İzmir'in en tanınmış sembollerinden biri olan Konak Meydanı, her gün binlerce ziyaretçiyi ağırlıyor. Kentte bulunan Saat Kulesi'nin önünde fotoğraf çektirmeden buradan ayrılmak neredeyse imkansız.
Konak Meydanı, aynı zamanda kentin en yoğun ve hareketli alanlarından birini oluşturuyor. Kemeraltı Çarşısı'na giriş, Hükümet Konağı ve birçok alışveriş merkezi burada yer almakta.
Bu bölgede dikkat çeken bir diğer yapı ise, birçok insanın önünden geçtiği küçük bir cami. Ancak kimse bu minik caminin hikayesini tam olarak bilmiyor. Peki, Yalı Cami'nin öyküsü nedir? İşte detaylar…
Konak Cami olarak da bilinen bu küçük yapının gerçek adı Yalı Camidir. Başlangıçta deniz kenarında inşa edilen bu cami, zamanla denizin doldurulması sonucu iç kesimlerde kalmış.
Deniz kıyısındaki konumu nedeniyle Yalı Cami adını almıştır. Bunun yanı sıra Konak Cami, Hükümet Cami ve Ayşe Hanım Camisi gibi isimlerle de tanınmaktadır.
Bu zarif cami, 18. yüzyılın ortalarında Derviş Ağazâde Mehmet Paşa'nın kızı Ayşe Hanım tarafından inşa ettirilmiştir. Ayşe Hanım, camiyi yaşadığı konağın yanındaki medresenin mescidi olarak yaptırmış. Ancak medrese, 1867 yılında yenilenmek amacıyla Vilayet Konağı ile birlikte yıkılmış ve 1873 yılında buraya yeniden küçük bir cami inşa edilmiştir.
I. Dünya Savaşı'nın sonunda, dönemin İzmir Valisi Rahmi Bey'in teşebbüsüyle, Ulusal Mimarlık üslubunda Mimar Tahsin Sermet Bey tarafından onarımlar gerçekleştirilmiştir.
Osmanlı mimarisi tarzında inşa edilen bu tek kubbeli ve tek minareli cami, 1964 ve 1997 yıllarında iki kez müdahele edilmiştir.
Cami içerisindeki ilk çiniler Hafız Mehmet Efendi'ye aittir. 1964 yılındaki çiniler, Hafız Mehmet Efendi'nin oğlu Hakkı Çinicioğlu tarafından, 1997 yılındaki çiniler ise seramik sanatçısı Ümran Baradan tarafından yapılmıştır.
