müslüman topluluğun suret üretimine temkinli yaklaşımı nedeniyle 19. yüzyıl boyunca fotoğrafçılık mesleği ağırlıklı olarak gayrimüslimlerin elindeydi. Frenk, Rum ve Ermeni mahallelerinde yoğunlaşan stüdyolar, sadece Avrupalı değil İzmirli Levanten, Rum, Ermeni ve Yahudi fotoğrafçılar tarafından da yönetildi. Böylelikle kent, çok kültürlü bir görsel üretim ortamında kimliğini belgeleyebilme imkanı buldu.

Sergiden Kitaba

Serginin hazırlık sürecinde yapılan kapsamlı araştırmalar bir kitapta derlenerek okuyucuyla buluşturulacak. Bu çalışma, İzmir’in 80 yılı aşkın fotoğrafçılık mirası üzerine gerçekleştirilmiş araştırmaları kalıcı ve güvenilir bir başvuru kaynağı haline getirmeyi amaçlıyor.

reklam

YORUM YAP