

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’ndan Tülin Osmanoğulları ve Esra Akın, {siteDomain} ekibine kadın cinayetlerinin haber dilinde nasıl ele alınacağına dair bir eğitim düzenledi. Eğitimde, kadın cinayetlerinin politik bir yönü olduğu ve medyada kullanılan dilin toplumsal etkileri üzerinde duran Osmanoğulları, “Kadın cinayetleri, kadına yönelik şiddet ve çocuk istismarı, patriarkal sistemin ve erkek egemen devlet politikalarının sonuçları olarak ortaya çıkan toplumsal krizlerdir” şeklinde konuştu.
“Aşk cinayeti” haberleri gerçekleri gizliyor!
Tülin Osmanoğulları, kadın cinayetlerinin medyada nasıl yansıtıldığını ve bu durumun toplumsal algıyı nasıl şekillendirdiğini vurguladı. “Kadın cinayetleri, kadına yönelik şiddet ve çocuk istismarı konuları, toplumsal krizlerin bir parçasıdır. Medyanın bu konuları ele alışı toplumsal algıyı şekillendiriyor. Özellikle haberlerdeki ‘aşk cinayeti’, ‘kıskançlık cinayeti’ ve ‘cinnet’ gibi ifadeler, erkek bakış açısını yansıtmakta ve kadın cinayetlerinin politik bir boyutunu gizlemektedir” ifadelerini kullandı.

Medyada kadın cinayetleri
Akın, medyada kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri ile ilgili haberlerde kullanılan dilin normalleştirici etkisine değinerek, “Medya, kadın cinayetlerini ‘aşk cinayeti’, ‘aldatma’, ‘cinnet’ gibi fail aklayıcı ifadelerle sunarak şiddeti normalleştirmekte; bu tür ifadeler, mağduru suçlayan bir dil kullanılarak gerçek suçlunun gizlenmesine sebep olmaktadır. Sonuç olarak, erkek şiddetinin görünmez olmasına ve devam etmesine zemin hazırlamaktadır. Ayrıca, ‘mağdur kadın’, ‘kurban kadın’ gibi imgeler cinsiyetçi bir söylemi teşvik etmekte ve kadının erkeğe karşı zayıf bir konumda gösterilmesine yol açmaktadır. Cinsiyetler arasındaki eşitsizlik söylemleri ise, erkek şiddetinin toplumsal boyutunu göz ardı eden son derece sorunlu bir dildir” dedi.

Çözüm odaklı haber dili için neler yapılmalı?
Osmanoğulları, basında kullanılabilecek dil konusunda önerilerde bulunarak, “Failin sorumluluğunu açıkça belirtmek, mağduru suçlayıcı ifadelere yer vermemek, politik bağlamı vurgulamak ve sansasyonel fotoğraflardan kaçınmak gibi basit ama etkili adımlarla kadınların yaşam hakkını temele alan bir medya dili oluşturulmalıdır. Tüm medya kuruluşları kadın çalışanların istihdamını artırmalı ve bu alanla ilgili eğitimler vermelidir. Şiddet haberlerinde, kadınların başvurabileceği kişi, kurum ve kuruluşların iletişim bilgileriyle ilgili yasa ve yönetmelikler de hatırlatılmalıdır. Ayrıca, haberin kaynağının önemi göz önünde bulundurularak, uzmanların ve kadın örgütlerinin görüşlerine mutlaka yer verilmelidir” şeklinde konuştu.