İzmir’in Karşıyaka ilçesinde bir öğretmenin, okulda görevli müdür yardımcısı tarafından psikolojik şiddet ve tacize uğradığına dair iddialar kamuoyunda büyük bir yankı uyandırdı. İdari soruşturma sonucunda görevden men edilen müdür yardımcısı hakkında yürütülen adli süreçte üçüncü duruşma gerçekleştirildi ve karar duruşmasının 23 Ekim’de yapılacağı açıklandı.
İzmir’de okulda taciz ve mobbing davası: Mahkeme kararını Ekim’de verecek
Karşıyaka Şehit Ahmet Oruç Ortaokulu’nda müdür yardımcısı olarak görev yapan Nevzat Kahraman hakkında, bir öğretmeye yönelik mobbing, psikolojik şiddet ve taciz iddiaları üzerine başlatılan idari soruşturma sonuçlandı. Yüksek Disiplin Kurulu tarafından meslekten men edilen Kahraman, Mart ayında 10 gün boyunca tutuklu kalmış, ardından serbest bırakılmıştı. Söz konusu iddialarla ilgili adli süreç Karşıyaka 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nde sürüyor. Davanın üçüncü duruşması bugün gerçekleştirildi. Duruşmada mütalaa okunmuş ve kararın 23 Ekim 2025 tarihinde yapılacak duruşmada açıklanacağı belirtilmiştir.
“Kadına yönelik şiddete karşı mücadelemiz sürecek”
Eğitim Sen İzmir 2 No’lu Şube Başkanı Zeliha Danyeli, olayın yalnızca bireysel bir saldırı değil, tüm kadınlara ve eğitim emekçilerine yönelik bir şiddet biçimi olduğunu ifade etti. Danyeli, açıklamasında şunları belirtti: “Karşıyaka Şehit Ahmet Oruç Ortaokulu’nda müdür yardımcısı Nevzat Kahraman tarafından mobbinge, psikolojik şiddete ve tacize maruz kalan öğretmenimiz üzerinden tüm kadınlar ve eğitim emekçilerine karşı yapılan saldırılara ses çıkartıyoruz. Failleri korumayın, gerçek adaleti sağlayın. Kadınlara ve çocuklara karşı işlenen suçların failleri gereken cezayı alana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz.”
Erkek şiddetine maruz bırakılıyoruz
Fail, Mart ayında 10 günlük tutuklama sürecinin ardından serbest bırakılmıştır. İdari soruşturmada Yüksek Disiplin Kurulu tarafından meslekten men edilmiştir. Devam eden adli soruşturmada bugünkü duruşma Karşıyaka 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nde gerçekleştirilmiştir. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin en ağır sonuçlarından biri olan kadına yönelik şiddet, dünyada önemli bir sorun olmanın yanı sıra Türkiye’de de giderek arttığına tanıklık ediyor. Kadınlar, evde, işte, okulda ve sokakta erkek şiddetiyle karşı karşıya kalıyor. Cezasızlık politikaları nedeniyle ülkemizde kadın cinayetlerinin ve şiddetin her geçen gün arttığı gözükmektedir. Bu durum, toplumsal çürüme ve ahlaki çöküntürü yansıtmaktadır.
Bizlerden sessiz kalmamız istenmektedir
Bizlerse; “Artık yeter” diyoruz. Kadınların bu saldırılara karşı sessiz kalmayacağı herkes tarafından bilinmelidir. Şiddet ve ölüm kusan erkek egemen düzene karşı mücadelemiz kesintisiz devam edecektir. Son dönemde iktidarın kadınlara ve mücadele eden her kesime karşı uyguladığı baskı ve tehdit politikaları birbirinden bağımsız değildir. Özel olanın politik olduğu bilinciyle, iktidarın bizzat ürettiği şiddetin farkına varılmalıdır. Kadınları eve kapatan ve bedenlerini kontrol altına almaya çalışan bir zihniyet, kadınların maruz kaldığı şiddetten sorumludur. Şiddet uygulayanların ve katillerin rahat bir şekilde dolaşmasına olanak tanıyan yargı da bu zihniyetin ürünüdür.
Cinsiyetçi iş bölümü ve toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri çalışma yaşamında da şiddeti, tacizi ve ayrımcılığı yaygınlaştırmaktadır. İş yerlerinde şiddet ve tacize karşı koruyucu yasaların olmayışı, kadınları bu tehlikelere maruz bırakmaktadır. Bu nedenle, ILO’nun 190 Sayılı Sözleşmesi’nin onaylanmasını talep ediyoruz!
-6284 sayılı yasanın etkin bir şekilde uygulanmasını,
-İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden yürürlüğe girmesini ve uygulanmasını istiyoruz. Güvenceli iş ve güvenli bir gelecek talebimizden vazgeçmiyoruz! Örgütlenme özgürlüğümüzden vazgeçmiyoruz! Şiddetsiz bir yaşam, eşitlik, özgürlük, adalet, demokrasi, barış ve laiklik mücadelemizden vazgeçmiyoruz!
Karşıyaka Adalet Sarayı’nda öğretmenimizin yanında olduğumuzu belirttik. Duruşmada mütalaa okundu ve karar duruşması 23 Ekim’de yapılacaktır. Eğitim Sen olarak diyoruz ki; şiddeti önlemek, kadınları ve çocukları erkek şiddetine karşı korumak devletin sorumluluğundadır. Devlet bu konuda politika oluşturmak, yasaları düzenlemek ve uygulamakla yükümlüdür. Kadına yönelik her türlü şiddeti, tacizi ve mobbingi kabul etmiyoruz. Öğretmenimizin şahsında tüm kadınlara ve eğitim emekçilerine yönelik gerçekleştirilen saldırıların karşısında durmaya devam edeceğiz. YAŞASIN KADIN DAYANIŞMASI!”
