

CHP’nin cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanarak görevden alınmasının ardından, Medya A.Ş. eski Genel Müdürü Dr. İpek Elif Atayman, 5 Haziran tarihinde avukatlarından habersiz bir şekilde Silivri’den Afyonkarahisar Kapalı Cezaevi’ne gönderildi. Atayman bu süreçte yaşadıklarını “Afyon işkencesi” başlığıyla kaleme aldı.
Atayman, “Herhangi bir suçum olmadığı için adaletin tecelli edeceği inancıyla serbest kalmayı sükûnetle beklerken, Afyon’a sevk ile en somut halini alan fiziki ve psikolojik şiddet, yaşanan süreci paylaşmayı gerekli kıldı” dedi. Yaşadıklarını şu şekilde anlattı:
“72 gün hücrede, ardından 5 gün koğuşta tutuldum. Sonraki süreçte, bir parça ekmekle ve 7.5 saat boyunca bileklerim kelepçeli olarak, bir metrekarelik zırhlı kabinde Afyon’a sevk edildim. Bileklerim kelepçeden mor. Burada yerde yatıyorum. Eşyam çöp torbasında. Haftada sadece bir kez, 10 dakikalık görüşme hakkım var. Bu bir yargılama değil, açık bir cezalandırmadır… MASAK kaydım yok, HTS kaydım yok, şüpheli mal varlığım yok. 20 aylık genel müdürlük dönemime dair tüm belgeler yargıda; yasadışı veya mevzuat dışı bir hizmetim yok. Benden istenen nedir, neden bu muameleye maruz kaldığımı anlamıyorum. Görev yaptığım sürede, makam aracını mütevazı bir araçla değiştirerek kurum menfaatini gözetmiştim. Genel müdürlük kartvizitimi bile çalıştığım kuruma masraf olmasın diye kırtasiyeden bastırdım. Bu mu suçum? Afyonkarahisar’a ulaşım en hızlı 6 saat sürüyor, en yakın havalimanı 60 kilometre uzaklıkta. Ailem yaşlı insanlar. Güvenlik ve sağlık haklarım ihlal ediliyor, ziyaret ve savunma hakkım fiilen engelleniyor; kişilik haklarım ve masumiyet karinesi çiğneniyor. Bu sevk ile yalnızlaştırılarak sosyal bağlarımdan koparılıyorum. Bulunduğum koşulları hak edecek hiçbir davranışım olmadı. Bugüne dek devlete ve millete zarar verecek tek bir eylemim olmadı.”
Aileden Bakanlığa Çağrı
Atayman ailesi de yaşananların açık bir cezalandırmaya dönüştüğünü ve hukuk devleti ilkelerinin ihlal edildiğini belirterek, “Elif, ortada suçlama olmaksızın hücre, koğuş ve cezaevi değişikliğiyle oradan oraya savruluyor. Bu ceza değilse nedir? Uygulamalar ne hukukidir ne vicdanidir. Biz sadece adalet istiyoruz. Elif’i serbest bırakın, tutuksuz yargılayın” diyerek bakanlığa seslendi. Aile, Atayman’ın meslek hayatı boyunca gösterdiği şeffaf ve etik duruşun, suçu olmadığının en değerli kanıtı olduğunu vurguladı.
Kartvizitini Kendi Bastırdı
Aile, “Elif, bir iletişim profesyoneli olarak haberden reklama, yayıncılıktan sinemaya uzanan geniş bir yelpazede deneyime sahip. Aynı zamanda Basın Konseyi’nde tüm iletişim faaliyetlerinin meslek ilkelerine ve ahlakına uygun yürütülmesi için fikir üretiyor, emek veriyor. Genel müdürlük kartvizitini bile çalıştığı kuruma masraf olmasın diyerek kırtasiyede bastıran bir insandan, bir anneden suçlu çıkmaz” diyerek tepkilerini dile getirdi.