İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, Silivri’deki Marmara Cezaevi’nde tutuklu bulunduğu dönemde, İstanbul Üniversitesi’nin diplomasının iptaline ilişkin İstanbul Nöbetçi İdare Mahkemesi’ne 354 sayfalık detaylı bir dilekçe sunmuş durumda. İmamoğlu, iptal kararının hem Anayasa’ya hem de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğunu öne sürdü.
İmamoğlu’nun avukatı Mehmet Pehlivan tarafından mahkemeye verilen dilekçede, İstanbul Üniversitesi Yönetim Kurulu’nun yetkilerini aştığı ve kararın “yok hükmünde” olduğu ifade edildi.
Dilekçede, iptal kararına ilişkin; “Bu işlem, yetki gaspıdır. Siyasi hesaplarla alınmış, hukuk dışı bir uygulamadır,” şeklinde ifadelere yer verildi.
Cumhuriyet’in haberine göre; dava dilekçesinde ayrıca, diploma iptali işleminin iptali ile birlikte yürütmenin durdurulması talep edildi.
“O Dönemde Yürürlükte Olan Mevzuata Uygun”
Dava dilekçesinde, İmamoğlu’nun 1990 yılında gerçekleştirdiği yatay geçişin o dönemdeki mevzuata tamamen uygun olduğunun altı çizildi. Girne Amerikan Üniversitesi’nin o tarihte YÖK tarafından tanınırlığına ilişkin herhangi bir red kararının bulunmadığı belirtilirken, “Her idari işlem, tesis edildiği dönemin hukukuna göre değerlendirilmeli,” ifadesi kullanıldı.
“Amaç İmamoğlu’nu Yarış Dışı Bırakmaktır”
Dilekçede, diploma iptalinin zamanlaması da dikkat çekiyor. İptal kararının, İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığını açıkladıktan sadece üç saat sonra başlatılan bir soruşturmanın sonucu olduğu vurgulandı. “Amaç, İmamoğlu’nun adaylık koşullarını ortadan kaldırarak onu yarış dışı bırakmaktır,” denildi.
TUTUKLAMA VE MALVARLIĞINA EL KOYMA: SİYASİ OPERASYON MU?
İmamoğlu’nun diploma iptaline ve sonrasında yaşanan gözaltı işlemlerine dikkat çekilen dilekçede, Selahattin Demirtaş’ın tutuklanma sürecine atıfta bulunularak, “Muhalif bir siyasetçinin siyasi nedenlerle yargılanıp özgürlüğünden mahrum kalması, başkanlık seçimleri ve Anayasa referandumu sırasında siyasi faaliyetlere katılamaması nedeniyle, bu durumun Erdoğan ve diğer siyasi rakipleri tarafından nasıl avantaj sağlandığı daha önce AİHM tarafından tespit edilmiştir,” ifadeleri yer aldı.
Bunun yanında, yeni soruşturmaların başlatılması ve şirket malvarlıklarına el konulmasının siyasi hedeflere hizmet ettiği vurgulandı.
Usule Aykırı Yönleri Sıralandı
Dava dilekçesinde işlemin usule aykırı yönleri şu şekilde sıralandı:
- Üniversite Yönetim Kurulu, bu işlemi kurmaya yetkili değildir.
- Kararın dayanağı olan İnceleme Komisyonu yetkin değildir.
- İdare, kararı tebliğ etmekten kaçınmaktadır.
