

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 15 Ağustos 2025 tarihli Cuma hutbesinde “kul hakkı” kavramı ele alındı. Hutbede, yaşam hakkından aile içi miras paylaşımına kadar birçok konuya değinildi. Diyanet, miras paylaşımı ile ilgili olarak, “Karşılıklı rıza olmadan Yüce Rabbimizin koyduğu miras ölçüsünü değiştirmek ilahî adalete aykırıdır. Bu bağlamda bireylerin; kız çocuklarını mirastan mahrum bırakması ve kız çocuklarının da Allah'ın takdir ettiği hakka razı olmaması kul hakkıdır.” ifadelerini kullandı. İslam hukukuna göre, vefat eden bir kişi tek kız çocuğu bırakmışsa mirasın yarısını almakta, eğer erkek kardeşi varsa, onun aldığı payın yarısını almaktadır. Birden fazla kız çocuğu olması durumunda ise mirasın üçte ikisi paylaşılmaktadır. Hutbede ayrıca, Gazze'deki olaylar, mülkiyet hakkı ihlalleri, işçi-işveren ilişkilerinde adalet ve ticarette dürüstlük gibi konular da “kul hakkı” başlığı altında değerlendirilmiştir.
Bu Süreç İstanbul Sözleşmesi’nden Çıkılmasıyla Başladı
Konuyla ilgili olarak {siteDomain}’ye açıklama yapan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu İzmir Temsilcisi Tülin Osmanoğulları, İstanbul Sözleşmesi'nden çıkışın toplumsal cinsiyet eşitliğine darbe vurduğunu belirtti. Osmanoğulları, “Türkiye'de bir sürecin sonuna doğru gidiliyor. Bu süreç aslında İstanbul Sözleşmesi'nden bir gecede çıkılarak başlatıldı. Çünkü İstanbul Sözleşmesi, toplumsal cinsiyet eşitliğini esas alıyor. Doğduğu andan itibaren kız ve erkek çocuklarının eşit olması gerektiğini savunuyor. İstanbul Sözleşmesi, 'aile yapısını bozuyor' diyerek bir gecede sözleşmeden çıktılar.” dedi.
Kadınların Hakları Fetvalarla, Hutbelerle Geri Alınamaz
2025 yılının ilk altı ayında öldürülen kadınların yüzde 65'inin aile içindeki bireyler tarafından katledildiğini hatırlatan Osmanoğulları, bu açıklamaların Anayasa ve Medeni Kanun'a aykırı olduğunu belirtti. “Bu miras hukukunu bu şekilde değiştirmeye çalışırlarsa kadınlar daha fazla öldürülecektir.” diyen Osmanoğulları, kadınların mücadele ile elde ettiği hakların bu şekilde geri alınamayacağını vurguladı.
Bu Hutbeyi Verenler de Failler Kadar Suçludur
Osmanoğulları, “Her kadının şiddet görmesi ve öldürülmesi durumunda yalnızca failler değil, bu hutbeyi verenler de suçlu olacaktır. Diyanet'in fırsat olarak gördüğü bu süreçte kadınları hedef alması kabul edilemez.” dedi.
'Aile Arabuluculuğu' Sistemine Tepki
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, boşanma davalarında köklü değişikliklere yönelik yeni bir yargı paketi hazırlandığını ve aile arabuluculuğu sisteminin getirilebileceğini ifade etti. Tunç'un açıklamalarıyla camilerde verilen Cuma hutbesinin paralel olduğunu savunan Osmanoğulları, “Adalet Bakanı'nın gündeme getirdiği konular, kadınların evlerine kapatılmasına ve ölüm fermanları imzalamalarına yol açacak.” dedi.
Medeni Yasa'yı Delmeye Çalışıyorlar
EŞİK (Eşitlik İçin Kadın Platformu), Diyanet'in kadınların eşit miras hakkına karşı tutumuna tepki gösterdi. Açıklamada, “Diyanet, kadınların miras hakkını yok etmeye çalışıyor. Anayasa'ya ve Medeni Yasa'ya uymak zorundadır.” denildi.
Çocuklar İstismar Edilirken Diyanet Sessizdi
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF), hutbenin “ilahi adalet” söylemiyle kadınların kazanılmış haklarını tartışmaya açtığını belirtti. TKDF, “Diyanet, her gün kadınların öldürüldüğü ve çocukların istismara uğradığı bir ortamda sessiz kalırken, kadınların haklarını hedef alıyor.” ifadelerini kullandı.