reklam
reklam
DOLAR39,6813% 0.18
EURO45,7816% 0.2
STERLIN53,5872% 0.42
FRANG48,6052% 0.22
ALTIN4.284,91% -0,15
BITCOIN105.885,600.88
reklam

Kamu Çalışanları Yükselen Yoksullukla Baş Etmeye Çalışıyor: En Fazla Etkilenler Kadınlar ve Çocuklar

Yayınlanma Tarihi : Google News
Kamu Çalışanları Yükselen Yoksullukla Baş Etmeye Çalışıyor: En Fazla Etkilenler Kadınlar ve Çocuklar
reklam

Büro Emekçileri Sendikası (BES), Türkiye genelinde eş zamanlı olarak gerçekleştirdiği basın açıklamaları kapsamında İzmir’de, Konak’taki sendika binasında önemli açıklamalar yaptı. BES İzmir Şube Başkanı ve KESK Dönem Sözcüsü Deniz Çetin, hükümetin uyguladığı ekonomik politikaların yoksulluğu daha da derinleştirdiğini ve kamu çalışanlarını açlık sınırına yakın gelirlerle yaşamaya mahkum ettiğini belirtirken, “Ücret politikaları yandaş iş insanlarını ve sermaye gruplarını mutlu etmeye devam ederken, bizler her geçen gün daha da yoksullaşıyoruz,” dedi. Çetin, kamu çalışanlarının alım gücünün her geçen gün azaldığına vurgu yaptı.

Temel Yaşam Kaynaklarına Erişim Her Geçen Gün Güçleşiyor

Çetin, büyük şehirlerde yaşam şartlarının kamu emekçileri için adeta bir sürgün haline geldiğini ifade ederek, barınma başta olmak üzere temel yaşam kaynaklarına erişimin giderek zorlaştığını dile getirdi. Kent yoksulluğunun içinden çıkılmaz bir hal aldığını belirten Çetin, “Her gün bizleri daha fazla yoksullaştıran bu politikalara rağmen, iktidar mensuplarının her cümlede, bizleri enflasyona ezdirmedikleri yalanını söylemeye devam etmektedir. Oysa bizler, pazara, markete ve diğer ihtiyaç duyduğumuz ürünlere ulaşmakta giderek zorlanıyoruz. En temel ihtiyaçlarımızı bile karşılamakta güçlük yaşıyoruz,” dedi. Çetin, büyük kentlerin emekçiler için sürgün yerleri haline geldiğini vurguladı.

Yoksullaştırma Politikaları Öncelikle Kadınları ve Çocukları Mağdur Ediyor

Yaşanan derin yoksulluğun toplumun farklı kesimlerini eşit şekilde etkilemediğini ifade eden Çetin, “Yoksullaştırma politikaları en fazla kadınları ve çocukları etkiliyor. Bu kapsamda kadın emekçiler ve çocuklar daha fazla mağduriyet yaşamaktadır. Çocuklarda beslenme sorunları nedeniyle kalıcı sağlık problemleri ortaya çıkarken, kadınlar bu derin yoksullukla başa çıkmak için daha fazla fedakarlık yapmak zorunda kalıyorlar. Çocuk bakımı yükü, kadın emekçilerin üzerindeki sorumluluklanlardan biri haline geliyor,” ifadesini kullandı.

Kreş İhtiyacının Giderilmesi Talep Edilmektedir

Çocukların bakımı ve sağlıklı bir geleceğin hazırlanmasının devletin asli görevi olduğunu hatırlatan Çetin, “Anayasa’nın 41/2 maddesi ile ’Devlet, ailenin huzuru ve refahı için gerekli önlemleri alır’ ifadesi vurgulanmıştır. Medeni Kanun’un 346. maddesi ise ’Çocuğun korunması için gerekli hallerde devlet müdahalesi öngörülür’ demektedir. Ancak mevcut iktidar, çocukların korunmasına yönelik düzenlemeleri yeteri kadar uygulamamaktadır,” dedi. Çetin, çocuk bakımına dair adımlar atılmasını ve işyerlerindeki kreş ihtiyacının giderilmesini talep ettiklerini kaydetti.

Her çocuğun eğitim, ulaşım ve beslenme gereksinimlerinin karşılandığı, bilimsel nitelikte kreşlerin açılması için mücadeleye devam edeceklerinin altını çizen Çetin, taleplerinin önemine dikkat çekti.

Asgari Memur Maaşı Yoksulluk Sınırının Üzerine Çıksın

Çetin taleplerini ise şu şekilde sıraladı:

  • “En düşük memur maaşı yoksulluk sınırının üzerine çıkarılsın.
  • Seyyanen zam dahil bütün ek ödemeler temel ücrete dahil edilsin.
  • Bütün emekçilere 3600 ek gösterge verilsin ve adil bir düzenleme yapılsın.
  • 5510 sayılı Kanunun sebep olduğu mağduriyetler giderilsin.
  • Her emekçiye kira yardımı yapılması sağlansın.
  • Kaldırılması söz verilen mülakat haksızlığına son verilsin.
  • 666 sayılı KHK ile kaldırılan ikramiye ve ek ödemeler bir an önce ödensin.
  • Çocuk bakım ve eğitim hizmetleri, tüm ebeveynler ve çocuklar için bir hak olarak kabul edilsin ve yasal düzenlemeler derhal yapılsın.
  • 0-6 yaş grubu çocuklar için, en az 50 çalışanın bulunduğu işyerlerinde kreş ve ortak bebek bakım üniteleri açılsın.
  • Bakım hizmeti veren kurumlarda çalışanların, çocuk gelişimi ve toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimi almış olmaları sağlansın.
  • Kreşlerin denetim ilkeleri belirlenerek, ebeveynlerin de dahil olduğu bir denetim süreci oluşturulsun.
  • Doğum izninin ardından, ebeveynlerin 6 ay dönüşümlü kullanabileceği, 2 yıl boyunca ücretli izin hakkı için yasal düzenleme yapılsın.”
reklam

YORUM YAP