İzmir Tabip Odası, İzmir Diş Hekimleri Odası ve İzmir Barosu, sağlık kuruluşlarına yönelik getirilen yeni harçları içeren vergi paketine karşı çıktıklarını açıkladı. TBMM’ye sunulan vergi düzenlemeleri hakkında gerçekleştirilen ortak basın toplantısında, bu teklifin geri çekilmesi konusunda çağrıda bulunuldu.
“Tüccar değiliz”
İzmir Tabip Odası Başkanı Yüce Ayhan, açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Harçlar Kanunu’nda gerçekleşecek değişiklikle hekim ve diş hekimi muayenehaneleri, poliklinikler, tıp merkezleri ve veteriner muayenehanelerinin her yıl harç ödemek zorunda kalacağı bir teklif torba yasa metninde yer alıyor. Büyükşehirlerde yıllık muayenehane uygunluk belgesi için 20 bin TL, özel poliklinik ruhsatı için 30 bin TL, özel tıp merkezi ruhsatı için ise 50 bin TL harç alınması önerilmektedir. Bu yanlıştan dönülmelidir.
Tüccar değiliz, toplum sağlığı için çalışıyoruz. Sağlık kuruluşlarının ruhsatlandırılması sırasında, her sağlık kuruluşunun niteliğine uygun olarak, açılış sırasında zaten bir ruhsat harç bedeli talep edilmektedir. Yeni düzenlemeye göre, 1 Ocak 2026’dan itibaren, özel sağlık kuruluşlarından açılış sırasında alınan harç dışında, her yıl ek bir harç alınması planlanmaktadır. Hekim ve diş hekimi muayenehaneleri, poliklinikler, kamu hizmeti sunan ve kamusal amaca hizmet eden işletmelerdir. Özel sağlık kuruluşlarının kamusal niteliğini yok sayarak ticari işletme gibi sınıflandıran bu anlayışı kesinlikle reddediyoruz.
Özel sağlık kuruluşlarından her yıl alınması planlanan harç, Anayasa’nın eşitlik ilkesine, vergide adalet ilkesine ve çalışma hakkına da açıkça aykırıdır. Sağlık Bakanlığı ve İl Sağlık Müdürlükleri, belge ve izin işlemlerinde zaten harç almaktadır. Bu durumda, yeni bir 'sorma ver harcı' uygulamasının başlatılması kabul edilemez. Hangi hizmetin karşılığında her yıl bu harcın alınacağı sorgulanmalıdır. Kendi kaynaklarıyla ayakta durmaya çalışan hekim ve diş hekimi muayenehanelerine yönelik bu tür baskıların kabul edilmesi imkânsızdır.
Ekonomi yönetiminin sorumluluğu, bütçe açığını yurttaşların üzerine yıkmak değil, israfı önlemek ve adil, üretimi destekleyen bir mali sistem oluşturmaktır. Bu nedenle, anayasal meşruiyeti olmayan bu harç uygulamasından geri adım atılmalı ve teklif bir daha gündeme gelmemek üzere geri çekilmelidir.”
“Adaletsizlik”
İzmir Diş Hekimleri Odası Başkanı Ersin Atinel ise, görüşlerini şu şekilde dile getirdi: “İzmir Diş Hekimleri Odası olarak, belediyeden ruhsat ile ilgili son zamanlarda talep edilen bedeller nedeniyle gündemimizde bu noktaya geldi. Bir sağlık işletmesini açmak için üç ayrı kuruma ödeme yapmak, açıkça bir adaletsizliktir. Bu durum, bir gelir kapısı olarak görülmekte ve işletme maliyetlerimizi daha da yükseğe çıkaracak. Artık gider kalemlerimiz arasında uygunluk belgesi ve harçlar yer alacak.”
“Güçsüzleştirme çabası”
İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz, bu düzenlemelerin arkasındaki asıl niyetin, katılımcı meslek örgütlerini ekonomik olarak güçsüzleştirmek olduğunu ifade etti. “Bu düzenlemeler toplum sağlığı ve refahı adına adil olarak anlatılmaya çalışılıyor. Ancak, aslında amacı direncini kaybetmemiş olan odaları, baroları, bazı STK’leri ve dernekleri maddi olarak zor duruma sokmak. Osmanlı özlemi içinde olanlar, benim sağma olarak adlandırdığım bu vergiyi almaktan çekinmiyorlar. Bu harç bir haraçtır, başka bir anlamı yoktur. Ama bu yanlıştan dönerler mi? Bugüne kadar birçok yanlış yapıldı ve hala devam ediyor. Ancak bu yanlıştan dönülmesinin ülkenin menfaatine olacağını bir kez daha belirtmek istiyoruz.
Sadece sağlık çalışanları için değil, sağlık emekçileri, diş hekimleri, özel hastaneler ve tabipler için de bu durum önemlidir. Çünkü getirilen yükler, muayene ücretlerine doğrudan yansıyacaktır. Bu, yurttaşa yansıyacak bir süreçtir. Özel muayenehaneler ve hekimler bu maliyetleri nereden karşılayacaklar? Halktan. Yani yapılan her şey halk için, aslında hepimiz için. Bu nedenle, birlikte dayanışma içinde olmalıyız.”
