

İzmir’deki düzensiz yağışlar ve altyapı kaynaklı yüksek kayıp-kaçak oranları, şehrin su ihtiyacını karşılayan barajların doluluk oranlarını olumsuz etkiledi. İZSU Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre, kentin içme suyu ihtiyacının büyük bir kısmını karşılayan Tahtalı Barajı’nda, geçtiğimiz yıl Aralık ayında yüzde 11,35 olan aktif doluluk oranı, bu yıl aynı dönemde yüzde 0,87’ye düştü. Geçen yıl yüzde 15,63 doluluk oranına sahip olan Balçova Barajı ile su seviyesi yüzde 0,85’e gerileyen Gördes Barajı’nda su tamamen tükendi. Çeşme ve çevresine su sağlayan Alaçatı Kutlu Aktaş Barajı’nda geçen yıl yüzde 15,06 olan seviye, bu yıl yüzde 2’ye, Ürkmez Barajı’nda ise yüzde 6,91’den yüzde 5,53’e geriledi. En yüksek su miktarına sahip baraj ise yüzde 46 seviyesine ulaşan Güzelhisar Barajı oldu.
EKİM YAĞIŞI UMUT OLDU
Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM) verilerine göre İzmir’de Ekim ayı uzun yıllar yağış ortalaması 44,6 kilogram olarak belirlenirken, 2025 yılının Ekim ayında bu rakam 99,8 kilograma çıkarak yaklaşık yüzde 123 artış gösterdi. Ancak Kasım ayında durum değişti. Uzun yıllar ortalaması 81,4 kilogram olan Kasım ayı yağışı, 2025 yılında 48,3 kilogramda kalarak normal seviyenin yaklaşık yüzde 40 altında gerçekleşti.

SU KESİNTİLERİ HER GÜNE ALINDI
Barajlardaki su seviyelerinin alarm vermesi üzerine İZSU Genel Müdürlüğü, 6 Ağustos tarihinde başlattığı su yönetimi uygulamasını devam ettiriyor. Su arzını dengede tutmak ve iletimini sağlamak amacıyla yapılan plan içerisinde; Bornova, Karşıyaka, Çiğli, Bayraklı, Konak, Buca, Gaziemir, Karabağlar, Balçova ve Narlıdere’nin de aralarında bulunduğu toplam 13 ilçede su kesintileri uygulanıyor. Daha önce 2 günde bir gerçekleştiren kesintiler, artık her akşam saat 23.00 ile sabah 05.00 arasında yapılacağı açıklandı.
“İZMİR’DE KAYIP-KAÇAK ORANI BANA GÖRE YÜZDE 35 CİVARINDA”
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin İZSU yönetiminde bir hidrojeolog ya da jeoloji mühendisinin bulunmadığını vurgulayan Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, “Kesinti saatlerinin artacağını ve 2026’da da devam edeceğini düşünüyorum. İZSU şu anda gece 23.00 ile sabah 05.00 arasında suyu kesmektedir. İnsanlar bu saatlerin su kullanımının düşük olduğu için önemsiz olduğunu düşünse de aslında bu saatlerde 75-80 bin metreküp gibi büyük bir su tasarrufu sağlanıyor. Çünkü kayıp-kaçak oranı oldukça fazladır. İZSU’nun sayfasında bu oran yüzde 25 olarak görünse de bana göre yüzde 35 civarındadır. 2000’li yıllarda kayıp-kaçak oranı yüzde 60’tı; yoğun çalışmalarla yüzde 35’lere indirildi ancak şu anda tekrar yüzde 35 seviyesinde görünmektedir. Bu nedenle altyapının mutlaka gözden geçirilmesi ve gerekli düzenlemelerin yapılması gereklidir.” ifadelerini kullandı.

“BARAJLAR DOLUYKEN BİLE YER ALTINDAN SU ÇEKİLDİ”
Bilimin gereği kuraklığın geleceğini söyleyen Yaşar, “Dünyadaki tüm bilim insanları da bu konuda uyarıda bulunuyor. Amerika’da çim dikmek ve biçmek yasaklandı, Fransa’da yüzme havuzlarına su doldurmak kısıtlandı, İspanya’da yeraltı suları sıkı denetime alındı ve su ihtiyacı yüksek olan elma, armut gibi ağaçların sulanması yasaklandı. Dünya tedbirlerini aldı ancak biz almadık. Asıl sorun, su bilimcilerinin görev almadığı ve özellikle Büyükşehir Belediyeleri ile su ile ilgili tüm birimlerde hidrojeolog ve jeoloji mühendislerinin yokluğudur. 2010 sonrası dönemde barajlar yüzde 90 doluluk seviyesine ulaşmış olsa da biz suyun yüzde 55’ini yer altından çekmeye devam ettik. Yer altı suyunu çektikçe daha derinlere inilmesi gerekecek ve bu daha fazla enerji harcanması, dolayısıyla daha yüksek maliyet anlamına geliyor. İzmir, Türkiye’de suya en çok para veren şehir haline geldi ve bunun nedeni sürekli yeraltından su çekilmesidir. Bu durum bilimsel açıdan büyük bir hata. 2026’dan sonra nötr iklim şartlarına geçileceği öngörüsüne dayanarak daha iyi yağışlar beklenmektedir; Türkiye nötr dönemde genellikle iyi yağmur alırken asıl sorun yağışların yönetimidir. Bizim su sorunumuz değil, su yönetimi sorunumuz var.” diye ekledi.

“TAHTALI BARAJI’NDA SU BİTMİŞTİR”
Su paranın bir önemi olmadığını, zira suyun her şeyden daha önemli bir madde olduğunu belirten Yaşar, son olarak şunları ifade etti: “Su varsa devlet vardır. Sorun, bölgede çok büyük bir barajın bulunmaması değil, kar yağışının şehirler için belirleyici olmasıdır. Doğuda çok kar yağdığı için orada büyük barajlar var ve Türkiye nüfusunun yüzde 30’u orada yaşıyor, yüzde 70’i ise batıda. İzmir’de, sanayi ve tarım yoğun olduğu halde Tahtalı Barajı’ndaki suyun aktif doluluğu 0.87’ye düşmüş ve sadece 2 milyon metreküp su kalmıştır. Normalde 300 milyon metreküplük aktif su hacmine sahip barajda su bitmiştir. Kuraklığın geleceğini çok önceden belirtmiştik; 2020’de başkanlara ‘Kuraklık geliyor, B ve C planlarınızı yapın’ diyerek mektup yazmıştık ancak baraj doluyken bu uyarılar ciddiye alınmadı. 2021’de bile yüzde 60 su bulunuyordu ve arkadaki alan tamamen suyla doluydu.”



