

CHP Genel Sekreteri ve Kadın Sosyalist Enternasyonal Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke, Sosyalist Enternasyonal Konsey toplantısının açılışında bir konuşma gerçekleştirdi. Böke, konuşmasında partinin Cumhurbaşkanı adayı olan Ekrem İmamoğlu’nun mesajını da değerlendirdi.
Böke konuşmasında şunları söyledi:
“19 Mart’ta bu önemli kentin Büyükşehir Belediye Başkanı ve partisinin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu ve birçok yol arkadaşımızın tutuklanmasıyla bir darbe gerçekleşti. Bu otoriter yaklaşıma karşı durarak, demokrasiyi, adaleti ve eşitliği savunan büyük ve kararlı bir halkçılığı İstanbul’dan tüm Anadolu’ya ve dünyaya yaymayı hedefliyoruz.”
“Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz”
Böke, “Büyük dönüşümlerin yaşandığı bir belirsizlik dönemindeyiz” diyerek, demokrasi ve adalet mücadelesinin İstanbul’dan başlayacağını vurguladı. Böke, sözlerine şöyle devam etti:
“Her şey sürekli bir değişim içinde ve bu büyük değişimler yıkımları da beraberinde getiriyor. Bu yıkımların içinde, tüm halklar ve bizler hak ettiğimiz adaleti ve refahı talep ediyoruz, birlikte zenginleşeceğimiz bir ekonomik düzeni kurma kararlılığı gösteriyoruz. O hak ettiğimiz dünyanın yolu, ancak omuz omuza, dayanışma ve birlik mücadelesiyle kurulabilir. ‘Kurtuluş yok tek başına. Ya hep beraber ya hiçbirimiz’ diyoruz. Bu nedenle Sosyalist Enternasyonal’in Başkanı Sayın Pedro Sanchez’e, burada toplanmak için yaptığımız daveti kabul ettiği ve hak ettiğimiz dünyaya dair ortak heyecanımızı büyütme kararlılığı gösterdiği için içtenlikle teşekkür ediyorum.”
“Bugün İstanbul’da bu toplantının yapılması büyük önem taşıyor. Çünkü İstanbul’dan tüm Türkiye’ye ve dünyaya güçlü bir mesaj veriyoruz. Farklı bir düzen mümkün. Otokrasiye karşı demokrasi, şiddete karşı sosyal devletin olduğu daha adil ve eşit bir düzen oluşturmak mümkün. Kesinlikle bu salonda bulunmanın getirdiği güvenle biliyoruz ki, o düzen kesinlikle kurulacak. Demokrasi kazanacak, adalet tesis edilecek, eşitlik mutlaka sağlanacak.”
İmamoğlu’nun Mektubu
Selin Sayek Böke, konuşmasının ardından Silivri’de tutuklu bulunan CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun mektubunu okudu. Mektupta, şu ifadeler yer aldı:
“Sosyalist Enternasyonal’in değerli üyeleri, sevgili yoldaşlar; İstanbul’a hoş geldiniz. Ne yazık ki bizzat elinizi sıkarak karşılayamadım, ancak kalbim ve inancım bu salondaki dostluk ve dayanışmanın yanındadır. Sizi kentimde ağırlamak benim için çok anlamlıdır. Zira İstanbul, tarih boyunca kültürlerin buluştuğu bir kavşaktır ve sürekli olarak tarih yazan bir şehirdir.
Baskıya ve dayatmaya boyun eğmeyenlerin şehri olan İstanbul, bağımsızlığın, özgürlüğün ve büyük değişimlerin kalbinin attığı bir şehirdir. İstanbul’da her dönemde yurttaşlar, meydanlarda seslerini yükseltti, haklarını aradı. Artık bu sesi, gençlerin cesaretinde, kadınların direncinde ve halkın susmayan vicdanında bir kez daha duyuyoruz.”
“Değişim Yakın, Bu Yüzden Tutukluyum”
İmamoğlu, mektubunda şu ifadeleri kullandı:
“Bugün demokrasi, eşitlik ve sosyal adalet, dünyanın dört bir yanında ağır saldırılara uğruyor. Demokrasinin zayıf olduğu sanılan ülkelerde dahi insan hakları ve özgürlükler tehdit altındadır. Türkiye’de yıllardır süregelen demokratik gerileme, millet iradesinin hiçe sayılması ve hukuken dayanaksız gerekçelerle belediye başkanlarımızın ve birçok yol arkadaşımın tutuklanmasıyla son noktasına ulaşmıştır. Daha yeni, sabah saatlerinde, yine pek çok çalışma arkadaşım gözaltına alındı.”
