reklam
reklam
DOLAR40,4343% 0.24
EURO47,1614% 0.49
STERLIN54,2613% 0.02
FRANG50,4609% 0.59
ALTIN4.350,44% 0,55
BITCOIN118.562,580.348
reklam

Kadın İnisiyatifi'nden basın açıklaması: Alevi ve Dürzilere yönelik saldırılara sessiz kalmayacağız

Yayınlanma Tarihi : Google News
Kadın İnisiyatifi'nden basın açıklaması: Alevi ve Dürzilere yönelik saldırılara sessiz kalmayacağız
reklam

İzmir’de “Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi” öncülüğünde bir araya gelen kadınlar, Suriye’de Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) ve ona bağlı grupların Alevi ve Dürzi halklara yönelik saldırılarına karşı durduklarını ifade etti. Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde gerçekleştirilen açıklamada, 12 binden fazla Alevi kadının kaçırılıp tecavüze uğradığı, köleleştirildiği ve fidye karşılığında pazarlık konusu yapıldığı belirtildi. Kadınlar, Türkiye’de bağlantılı olduğu öne sürülen hesaplar ve telefonlar hakkında suç duyurusunda bulunduklarını vurgulayarak, yetkililere “Bu suça ortak olmayın” çağrısında bulundu. Basın açıklamasında konuşan Aysel Önen, HTŞ kontrolündeki bölgelerde Alevi ve Dürzi topluluklara yönelik saldırılara dikkat çekti ve “Kadınlar olarak bu soykırıma sessiz kalmayacağız” dedi.

Her savaşta, kadınların bedenleri bir savaş alanına dönüyor

Önen, savaş ve çatışma ortamlarında kadınların beden bütünlüğünün sürekli olarak ihlal edildiğine vurgu yaparak, “Her savaşta, kadınların bedenleri bir savaş alanına dönüşüyor. Cinsel şiddet, işgalin ve tahakkümün bir aracı haline getiriliyor” ifadelerini kullandı. HTŞ’nin Suriye’deki etkisine ve bu durumun bölgesel aktörlerle olan ilişkisine dikkat çeken Önen, örgütün kadın haklarını sistematik biçimde ihlal ettiğini belirtti. Örgütün kadınları çarşaf giymeye zorladığını, ortaokul sonrası eğitim haklarını kısıtladığını, kadın kurumlarını kapattığını ve çocuk yaşta evlilikleri teşvik ettiğini ifade etti. Ayrıca, Alevi, Dürzi, Kürt, Arap Hristiyan, Şii, Ermeni ve Süryani topluluklara yönelik saldırıların 8 Aralık 2024 tarihinden itibaren arttığını ve özellikle Lazkiye, Tartus, Ceble, Hama ve Humus bölgelerinde binlerce kişinin hayatını kaybettiğini, kadınların kaçırılıp cinsel şiddete maruz bırakıldığını açıkladı.

Tüm kadınlarla dayanışmaya devam edeceğiz

Önen, şu iddialarda bulundu:

“12 bini aşkın Alevi kadın ve kız çocuğu kaçırıldı, topluca tecavüze ve cinsel işkenceye maruz bırakıldı, köleleştirildi, zorla evlendirildi, satıldı. Türkiye'nin de desteklediği HTŞ ve yönlendirdiği cihatçılar tarafından. Fidye ödenmesi karşılığında teslim edileceği, aksi takdirde satılacağı veya öldürüleceği tehdidiyle ailelerine şantaj yapıldı. 27 Haziran 2025 tarihinde Reuters Haber Ajansı’nda yayınlanan haber, kadın ticareti yapan ve fidye isteyen bu cihatçıların Türkiye’de de şebekeleri olduğunu açıkça belgelendi. Bu durumu göz ardı eden çeteler, bugün Dürzi kadınlara ve çocuklara da benzer şekilde saldırmaya başladı. Kaçırılan Alevi kadınların aileleri, fidyelerin İzmir ve Mardin'deki kişilere ve şirketlere ait banka hesaplarına gönderildiğini ve Türkiye’deki kayıtlı telefon numaralarından 1.500 ila 100 bin dolar arasında para istendiğini aktarıyor. Bu konuda bir suç duyurusu yapıldığını biliyoruz. Biz buradan soruyoruz: Bu hesaplar ve telefon numaraları kime ait? Bu ülkeyi yöneten AKP ve MHP, “Devlet Başkanı” pozisyonundaki cihatçıları karşıladıkları kırmızı halılarla, Alevi soykırımı hakkında neden bir şey yapmıyor? Yoksa bu suça ortak olmaya devam mı edecek? Kadınların ganimet gibi alınıp satılmasına mı göz yumacak, yoksa fidye isteyenleri mi koruyacak?

Bu suç ilk kez işlenmiyor

Türkiye’nin de dahil olduğu bu suç ilk kez gerçekleşmiyor. 11 yıl önce, 2014’te, IŞİD’in Ezidilere yönelik soykırımı başladığında 6 binden fazla kadın ve kız çocuğu kaçırılmış ve köle pazarlarında satılmıştır. Yine Türkiye’den hesaplar ve şebekeler mevcuttu. Satılan kadınlar Ankara’ya, Antep’e getirilmişti. Türkiye, bu kadın ticareti ağının bir parçası haline gelmişti. Daha sonra, Afrin işgali sırasında 2018-2021 arasında binin üzerinde kadın, Türkiye’nin desteklediği SMO tarafından kaçırılıp tecavüze uğramıştır.

Biz bunu normalleştirmeyeceğiz

Biz bunu normalleştirmeyeceğiz. Mücadele ettiğimiz bu ülkenin, kadınların bir mal gibi alınıp satılması, köleleştirilmesi ve Alevilere yönelik işlenen suçlardaki rolüne karşı çıkacağız. Çünkü bizim için barış, bu coğrafyada eşit ve özgür bir yaşam inşa edebilmek demektir. Emperyalistlerin ve siyonistlerin siyasi, askeri ve ticari çıkarları için körüklediği savaşın, derinleşen sömürünün ve soykırımın karşısında; Gazze'deki, Rojava’daki, İran'daki, Suriyeli, Alevi, Dürzi, Ermeni, Süryani, Kürt tüm kadınlarla dayanışmamız sürecektir. Tüm kadınları Alevilere yönelik soykırıma ve bu kapsamda kadınlara karşı işlenen suçlara karşı birlikte mücadele etmeye davet ediyoruz.

reklam

YORUM YAP