

İzmir’de basın kartı sahibi gazetecilerin yararlandığı ücretsiz otopark hizmeti, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından Sayıştay raporu gerekçe gösterilerek sonlandırıldı.
İz TV'de yayınlanan 'Kayıt' programında konuyu gündeme getiren {siteDomain} Genel Yayın Yönetmeni Ümit Kartal, gazetecilerin yıllar içinde kazandıkları hakların ellerinden alındığını belirtti. Basın mensuplarının özel bir iş kanununa tabi olduğunu vurgulayan Kartal, “Basın trafik kartımı izleyicilerime göstermek istiyorum. Bu kart, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından düzenlenmiştir ve koşulları sağlayan, basın sigortası olan ve belirli süre çalışmış gazetecilere verilmektedir.” dedi.
Gazeteciler ve denizciler gibi bazı meslek gruplarının ayrı bir iş kanununa tabi olduğunu belirten Kartal, “Gazetecilerin sigortası yatıyorsa bu süre 12 ay gibi görünür, çünkü bu meslek yıpratıcıdır. Bu nedenle ayrı bir iş kanunu gereklidir. Basın sorgulama yetkisi olan bir kamu görevi olduğu için, gazetecilik özel bir meslek olarak korunmalıdır.” ifadelerini kullandı.

“İzmir’de Kaç Gazeteci Var?”
Maalesef, 23 yıllık AKP iktidarı süresince bu haklar önemli ölçüde azaldı. Kalan haklardan biri de basın trafik kartıdır. Bu kart, uygun olmayan bir yere aracınızı park etmek ve ücretsiz ulaşım sağlamak gibi avantajlar sunar. İzmir'de kaç gazeteci olduğu konusunda ayrıca bir soru işareti var. Cemil Tugay’ın basını sevmemesi, sadece benimle ilgili bir durumsa, bu durumda benim kartımı iptal edebilir. Zaten gazeteciler zorlu koşullarda çalışırken, kazandıkları hakların budanmasının belediyeye bir faydası yok.” dedi.
“Derdim Benimleyse, Sadece Benim Kartımı İptal Etsin!”
Sosyal demokrat olduğunu iddia eden belediye başkanının gazetecilerin yaşam şartları ve haklarına karşı bu kadar saldırgan bir tutum sergileyip sergileyemeyeceğini sorgulayan Kartal, başkanın basını sevmediğini, sadece kendisini öven basını tercih ettiğini ifade etti. Kartal, “Buradan söylüyorum, eğer derdi benimse, benim kartımı iptal etsin, ben bunu kullanmayacağım. Ben Büyükşehir Belediyesi’nin herhangi bir imkanından yararlanmama kararlılığı içerisindeyim. Ancak basın mensuplarına yapılan bu haksızlık ve yanlışlık net bir biçimde ortada. Onca yıl uygulanmış bir hakkın kaldırılması, hiçbir sorunu çözmüyor, aksine sosyal demokrat kimliğini daha da sorgulattırıyor.” şeklinde konuştu.
“İzmir Gazeteciler Cemiyeti'nden Çağrı Beklenmeli”
Bu konuda İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin mutlaka harekete geçmesi gerektiğini ifade eden Kartal, “Cemiyetin, benim üzerimde de bir baskı olduğunu biliyorum. İzmir Büyükşehir Belediyesi, neredeyse Cemiyet’in binasını bile almak istiyor. Orası uluslararası ölçekte ve Türkiye’ye örnek bir basın merkezi. Ancak şu anda baskılanmalar yaşanıyor. Eğer İzmir Gazeteciler Cemiyeti bu konuda adım atarsa, birçok gazeteci kendi haklarını korumak için sokağa çıkıp bir araya gelecektir.” dedi.



