Konak ilçesindeki Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde bir araya gelen Suruç Aileleri İnisiyatifi üyeleri, basın açıklamasının ardından katliamda yaşamını yitirenlerin anısına denize çiçek bıraktı. Basın açıklamasını Suruç Aileleri İnisiyatifi adına Ali Hıdır Kılıç okudu. Açıklamada, 10 yıl boyunca süren adalet mücadelesine vurgu yapılarak şu ifadeler yer aldı:
“Suruç katliamında ailelerimizi, çocuklarımızı, arkadaşlarımızı, yoldaşlarımızı kaybedeli tam 10 yıl oldu. Suruç aileleri olarak, ölümsüzlerimizin yoldaşlarıyla birlikte, gençlerle birlikte tam 120 ayda adalet nöbetindeyiz. Kalplerimiz 10 yıldır hep birlikte adalet için atıyor. 33 düş yolcumuz, IŞİD tarafından yıkılmış bir kent olan Kobane'yi yeniden inşa etmek için yola çıkalı bugün tam 10 yıl oldu. 10 yıldır onların bir katliamla yarım bırakılmak istenen düşlerinin peşindeyiz. Yeniden buradan 'hiçbir düş yarım kalmayacak' diyoruz. 33 düş yolcumuz, bu toprakların dört bir yanından gelip Amara Kültür Merkezi'nde buluşarak umudun adı oldular. Türktüler, Kürttüler, Çerkezdiler. Lise öğrencisi, üniversiteli, inşaat işçisi, ev emekçisiydiler. Halkların kardeşliğinde ve dayanışmasında buluşmuşlardı. Kanlı bir katliamla tam da bu değerlerimiz yok edilmek istendi. 33 düş yolcusunun düşleri şimdi, onların izinden giden gençlerde, kadınlarda, milyonlarda yaşıyor. Amara Kültür Merkezi'nden yükselen kardeşlik sesi, 10'uncu yılında, mücadelemizle milyonların sesi oldu.”
Katliamın 10'uncu Yılında Adalet Talebimizi Yeniliyoruz
Saldırıya yönelik yargı sürecindeki adaletsizliklere de değinilen açıklama şu şekilde sürdü:
“Suruç Katliamı davası, bu topraklardaki adaletsizliğin ve haksızlığın en önemli sembollerinden biri haline geldi. Suruç Katliamı davasının aydınlatılmadığı bu on yılda adaletsizlikler hep arttı. Suruç Katliamı ile yüzleşilmediği için katliamların ardı kesilmedi. Bizler, on yıldır bu katliam zincirini ve adaletsizlik zincirini kırmak için Suruç için adalet mücadelemizi büyütüyoruz. Tam 10 yıldır buradan, İzmir'den, Halitağa'dan, Urfa'dan, Ankara'dan, Türkiye ve Kürdistan'ın dört bir yanından sesimizin ulaştığı her yerden adaletsizlikleri anlatıyoruz, 'herkes için adalet' diyoruz. Bu on yılda katliamın sorumlusu IŞİD'liler, siyasi sorumlular ve kamu görevlileri değil bizler yargılandık. Dönemin Suruç ilçe emniyet müdürü Mehmet Yapalıal, Suruç TEM büro amiri Ahmet Oğuz Dağarcı ve Suruç ilçe istihbarat amiri Ali Koç yargılandı, ancak göstermelik ceza aldılar. Cezaları 7 bin 500 TL'ye çevrildi ve 12 takside bölündü. Katledilen 33 canımızın karşılığı bu kadar oldu. Katliamın siyasi sorumluları ortada olmasına rağmen yargılanmadılar. Dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu, '2015'i anlatsam kimse insan içine çıkamaz' dedi; defalarca tanık olarak dinlenmesini talep ettik, fakat mahkeme tüm taleplerimizi reddetti. Katliamın IŞİD'li sanığı Yakup Şahin bir kez bile duruşmaya getirilmedi. Firari IŞİD'li sanık İlhami Bali'nin aranır durumdayken Konya Devlet Hastanesi’nde tedavi olduğu ortaya çıktı. Suruç’ta katledilen düş yolcularımız 'kusurlu' bulundu, Suruç davası cezasızlıkla kapatılmak istendi. Katliamın 10’uncu yılında adalet talebimizi yineliyoruz; Suruç davasında tüm sorumlular yargılansın.”
10 Yıllık Mücadelemizde Failler Değil Adalet Arayanlar Yargılandı
10 yıllık mücadelemizde failler değil adalet arayanlar yargılandı. Suruç tanıkları ve yaralıları tutuklandı. 33 düş yolcumuzdan Evrim Deniz Erol'un annesi Besra Erol, oğlunun mezar başında yaptığı konuşma nedeniyle yıllardır tutsak tutuluyor. Ağır hastalıklarına rağmen tahliye edilmeyerek cezalandırılıyor. Suruç yaralımız Onur Yılmaz, geçtiğimiz günlerde tutuklandı. Suruç Aileleri İnisiyatifi'nden Ezgi Gürbüz ve Ahmet Topaloğlu 6 aydır tutuklu. Suruç oturumlarına katılmak ve Suruç ölümsüzlerini anmak iddianamelere, yargılamalara konu edilmektedir. Bunu kabul etmiyoruz. 33'ler için adalet mücadelesi vermek suç değildir. Suç olan, katliam faillerinin yargılanmamasıdır. Tüm Suruç için adalet arayışçıları serbest bırakılmalıdır. On yılda defalarca 33'lerin mezarları ve anıtları tahrip edildi; onları anmak suç sayıldı. Ancak biz, 10 yıldır adalet mücadelemizden bir adım geri atmadık. 33'lerin düşlerini yaşatma sözümüzü tutuyoruz.”
Bu Topraklarda Adalet Arayan Herkesin Yolu Suruç için Adalet Mücadelesi ile Kesişti
Açıklamada, Suruç için verilen adalet mücadelesinin diğer toplumsal adalet arayışları ile birleştiği belirtilerek, “Suruç için adalet mücadelesi, 10 yılda bu topraklardaki tüm adaletsizliklerin birleştiği nokta oldu. Suruç için adalet mücadelesi, Baran Tursun'dan Deniz Poyraz'a, Cumartesi Anneleri'nden Barış Annelerine, Hendek'ten Soma'ya, Berkin Elvan'dan Hande Kader'e, Rabia Naz'dan Metin Lokumcu'ya kadar uzanan bir adalet arayışına dönüştü. Bu topraklarda adalet arayan herkesin yolu Suruç için adalet mücadelesi ile kesişti. 33'ler için adalet mücadelesi, milyonlar için adalet mücadelesi haline geldi. Bizlerle on yıldır bu yolu yürüyen tüm adalet arayışlarını selamlıyoruz. Yüreği adalet için atan herkesi selamlıyoruz.” ifadelerine yer verildi.
