

İzmir Körfezi’nde uzun yıllardır devam eden temizlik çabalarına rağmen çevresel sıkıntılar bir türlü sona ermiyor. Geçtiğimiz yıl yaşanan ciddi balık ölümleri ve zaman zaman ortaya çıkan kötü kokular, sorunların boyutunu gözler önüne seriyor.
Körfez’in temizlenmesine yönelik çalışmalar sürerken, Zafer Partisi İzmir İl Başkan Yardımcısı ve su ürünleri mühendisi Anıl Sencer, konu hakkında görüşlerini paylaştı.
Sencer, çözüm olarak Çiğli Kuş Cenneti bölgesindeki mendireğin yıkılmasını önerdi.
Körfez’deki kötü kokunun akıntı eksikliğinden kaynaklandığını ifade eden Sencer, şunları belirtti: “Körfez’in sorunu, akıntının olmaması ve bunun sonucunda meydana gelen birikintiler. Bu birikintilerin oluşturduğu mikroorganizmaların, oksijen tüketimi ve balık ölümlerine yol açtığını görüyoruz. Ayrıca koku da tüm bunların bir sonucu. Belirli ölçüde doğru adımlar atılıyor; özellikle 15-20 yıldır dere yatakları dikkatlice temizleniyor. Bunun dışında yüzeydeki fiziksel atıklar sürekli olarak temizleniyor. Ancak bu önlemler kesinlikle yeterli olmuyor.”
Balık ölümleri yeniden bizi vuracak
Sencer, geçen yıl yaşanan balık ölümlerinin bu yıl da tekrar etme olasılığını vurgulayarak, şöyle konuştu:
“Ben çocukluğumu Bostanlı sahilinde geçirdim. O zaman da Bostanlı Deresi sürekli ekskavatörlerle temizleniyordu. Ancak üzerinden 35-40 yıl geçmesine rağmen hiçbir şey değişmedi. Yapılanlar halen aynı, bu durumda daha radikal çözümler bulmalıyız. 50-60 yıldır körfezin temizliği için sürekli çaba sarf ediliyor ama sonuç olarak geçen yıl körfezimiz komaya girdi. Şu anda o görüntüyü görmüyoruz ama birkaç ay sonra tekrar göreceğimiz kesin. Yakın zamanda Mavişehir kıyısında deniz marullarına rastladık. Bu marullar, mikroorganizmalar tarafından tüketilecek. Artan mikroorganizma sayısı, oksijen miktarını düşürecek ve balık ölümlerini İzmir’de yeniden görülecektir.”
Kötü kokunun kaynağı Çiğli’deki mendirek
Körfez’deki akıntıyı engelleyen ve kokuya neden olan unsurların başında Çiğli Kuş Cenneti bölgesindeki mendirek olduğunu belirten Sencer, şöyle devam etti:
“Bu komadaki hastaya acilen radikal çözümler bulmalıyız. Homa Dalyanı’nda dikine ilerleyen bir mendirek var. Çiğli’den kuzeye doğru gittiğimizde orada kuş cenneti yer almakta. Kuş cennetinin sahil kısmı, tüm kuşların göç yolu üzerinde bulunuyor. Homa Dalyanı koruma altına alınması gereken bir alan, burada yapılan mendirek ise bazı hatalı uygulamalara yol açtı. İzmir Körfezi’nin boğazını sıkıştıran bu mendirek, gelen akıntıları durduruyor, dolayısıyla Mavişehir, Bostanlı ve çevresinde büyük bir sığlaşma oluşturuyor.”
Mendireğin kaldırılmasıyla birlikte Körfez’de akıntının başlayacağını, mevcut temizlik çabalarıyla yüzülebilir bir Körfez hayalinin gerçek olacağını ifade eden Sencer, şu sözleri sarf etti:
“Mavişehir önlerinde sığlaşma artık aşıldı. Deniz tabanı, denizin yüzeyine çıkmış durumda. Bu, denizin özelliklerini kaybetmesi anlamına geliyor. Burada akıntı sağlanabilmesi için mendireğin kaldırılması gerekiyor. Doğal akış sağlandığı zaman, körfezin oldukça dip kısımlarına akım ulaşacak. Eğer doğru betimlemeyle söylersek, o mendirek hasta bir insanın boğazını sıkıyor. Tunç Bey’in söylediği gibi, ‘Körfez’in kendini temizlemesine izin verelim’ yaklaşımı artık geçerli değil. Ancak mendirek kaldırılırsa, Körfez kendini temizlemeye başlayacaktır.”
O zaman denize girebiliriz
Uzun vadede, Mavişehir ile Alaybey arasındaki çamur tabakasına, Uzunada ile Homa Dalyanı arasında bir adacık oluşturulursa ve buraya bir pompa istasyonu kurulursa, bu istasyondan dış Körfez’den iç Körfez’e temiz su takviyesi yapılabilir. O zaman Mavişehir ve Bostanlı’da Ilıca Plajı’na sahip olacağız ve denizde güvenle yüzebileceğiz. İzmirlilerin barış içinde vakit geçirdiği bir körfez, o zaman mümkün olacaktır.”