İzmir’de 5. gününe ulaşan grev sürecinde, işçilerin “eşit işe eşit ücret” talepleri gündemdeki yerini korurken, önceki dönem İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’den dikkat çekici bir açıklama geldi. Soyer, sosyal medya üzerinden “işe devam primi” konusunu gündeme taşıdı.
İzmir’de grevinde 5. gün: Soyer’den “işe devam primi” açıklaması geldi
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin önceki dönem başkanı Tunç Soyer, sosyal medya hesabında şu ifadeleri kullandı: “İzmir’de grevin 5. günü dolmuş durumda. Her İzmirli gibi yaşananlar beni de üzmekte. 5 yıl boyunca büyük zorluklarla mücadele ettik, bu tecrübelerden yola çıkarak mevcut kriz için önerilerimi paylaşmak istiyorum. Yerel seçimlerin 5 gün öncesinde imzalanan ve 5800 işçiyi kapsayan toplu iş sözleşmesi (TİS), bu grevin nedeni gibi gösterildi. O dönemde birçok aday, sözleşmenin imzalanmasının oylarını olumlu etkileyeceğinden emindiler, bu nedenle bir an önce yapılmasını istiyorlardı. Dolayısıyla amacımız yeni seçilecek yönetimi zor durumda bırakmak değil, aksine onlara kolaylık sağlamaktı. Sodemsen aracılığıyla yürütülen müzakerelerin uzlaşmayla sonuçlanması nedeniyle bu TİS’i imzaladık.
Verdiğimiz zam uygun bir orandı
İmzalanan sözleşmedeki rakamlar, daha sonra diğer İBB şirketlerindeki toplu sözleşmelere de yansıtıldı. Bugün meydana gelen yevmiye farkının bir nedeni, 2025 yılında sözleşmelerde yer alan birinci yıl sonunda oluşan enflasyon artışıdır. Sonuç olarak verdiğimiz zam, yüksek enflasyon koşullarında işçileri memnun edecek ve o dönemin bütçesi içinde belediyeyi zor durumda bırakmayacak bir orandı. Belediye mevzuatı gereği, personel giderleri bütçenin yüzde 30’unu geçemez. Bu sınırın altında kalmayı başardık.
Soyer’den “işe devam primi” açıklaması
Soyer, görev süresi içinde imzalanan toplu iş sözleşmelerinde yer alan “işe devam primi”nin yeni bir ödeme türü olmadığını, daha önceki sözleşmelerde de mevcut olduğunu belirtti. Bu primin, çalışanlara ek bir ücret değil, hâlihazırda verilecek olan ücretin “sosyal haklar” başlığı altında düzenlenmiş bir şekli olduğunu ifade etti. Soyer, paylaşımında şu sözlere yer verdi: “O sözleşmelerdeki ‘işe devam primi’, işçiye çalıştığı için verilmiş bir prim değildir. Önceki TİS’lerde bulunan bu düzenleme, işçilere verilecek olan ücretlerin sendikal nedenlerle ‘sosyal haklar’ kapsamında düzenlenmesinden ibarettir. 5 yıl boyunca, eşit işe eşit ücret ilkesine sadık kaldım ve tüm TİS’lerde bu ilkeyi ön planda tuttum. Ülke genelinde örnek teşkil edecek bir şehir olma hedefimiz için iş barışını sağlamak bu ilkenin başta gelen önceliklerinden biridir.”
Uluslararası derecelendirme kuruluşu Fitch tarafından AAA ile değer biçilen İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin şu anki mali durumu, önceki dönemde gerçekleştirilmiş TİS’ler veya işe alımların etkisiyle değil, Hükümetin bütçesindeki kesintilerden kaynaklanmaktadır. Mevcut yönetim, bu kesintiler öncesinde 2 Eylül 2024 tarihinde belediyenin ödeyemeyeceği bir borcunun olmadığı açıklamasında bulunmuştur.
İfade edilen rakamlar gerçeği yansıtmıyor
Ayrıca son dönemlerde işe alındığı söylenen ve binlerle ifade edilen sayıların da doğru olmadığı ifade edilmektedir. Birikmiş hataları gündeme getirmenin mevcut durumu düzeltmeye faydası yoktur. Ne yazık ki taraflar arasındaki uzlaşma zemini her geçen gün yok olmakta ve şehirdeki gerilim artmaktadır. Gereken, tarafların birbirleriyle doğrudan muhatap olmadan bir çözüm geliştirilmesidir. Somut önerim, her iki tarafın üzerinde anlaşacağı bir arabulucunun her iki ile ayrı ayrı görüşerek, sorunların çözümü yönünde adım atmalarını sağlamasıdır. Bu tür bir yöntemle taraflar arasında uzlaşmanın sağlanması mümkündür. Yıllar süren sendikal mücadelelerle kazanılan hakların, Türkiye’nin üçüncü büyük şehri olan İzmir’in ulusal düzeydeki itibarının korunması ancak böyle gerçekleşebilir. Eşit işe eşit ücret, hemen sağlanamasa bile bu hedeften vazgeçmeden ve refah da olsa eşitlik hedeflenerek her iki tarafın da huzura ulaşması mümkündür.”