“Belediyemizin hizmetlerine darbe vurarak halkımızın bize olan inancını sarsmaya çalışıyorlar. Asla başaramayacaklar. İstanbul halkının oylarıyla üç kez seçilmiş bir belediye başkanı ve 23 Mart’ta partimizin ön seçiminde 15,5 milyon yurttaşın oyuyla belirlenmiş cumhurbaşkanı adayı olarak, milyonlarla demokrasi ve adalet talebinde buluştuğum için siyasi tutukluyum. Milyonlar bize inandığı ve güvendiği için, yürüttüğümüz mücadele sonucunda iktidar değişiminin yaklaşmakta olduğu görüldüğü için tutukluyum.”
“Halkın İradesine Yönelik Bir Saldırıdır”
İmamoğlu, mektubunda şunları ifade etti:
“Demokrasiye açık bir saldırı niteliğindeki bu süreçte, üniversite diplomam haksız yere iptal edildi, evime baskın yapıldı, belediye binalarımız soruşturmalarla kuşatıldı. Bu baskılar, yalnızca beni değil, özgür ve adil bir gelecek hayal eden herkesi hedef aldı. Bu saldırı, demokrasiye, halkın iradesine ve bir sonraki seçimin adil gerçekleşmesini engellemeye yönelik bir çabadır.”
“Ne özgür ve adil gelecek mücadelesini elimizden alabilirler ne de halkın iradesini zorbalıkla bastırabilirler. Biz, İstanbul’da katılımcı demokrasinin, birleştirici ve adil politikaların inşasını sağlayabileceğimizi gösterdik. Halk, İstanbul’da yaşananların Türkiye genelinde de olmasını istiyor.”
“Küresel Barışı Tehdit Ediyorlar”
İmamoğlu, otoriter popülist rejimlerin küresel barışı tehdit ettiğini belirtti ve sözlerine şöyle devam etti:
“Oysa tarih bize şunu gösteriyor: Otoriter rejimler yenilmez değildir. Geçmişte olduğu gibi, tekrar yenilecekler. Sosyalist Enternasyonal, bu durumu çok iyi bilmektedir. Dünyanın dört bir yanında baskıya karşı direnenler her zaman birbirleriyle dayanışma içinde oldu. Bugün Suriye, Ukrayna ve Gazze’de halk, savaşın ve yokluğun pençesinde çırpınıyor. Özellikle Gazze’de Filistin halkı, temel haklarından, topraklarından, evlerinden edilmekle kalmıyor; şu an engellenen yardımlar nedeniyle açlık ve ölümle yüzleşiyor.”
“İstanbul, Mücadelenin Cephelerinden Birisidir”
Mektubundaki açıklamalarına devam eden İmamoğlu, “CHP ve demokrasiye destek veren milyonlar adına, dayanışma gösteren tüm demokrasi ve adalet savunucularına teşekkür ediyorum. Yayınladığınız bildirimler, İstanbul’u ziyaret etmeniz ve belediyelerinizde taşıdığınız pankartlar, sadece sembolik dayanışmanın örnekleri değil; aynı zamanda ortak değerlerimizin güçlü bir ifadesidir.”
“İstanbul, bugün bir kez daha demokrasinin otoriterliğe karşı mücadelesinin cephelerinden birisidir. Mücadele, hukukun üstünlüğünü savunanlarla, hukuku muhaliflere karşı baskı aracı olarak kullananlar arasındadır.”
“Adil ve Kapsayıcı Kalkınmanın İnşası İçin Çalışıyoruz”
CHP olarak yalnızca baskıya karşı durmadıklarını, aynı zamanda somut bir gelecek vizyonu sunduklarını belirterek, İmamoğlu, “Cumhuriyetimizin köklü partisi olarak parlamenter sistemin yeniden inşası, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, hak temelli bir sosyal devletin kurulması için çalışıyoruz. Söylediklerimiz, halkla buluşturduğumuz gerçekliklerdir.”
“Her Şey Çok Güzel Olacak”
İmamoğlu son olarak, “Küresel ölçekte büyük dönüşümlerin yaşandığı bir çağda, geleceğin haritasını çizenler gençler, kadınlar ve emekçilerdir. Türkiye, özgür bir gelecek isteyen gençlerin, kadınların ve adaletsizliğe karşı direnen emekçilerin sesiyle yankılanıyor.” dedi.
“O ses, Bertolt Brecht’in unutulmaz dizelerini tekrar ediyor: Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz… Unutulmamalıdır ki, bu sesi çoğaltan, demokrasi ve adaleti savunan milyonlar, daha iyi bir gelecek için omuz omuza mücadele edenler var oldukça, her şey çok güzel olacak…”