

İzmir’in bereketli topraklarında yetişen ve coğrafi işaret tesciliyle öne çıkan Arslanlar biberinin hasadı başladı. Torbalı’ya bağlı Arslanlar Mahallesi’nde yaklaşık 130 yıldır aynı ata tohumu ile yetiştirilen bu biber, eşsiz aroması, ince kabuğu ve yüksek acılık oranıyla dikkatleri üzerine çekiyor.
Mideyi Yakmayan Bir Lezzet
Torbalı Ticaret Odası Başkanı Abdulvahap Olgun, Arslanlar biberinin Ege Bölgesi’nde eşi benzeri bulunmayan bir ürün olduğunu ifade etti. Olgun, “Zaman zaman Urfa isotu ile kıyaslanıyor. Şanlıurfalı vatandaşlara sesleniyorum: Gelin bu acılığı yarıştırmak istiyoruz. Arslanlar biberi mi daha acı, yoksa Urfa isotu mu?” şeklinde konuştu. Kendi tadım deneyimini de paylaşan Olgun, “Urfa isotunu yediğimde hafif bir acılık kalıyor; ancak Arslanlar biberinde dudaklardan başlayarak ağızda yayılan, mideyi yakmayan yoğun bir acılık hissediliyor” dedi.
İzmir’in Tescilli 35. Ürünü
Arslanlar biberinin hikayesi, mübadele döneminde Rumeli’den Torbalı’ya göç eden vatandaşların bu tohumları beraberinde getirmesi ile başlıyor. Uyumlu iklim ve toprak yapısı sayesinde Arslanlar Mahallesi’ne hızla adapte olan bu biber türü, 2022 yılında coğrafi işaret alarak İzmir’in tescilli 35. ürünü olmuştur.
Üretimi Az, Maliyeti Fazla
Nisan ayında ekilen Arslanlar biberinin hasadı temmuz ayında başlamakta ve eylül sonuna kadar sürmektedir. Bu yıl yaklaşık 100 dönüm arazide yapılan üretimin oldukça yüksek seviyede olduğu belirtiliyor. Olgun, “Şu anda bir elimde Urfa isotu, diğer elimde Arslanlar biberi var. Önce Urfa isotunu tadıyorum, ardından Arslanlar biberini; o da dudaklardan başlayıp tüm ağızı saran bir acılık bırakıyor, ama mideyi yakmıyor. Urfa biberi ise ağızda hafif, midede rahatsızlık yaratacak kadar etkili. Arslanlar biberi, ağızda gün boyu süren bir acılık hissi bırakıyor. Bu yıl üretim 100 dönümlük alanda gerçekleşiyor ve rekolte oldukça başarılı. Çiftçiler, ürünlerini 35 TL’den satarken, pazarda 50 TL’ye kadar alıcı bulabiliyor. Sezon başında fiyatı 100 TL’ye kadar çıkabiliyor çünkü az üretiliyor ve kıymetli bir ürün. Ayrıca İtalyanların da bu bibere ilgisi var; sos olarak pizzalarda kullanılmak üzere projeler geliştiriliyor. 'Azap' markası altında bu ürünün İtalya’ya satışı hedefleniyor. Genellikle evlerde, restoranlarda, kebapçılarda ve pidecilerde sıkça tüketilmektedir” dedi.
“Bugüne Kadar Hiç Bu Kadar Verimli Olmamıştı”
Arslanlar Mahallesi Muhtarı Sedat Sunar, bu yılın rekoltesinden memnuniyet duyduğunu belirterek, “Ekim dönemi, Nisan'ın ilk haftasında başlıyor. Hasat, yılın durumuna göre Haziran'ın sonunda veya Mayıs'ın sonunda başlayabilir. Bu sene yağmurlardan dolayı hasat Haziran'da başladı. Eylül sonuna kadar, hatta bazen Ekim başına kadar devam edebiliyor. Hava sıcak olduğu için, hasat genellikle sabah saat 5 ya da 5.30'da yapılması gerekir. Geç saatte gelince terliyoruz. Bu sene mahsul güzel, verimi oldukça iyi. Aşağı yukarı bir dönümde 3 – 3,5 ton ürün elde ediliyor. Bugüne kadar hiç bu kadar verimli olmamıştı. Pazara, dönercilere, pidecilere ürün sağlıyoruz” diye ifade etti.
“Hepsini Çocukluktan Beri Öğrendik”
Yaklaşık 30 yıldır Arslanlar biberi üreten Gökhan Çalgıcı, doğru zamanlama ve bakım sayesinde bu yılın hasadından memnun olduklarını söyledi. Çalgıcı, “Sulamasını, arasını, çapını, her şeyini tam zamanında yaptık. Bu yüzden hasattan oldukça memnunuz. Azıcık sıcaklar bastı ama bu bizi fazla etkilemedi. Köyde yetiştiğimiz için neyin ne zaman yapılması gerektiğini biliyoruz. Her şeyini çocukluktan beri öğrendik. Bu sene başta hava biraz serin gitti, yağmurlardan dolayı, ama sonrasında havalar ısınınca her şeyi zamanında yetiştirdik. İlaçlamasını, gübrelemesini yaptık. İşçi arkadaşlarımızla birlikte çalıştık, onlardan da destek aldık. Sabah 6.30'da başlıyoruz, 12 gibi bırakıyoruz. Mahsullerimizi teslim edeceğimiz yere getiriyoruz. Ertesi gün yine tarladayız, işin içinden çıkmıyoruz. Sürekli ilgileniyoruz ve memnunuz” açıklamasında bulundu.