

Silivri'de tutuklu bulunan CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, sosyal medya aracılığıyla yaptığı açıklamada, Türkiye’de terörün sona erdirilmesi için atılması gereken adımların yalnızca siyasi partilerin değil, tüm vatandaşların ortak iradesiyle gerçekleştirilmesi gerektiğini belirtti. İmamoğlu, CHP'yi dışlamaya çalışanlara karşı net bir duruş sergiledi.
İmamoğlu Partilere Çağrıda Bulundu
Ana muhalefet partisinin asla dışlanamayacağına vurgu yapan İmamoğlu, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Aziz Milletim; Mensubu olmaktan gurur duyduğum Cumhuriyet Halk Partisi, tarih boyunca savaşların, terörün ve bu süreçten beslenen her türlü hareketin karşısında olmuştur. Bizler barışın yanında yer alacak ve bu duruşumuzu sürdüreceğiz. 'Yurtta barış, dünyada barış' ilkesi bizim vazgeçilmez ve kalıcı prensibimizdir.
Ülkemize büyük zararlar veren, sayısız vatandaşımızın canını alan, kahraman ordumuzun ve emniyet güçlerimizin kayıplarına neden olan terörü kesinlikle reddediyoruz. Siyasi mücadelemiz boyunca sivil ve barışçıl bir duruş sergilemişizdir. SHP'den CHP'ye uzanan yolculuğumuz, Türk-Kürt ayrımı gözetmeden tüm vatandaşlarımızın demokratik, adil, müreffeh ve özgür bir yaşam sürmesi için açılmıştır. Tarihimiz, terörle değil, sivil ve barışçıl siyasetin güçlenmesi için attığımız adımlarla doludur.
“Milletle Birlikte Gerçekleştirilmelidir”
Bu bağlamda, Türkiye'de barış ve huzur ortamını güçlendirecek her girişim, bizim doğal bir aktör ve koruyucusu olacağımız bir alandır. Bunu sadece ana muhalefet olarak değil, Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran parti olmanın sorumluluğuyla yerine getiriyoruz ve bunun devamını sağlayacağız.
Belirtilmesi gereken bir diğer nokta ise: Terörün sona erdirilmesi adına atılan adımlar, siyasi partilerden çok daha büyüktür ve bu süreç, milletimizle beraber, milletin iradesiyle gerçekleştirilmelidir. “Terörsüz ve Demokratik Türkiye”, demokrasinin, adaletin ve refahın inşa edildiği bir zemin olmalıdır. Ancak bu, demokrasiyi ve adaleti temel alarak gerçekleştirilebilecek bir süreçtir. Bu sürecin kibirle, dışlayarak ve kutuplaştırarak değil; şeffaf, kapsayıcı ve birleştirici bir tavırla yürütülmesi elzemdir.
“İstedikleri Kadar CHP'yi Dışlasınlar”
Uzun yıllardır Türkiye'ye kaos ve kriz getiren, milleti ayrıştıran, nefret dilini kullanan ve dönemsel çıkarları doğrultusunda hareket eden iktidar, ne kadar ucuz bir siyasetle bizi bu süreçten dışlayabilir, ne de milleti istismar edebilir. Türkiye'nin birinci partisini hiçe sayanlar, milletimiz tarafından da yok sayılacaktır. İstedikleri kadar CHP'yi dışarıda bırakmaya çalışsınlar; CHP, devletimizin kurucu değerlerinin ve geleceğinin en büyük güvencesi olarak her zaman merkezdedir.
“MHP'ye Özel Bir Çağrı Yapıyorum”
'Terörsüz ve Demokratik Türkiye' yolunda DEM Parti'ye ve bu sürecin öncüsü olan MHP'ye özel bir çağrıda bulunmak istiyorum. Bu süreci kendi siyasi çıkarlarınız için bir fırsat olarak görmekten vazgeçmelisiniz. Ana muhalefet partisini; cezaevleri, operasyonlar, iftiralar ve davalarla susturmaya çalışan bir irade asla başarıya ulaşamaz. Milletimiz, geçmişte olduğu gibi, adalet ve ahlakla bu tür müdahalelere yanıtını seçimlerde sandıkta verecektir.
“İnancımız Tam, İrademiz Sağlam”
'Terörsüz ve Demokratik Türkiye' yolunda TBMM çatısı altında kurulacak komisyonda atılacak adımlar, ancak milletimizin ortak iradesiyle gerçekleştiği takdirde kabul görecektir. Bu önemli sürecin sağlıklı işlemesi için çalışma usulünün TBMM’deki tüm partilerin öneri ve talepleri göz önünde bulundurularak belirlenmesi gerekmektedir.
Bugün bize düşen, bu topraklarda kardeşçe, özgürce ve onurlu bir yaşam inşa etmektir. Bu yol zorlu olsa da inancımız tam, irademiz sağlamdır. Çünkü bu ülkede hepimiz yaşamaktayız… Tıpkı büyük şair Nazım Hikmet'in ifade ettiği gibi: Dörtnala gelip Uzak Asya'dan, Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket, bizim… Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın; yok edin insanın insana kulluğunu, bu davet bizim… Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür, ve bir orman gibi kardeşçesine, bu hasret bizim…”